Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Çook çalışmam lazım çook...

Çook çalışmam lazım çook...
 

Bende de var bir lap top. Saadet yaşıyoruz birlikte. Evde nereye gitsem, bebek gibi kucağımda...


Pazar pazar çok geç uyandım. Saat çoktan 10. 00 'u geçmiş...

Televizyon açık. Eşim mutlu mesut seyrediyor birşeyler. Daha doğrusu ordan oraya zaplıyor.

Tek gözümü açıyorum önce. Kulak kabartıyorum. Sakin bir ses hipertansiyondan bahsediyor.

İki gözüm birden açıldığında ise, bu kez bir şahin var, televizyonda. Nasıl avlandığna dair bir belgeseldeyiz.

Evet anlaşıldığı üzere yatak odasındaki televizyon, nihayet uydu antenli kullanımda. Yaklaşık bir sene süren, yapılsın mı yapılmasın mı tartışmalarından sonra, ben 1 - 0 mağlup pozisyondayım.

Eşim heyecanlı. Oh, ne güzel diyor. Ben de ses yok...

Şimdi bizim kız salonda çizgi film seyrediyor. Babamız ise o kanaldan bu kanala zaplıyor. Ben de kahvaltı hazırlıyorum.

Çok işim var aslında.

Okunacak dünya kadar kağıt, verilecek notlar var...

Yetmiyor, artık internet ortamına taşınıyor notlandırma.

Artık her öğretmenin kendine özel bir şifresi var. Bu şifre ile e-okula giriş yapıyor ve öğrencilerle ilgili herşeyi meb.gov.tr adresine kaydediyorsunuz.

Öğretmenler odasında arkadaşlar söyleniyorlar:

- Belliydi zaten. Öğretmenlere lap top kampanyası boşuna mı yapıldı. Ama biz algılayamadık, o başka.

- Hepimizden bilgisayar kurdu olmamızı bekliyorlar. Zaten az işimiz vardı... Çık, çık, çık...

Sayfaya her an yeni birşeyler eklenebilir. Bir koşturmacadır gidiyor. Bitir işini bitirebilirsen...

Bugün kitap ismi ve sayfa sayısı isteniyor - öğrencilerin bir dönemde okudukları-, yarın bilinmez.

Tüm işlerimiz şıkır şıkır yürüyor, okullarda hiç sorunumuz yok, tek derdimiz notlarımızı internet ortamına taşımak zaten!..

Hepimiz bilgisayar kurduyuz. Hepimizin evinde adsl bağlantısı ve pc mevcut...

Geçen sene emekli olan bir öğretmen arkadaşımız aklıma geliyor. Tab tuşuna bile basmak istemiyor, "ben bu aleti sevmiyorum", diyordu.

Ben bilgisayarı seviyorum. " Kızım büyüdükçe bilgisayar kurdu olur, ben ondan geri mi kalayım", diyerekten saatlerimi ekran karşısında geçirmişiliğim var. Allahtan zeki kadınım da, bilgisayarın bana ne kadar lazım olacağını keşfedebilmişim...

Şaka bir yana, eski öğretmenler pek sevmiyor bilgisayarı. Haklılar belki de. Bilgiye ulaşım çok çabuk ama yanında bir yığın dert de getiriyor.

Neyse, salonda benim evraklar yayılmış vaziyette. Eşim;

- Artık bunlar kalksa..

Ben;

- Daha işim var...

Çok işim var ama, kendimi veremiyorum. Ruhum tembellik istiyor. Yaramaz öğrenciler gibiyim. Çalışmaya başlayınca, uykum geliyor...

Sakinim, mırıldanıyorum kendi kendime;

- İşler yetişir. Aceleye mahal yok...

 
Toplam blog
: 33
: 777
Kayıt tarihi
: 19.10.07
 
 

71 İstanbul doğumluyum. Öğretmenim. Şarkıdaki gibi, " bi' kızım var ve evliyim."..