- Kategori
- Haber
Corona 7
Corona önce metabolizmamızı kuşattı.
Sonra da korku federasyonunu kurup beyinlerimizi etki altına almaya başladı acımadan.
Öyleki, " bu virüsü kim üretti, kendiliğinden mi zuhur etti?" sorularına bile şu aralar artık hiçbirimizcevap aramıyoruz.
" Hele bu işten bir kurtulalım " derdinde tüm insanlık. Etkilemediği bir alan ise neredeyse kalmadı.
Hattâ sıçramadığı alan kalmaması bir yana; ayrıca o alanların da kendi içinde “düşünüş bölünmelerine” sebep oldu.
Bilim sahasına bakıyoruz. Tıp otoriteleri her türlü siyâsî, ahlâkî, politik mülahazalardan uzak şekilde birkaç parçaya bölünmüş.
Aşısı var mıydı, maske kullanmak doğru muydu , sokağa çıkma yasağının süresi daha da uzatılmalı mı, çift maske kullanılmalı mı, eldivene gerek var mı, siyah maskeler zararlı mı , sosyal mesafenin nicel kriteri ne olmalı ? v.d…
Hukukî sahaya bakıyoruz. İnfaz yasası meclisten geçti. Kimler çıktı, kimler çıkmadı, virüs cezâ affına bahane mi oldu, kimlere yaradı, virüs bahanesiyle organize suç çetelerine göz mü kırpıldı? v.d…
Siyâsî sahaya bakıyoruz. Hükümet tedbir almakta çok başarısız, ölüm sayıları gizleniyor diyenler bir yana, Amerika Birleşik Devletleri’nde olmayan birçok olanağa sahip olduğumuz gerçeği de karşımızda…
Sokağa çıkma yasağının siyâsî sorumluluğuna istinâden, İçişleri Bakanımızın muvazaalı olduğu iddia bile edilen istifasından tutun da, kamuoyu nezdinde gücünü ve güvenilirliğini test etti iddialarına kadar…
Teolojik sahada durum farklı mı? Yaratıcının ilâhî bir îkazı olduğunu düşünenlerden tutun, tamamen nesnel koşulların kendiliğindenliğiyle durumu açıklayanlar bile var.
İnanıyorum ki, her alandaki işin uzmanları elbette her farklı görüşü dinliyor, değerlendiriyor ve karar almaya çalışıyor.
Acıbadem Maslak Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı D r. D e n i z S e b z e c i’ yle önceki hafta önce konuyla ilgili görüşmüştüm. İsminin de yayımlanması koşuluyla açıklamaları meâlen şöyleydi:
" Bu virüs vakası daha ilk görüldüğü günlerde, Sağlık Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı koordineli olarak derhal sokağa çıkma yasağı ilân etmeli.
Hem de, kesintisiz ve ilk anda en az üç hafta sürecek bir sokağa çıkma yasağı.
Öyleki, apartman yöneticilerinden tutun mahâlle muhtarlarına kadar, yasağı ihlâl edenlere karşı tutanak tanzim etme yetkisi verilmeli, semt komiteleri oluşturulmalı ve ev ziyâretlerine bile gitmek yasaklanmalı.
İlk anda ürkütücü gibi gelse de mâdem sinsi bir canavarla mücâdele ediyoruz, korunma tedbirlerimiz de o kadar konforlu olmamalı.
Bunun ekonomik ve sosyal faturası ilk anda ağır gibi gelecek olsa da, kısa sürede virüsün yayılması kontrol altına alınabilir.
Daha sonra yaşanması kuvvetle muhtemel facialar bu şekilde hiç değilse daha ilk baştan önlenebilir."
...
İlm-î tabâbet konusunda ehil değilim ancak radikal ve bilimsel bir öneri olması açısından Dr. Deniz Sebzeci’nin yaklaşımını anlamlı buluyor ve önemsiyorum.
Sabrın sonu ile