Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '12

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Çölde bitkiler yüzlerce yıl uyuyabiliyorlar…

Çölde bitkiler yüzlerce yıl uyuyabiliyorlar…
 

Çöl bitkilerinin aşırı sıcakla ve susuzlukla mücadele etmek için kullandığı birkaç yöntem bulunmaktadır.

Bu yöntemlerden biri de

“uykuda kalmak”tır.

Özel yapıları ile kuraklığa ve susuzluğa dayanarak bu yöntemi kullanan bitkiler ise "efemeral"bitkiler olarak adlandırılmaktadır.

&

Genellikle bir sene yaşayan ve kuraklık durumlarında tohum halinde uykuda kalarak susuzluktan kurtulan bu bitkiler, yağmurdan sonra çok çabuk bir şekilde tohumlarını açıp yeşillenirler ve fideleri çok hızlı bir şekilde büyür.

&

Çiçeklenme çok kısa bir sürede oluşur ve böylece bitki, tohumdan tohum üretme aşamasına sadece birkaç hafta içinde geçebilir.

&

Çöl, yerküredeyer alan ana biyomtiplerinden birisidir.

Çöl, yıllık 250 mm'den az yağış alan bölgeler için kullanılan bir tabirdir.

&

Bazı bitkiler çölde yaşayabilmeleri için özel sistemler ve yapılarla donatılmışlardır. Çöl bitkileri su depolar, kamuflaj yapar ya da uykuya yatarlar.

Bazıları da çeşitli kimyasal yöntemlerle tohumlarının yeşillenmesini engeller.

*

Çöllerde en çok rastlanan bitkilerin başında kaktüs gelir. Bu bitki kalın saplıdır: bu sapın içinde su vardır.

Çöl denilince aklımıza kavurucu sıcak, sususzluk ve kum gelir. Birde beş, kahvenin en açık tonları, sarının kanaryaya yakın olan kısmı değilde beje yakın olan kısmı gelir. Vahalar gelir. Arap Atlıları gelir… Kertenkeleler, akrepler ve kaktüsler gelir.

Çöl korkutur insanı…

“Çöl sıcağı gelecekmiş!”

Denildi mi telaşa kapılırız.

“Çöl sıcağı gelirse yandık demektir!”

Biz geleceğini düşünerek panikleriz. Düşünün birde orada yaşamak zorunda kalan canlıları…

Allah yardım etsin…

Çöldeki bitkileri incelediğinizde değişiklikleri anlamakta zorlanıyorsunuz. Nasıllar çok olduğu gibi şaşırtıcı cevaplarla da karşılaşabilirsunuz. Mesela;

Bazı bitki türlerinin tohumları çok zor koşullarda bile kalabiliyorlar. Ne yapıyorlar derseniz?

Metabolizma faaliyetlerini azaltıyorlarmış. Bu da bir anlamda yarı koma gibi uyku haline geçmeleri oluyormuş. Burada çok şaşırılacak şeylerden biri aradan istenildiği kadar zaman geçsin – ki bu bazen yüz yıl bile olabiliyor, eğer gerekli ortam oluşursa filizlenenebiliyorlarmış. Yani ölmüyorlar. Uykudan uyanıyorlar…

Her iklimin, her bölgenin bitkileri kendi ortamlarında yaşayabiliyorlar… Başka bir ülkenin bitkisinin bir başka yerde yani uç noktalardan söz ediyorum. Kutuptaki çölde – çöldeki kutupta yaşayamıyormuş.

Çölde aşırı sıcakta yaşamını sürdüren bitkiler olduğu gibi, aşırı soğuklarda, şiddetli yağmur, kar, fırtına buzlarda da yaşayan bitkiler varmış.

Dayanıklıkları çevrelere göreymiş.

Çölde yağmur dengesizdir.

Bu yüzden efemerallerin eğer tüm tohumları tek bir yağmur ile yeşillense ve sonra birden gelen bir kuraklık ile ölseler, nesilleri tükenebilirdi.

Ama bu bitkilerin çoğu, sadece büyük miktarda yağmur aldıktan sonra tohumlarının yeşillenmesini sağlayan mekanizmalara sahiptir.

Bu bitkiler "tohum polimorfizmi" adı verilen ve tohumlarının yeşillenme zamanını farklılaştırabilen bir özelliğe sahiptirler.

Ek olarak tohumlarda da yeşillenmeyi engelleyici bir madde vardır.

Tohuma ilk defa su ulaştığında, onun yüzeye çıkma aşaması tamamlanır.

Ancak tohumun yeşillenebilmesi için bu koruyucu maddenin etkisiz hale gelmesi gerekir.

Bu işlem ise tohumun ikinci defa suyla buluşmasıyla meydana gelir.

Eğer ikinci defa su gelmezse yani yağmur yağmazsa tohum filizlenmez.

Bu nedenle tohumlar ıslanmak için iki evreye ihtiyaç duyar; ilki tohumların yüzeye çıkmasına neden olur, ikincisi de yenilenmeyi engelleyici maddeyi giderir ve ancak bu engelleyici maddenin gitmesinden sonra yeşillenme meydana gelir.

