Çölde bir vaha: Kültürpark

Nikah vardı Kültürpark Evlendirme Dairesi'nde. Yaklaşık üç saat önce çıktık evden. Amacım Kültürpark'ın dingin havasını doyasıya solumaktı. Nedendir bilemiyorum; yıllardır elimizi ayağımızı çektik Kültürpark'tan. Nikah ya da ihtisas fuarı olmasa adım atacağımız yok. Oysa İzmir'in orta yerinde bir cennet duruyor ve kimsenin umurunda değil. Çöl ortasında bir vaha gibi yemyeşil Kültürpark'tan yeterince yararlanamıyoruz.

Namık Kemal Lisesi'nde okuduğum yıllar Kültürpark'la daha bir içli dışlıydık. Bahar aylarında fırsat buldukça Kültürpark'a kaçardık. Şimdilerde dev boyutlara ulaşan manolya ağaçları sırdaşımızdı bizim. Menekşe Çay Bahçesi'nde sınava hazırlandığımız günleri unutmak mümkün mü? Kaskatlı Havuz'da heykel kızların yanına uzanıp resim çektirmeyen var mıdır?

Şehrin bunaltıcı trafiğinden kaçarcasına Kültürpark'ın yeraltı otoparkına girdim. Yeni yapılan otopark çok basık ve sıkıcı ama yine de ihtiyaca cevap vermesi açısından yararlı bir tesis. Bu tür otoparkların kent merkezlerine yapılmasıyla sorun biraz olsun giderilebilecektir.

Görevlilerin yardımıyla aracımızı parkettikten sonra merdivenlerden çıkarak temiz havaya kavuştuk. Karşıdaki Lozan Kapısı'na şöyle bir baktım; kapının dışında araçların oluşturduğu keşmekeş ve gürültü vardı. Bizim bulunduğumuz yerde ise doyulmaz bir sessizlik, ağaçların serinliği ve kuş sesleri... Araç girişi yasaklandığı için egzos kokusu hissedilmiyordu. Gelinle damat bile araçlarını kapıda bırakıyorlar. İZFAŞ'a ait üstü açık elektrikli bir limuzinle nikah dairesine götürülüyorlar. Nikahtan sonra aynı araçla kapıya kadar bırakılıyorlar.

Kültürpark'ın oksijen kaynağı olan ağaçlar iyice büyümüştü. Kaskatlı Havuz'un iki yanındaki manolya ağaçları ise tarihe tanıklık etmenin gururuyla bizleri selamlıyordu. Nedendir bilmiyorum, havuzda su yoktu. O nedenle eski görüntüsünden uzaktı. Havuzun iki yanına uzanmış olan kızların yüzünde, ilgisizlikten olsa gerek hüzünlü bir ifade vardı. Eskisi gibi fotoğraf çektirenlere de rastlamadım.

Lunapark'ın eski yerine binalar kondurulmuş. Sergi alanları oluşturmak amacıyla kondurulan bu binalar Kültürpark'ın görünümünü olumsuz yönde etkiliyor. Sadece belli günlerde hizmet veren beton binalarla doğal ortam çirkinleştirilmemelidir. Onun yerine halkın hergün yararlanabileceği sanat, dinlence ve eğlence mekanları oluşturulmalıdır. Büyükşehir Belediyesi, uygun yerlere serpiştireceği bu tür mekanlarla halkın Kültürpark'tan 24 saat yararlanmasını sağlayabilir. Küçük göletten de gereği kadar yararlanılmıyor. Etrafına küçük çay bahçeleri yapılabilir. Dinlendirici bir seyir alanı oluşturulabilir.

Sonuç olarak Kültürpark'ın kıymetini bilelim. Kentin orta yerinde, her semte eşit uzaklıkta bulunan bu sakin parktan daha çok yararlanma olanakları yaratalım. Bu konuda yetkilileri göreve davet ediyorum.