Çölaşan'ı kınıyorum..

"20. yüzyıl başındaki koşullarda hayatlarını kaybeden Ermeniler'in huzur içinde yatmalarını diliyor, torunlarına taziyelerimizi (başsağlığı dileklerimizi) iletiyoruz..

Kim iletmiş?

Başbakan, 24 Nisan'da..

Vay efendim sen misin torunlara taziyeleri ileten..

Emin Çölaşan verdi veriştirdi köşe yazısında..

'Sana mı kaldı ihanet şebekelerinin torunlarına başsağlığı dilemek' şeklindeki Başbakan'a sitem edip yüklenmesini uygun bulmadığımı söylemek isterim..

Başbakan'ı eleştirenlerden biri de benim blog yazılarımda.

Hele Gezi olaylarında yerden yere mi vurmadık..

Amaa yüzyıl öncesinde yaşanmış bir olayı günümüze taşımamak adına ölenler için taziyede bulunabilen Başbakan'a da alkış tutarım..

Ermeniler için çok şey yazılıp çizilebilir..

Osmanlı için de aynı şey sözkonusu..

Tarihte hangi ülke hangi imparatotrluk yanlış yapmamıştır?

İmparatorlukların tümü bikere yanlışlıklar abideleri değil midir?

Asan, kesen, gasp eden batı İmpatratorluklar dahil barbar değil miydiler?

Batı, erken farkına varıp Ronesans ile birlikte bugünlere gelirken bizde hala kin nefret neden? diye sormak geliyor insanın aklına.. 

Tarihten ders almak, ders çıkarmak evet..

Kin nefret düşmanlık duygularını öne çıkarmak, hayır.!

Çölaşan'ı kınıyorum..

Bir köşe yazarı toplumu tahrik edici satırlar yazmamalı..!

Hem, dünya tarihinde yaşanan olaylar sadece ve sadece dünya ülkelerindeki politikacılara malzeme olmaktan başka birşey olmuş mudur?

Hayır.!

Ermenisi, Hristiyanı, Müslümanı, Musevisi, dinlisi dinsizi ile birlikte yaşamaktır güzel olan..

Yoksa efendim, Ermeniler tarihte şunları şunları yapmış, Osmanlı şöyle şöyle yapmıştır'ları günümüze taşımanın kimseye ama kimseye faydası olmayacağı gibi zararı olur diye düşünuyorum..

Çölaşan'a, dünya insanlarını ayrıştırmak yerine dünya ülkelerinin sınırlarının nasıl kaldırılılıp tüm dünya insanları ile kardeşçe nasıl yaşayabilir diye düşünmesini öneriyorum..