Bazı efemerallerin, örneğin "acı kavun" cinsinin tohumları sadece karanlıkta yeşillenir. Bir seri ıslanma ve kurumanın ardından tohumun dış yüzeyi değişir ve oksijenin embriyoya serbest bir biçimde geçişini sağlar.

Gerekli olan bu unsurların kombinasyonu, tohumun sadece gömüldükten ve defalarca yağmur gördükten sonra yeşillenmesine neden olur.(alıntı)

&

· Sanılanın aksine Antartikave Grönland'ın büyük bölümüde çöl tabirinin içine girer yani "çöl" kelimesi sadece sıcak bölgeleri değil soğuk ve kurak bölgeler için de kullanılır.

· Çöller birer ekosistemlerdir ve çöl atmosferinin düşük nemliliği gece ve gündüz arasında çok büyük sıcaklık farklarının oluşmasına neden olur.

· Çöller, aldıkları yağışın miktarında büyük değişkenlik gösterebilirler.

· Yağışın zamanı da öngörülememektedir.

· Sıcak çöllerde toprakta organik madde miktarı az olmasına karşın mineraller bol miktarda bulunur.

· En gelişmişlerinde bile bitki örtüşü çok seyrektir ve toprakgüneş ışınlarına ve rüzgâra doğrudan maruz kalır.

· Hem yıllık hem de çok yıllık bitkiler mevcuttur, ancak çok yıllık bitkiler olarak kaktüslertipiktir, Kuzey kutbu'da 400'e yakın bitki türü olmasına karşın Antartika'da hiç bir bitki türü bulunmamaktadır.

· Bu bitkiler su kaybını azaltmak için genellikle çok küçük yapraklara sahiptir ya da hiç yaprakları yoktur.

· Bazı bitkiler ise yer altı organları olarak yaşarlar ve yalnızca aşırı yağışların olduğu kısa bir büyüme dönemine sahiptirler.

· Çöllerde yaşayan hayvanlar, çok çetin koşullarla baş etmek zorundadırlar: su ve besin çok nadirdir, sıcaklık dramatik bir şekilde değişmektedir, kumda ve kalın kar tabakasında yürümek ve yuva kazmak zordur.

· Bu sorunları aşmak için çok çeşitli fizyolojikve davranışsaluyumlarevrimleşmiştir. Sıcak çöllerde çoğu hayvan küçüktür, günün en sıcak saatlerini bitkilerin altında ya da yer altında geçirirler, gece avlanır ve besin ararlar.

· Kanguru faresigibi hayvanlar, besinlerde bulunan ve metabolizma sonucu ortaya çıkardıkları su (metabolik su) ile canlılıklarını devam ettirirler.

· Canlı biyokütlesiçok düşüktür ve biyotaoldukça özelleşmiştir.

· Dünyaca ünlü çöller:

· Kutuplar'ın çevresinde bulunan çöller ve Kuzey Afrika'da Büyük Sahra,

· Güney Afrika'da Kalahari,

· Asya'da Gobi,

· Güney Amerika'da Atacamaçölleridir.

· Büyük Sahra dünyadaki en büyük çöldür.(alıntı)

&

Vaha çöl ortasında sulak ve yeşillik yer.

Çöllerdeki sulak ve bitkili yerler. Çölün ortasında su ve yeşilliğin bulunmadığı belli yerlerde hayat fışkıran vahalara tesadüf etmek mümkündür. Su bulunan bu yerlerde bitkiler yetiştiği gibi insanlar da yerleşip barınırlar. Yeraltı sularının bulunduğu, artezyen kuyularının açıldığı, büyük su kaynaklarına yakın ve dağ eteğinde taban suyunun yüze çıktığı yerlerde vahalara rastlanır.

Genelde bütün vahalarda sulama yoluyla sebze ve meyve yetiştirilir. Kuzey Afrika’daki vahalarda yetişen en önemli bitki hurmadır. Hurma olgunlaşmak için yakıcı sıcağa ihtiyaç gösterir. Heybetli olan bu ağaçların gölgesinde de sebze ve meyveler yetiştirilir. Vahalarda sulamanın bittiği yerlerde hemen uçsuz bucaksız çöl başlar. (Bkz. Çöl)

En büyük vahalara, çölde büyük nehirlerin aktığı yatağa yakın yerlerde rastlanır. Mısır’da Nil Nehrinin kenarlarında yerleşme yeri şeklinde pekçok vaha vardır. Dağ eteğinde taban suyunun yer yüzüne çıktığı Büyük Sahra’daki Tibesli Dağlarının ve Atlas Dağlarının eteğindeki vahalar dikkati çekenlerdir. Bâzı vahalarda ise yeraltı suları büyük kaynaktır. Libya Çölünün Kharya ve Dakkla vahalarıyla Avustralya’da Batı Queenslan’daki vahalar yeraltı su kaynakları ile beslenirler.

Çöl vahalarında tarım, sulanabilen topraklarda yapılır. Pamuk, zeytin, domates, soğan ve meyve gibi çok çeşitli ürünler yetiştirilir. Vahalar çöldeki ulaşım vâsıtaları için konaklama ve pazar yerleridir. Bunların içinde küçük bir şehir görünüşünde olanları da vardır.(alıntı)

Nazan Şara Şatana

http:// http://www.facebook.com/nazansara.satana.5

http:// https://twitter.com/#!/nazansarasatana

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....