Çözülme ve ötekileşme...

Sonuç: Dalga dalga "kin ve nefret"- dalga dalga " öfke ve intikam"

Son zamanlarda, "halkın ayrıştırılması", Millt İttifakı'nın, sözde müttefiklerinin, kendilerine çalışan "sosyal medyayı" da kullanmasıyla, "ötekileştirme" aşamasına geçirildi...

Ancak, kimse kusura bakmasın ama, bu "ayrışmanın" ve "ötekileştirmenin" en başta gelen mimarı, CHP ve  Genel Başkanı ile kimi partililerdir.

-- Kılıçdaroğlu, ilk ayrımını, "Başöğretmenlerinin Atatürk olduğunu söyleyerek gururlanan öğretmenleri" , onların akıllarının ucundan dahi geçmeyecek bir söylem ile ikiye ayırıverdi....Ne dedi:

"Hala iktidarı destekleyen öğretmene ben öğretmem demem. Böyle öğretmen olmaz"..

Gelecektei CHP iktidara geldiğinde, devletin okullarını "sağcı olullar" ve  "solcu okullar" diye ayrılırsa şaşmamak lazım gelir...Mesela dedim.

-- Kılıçdaroğlu, sonra çiftçilere döndü ve dedi ki; "Mardin'de en çok oy alan parti AK parti. Konya ve Şanlıurfa'da da aynı. Bütün çiftçilere sesleniyorum. İlk seçimde siz hala gidip AK partiye oy verirseniz benim iki elim yakanızda olacak. Akıl alır gibi değil".

CHP(Cumhuriyet Halk Partisi)...Adı, içindeki gibi, kuruluş nedeni "Halk" olan bir partinin, halkı "ayrıştırmak" ve "ötekileştirmek" gibi bir düşünceye gitmesi--kendi ifadesi gibi yazayım-- akıl alır gibi değil.

CHP'nin altı okundan biri de "halkçılık" değil mi?...Böyle mi olur "halkçılık"?...O bayraktaki "halkçılık" oku, sanırım şimdi "kıvrım kıvrım" olmuştur; sıkıntıdan...

-- CHP Lideri, en son olarak da, Halk TV'de katıldığı bir canlı yayında, aynen şunları söylemiştir: 

"Ahlaklı olan bir siyaset anlayışıyla Türkiye'yi buradan çıkarmak istiyoruz. "Ahlaksızlar" bir tarafta kardeşim. "Ahlaklı olanlar" da burada. Bunların tamamı demokrasiyi savunuyor".

Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri, iktidar tarafından tepkiyle karşılandı...Konuşmanın tamamını dinlemediğim için, bir yanlış yapmamak istemiyorum...Ama, söylemin, iktidara yönelik olduğu belli oluyor gibi...

--  Şimdi de, CHP'li Fikri Sağlar'ın, aynen partisinin genel başkanı Kılıçdaroğlu'nun yaptığı gibi Halk TV'de katıldığı bir programda, "ayrımcılığın" ve "ötekileştirmenin" uç noktasını yaptığı konuşmaya değinmek istiyorum...Düşüncesini şöyle ifade etmişti:

"Kendimden söylemek istiyorum. Ben yargılandığım zaman türbanlı bir hakimin karşısına gittiğimde benimle ilgili haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getirebileceği konusunda kuşkum var".

Bu konuda özel bir açıklama yapmıyacağım; yalnızca kendisine ve de onun gibi düşünenlere bir soru soracağım. Sorum şu:

- Bir kişinin kılık kıyaafetine bakarak, onun doğruluğu ve dürüstlüğü hakkında "olumlu" ve "olumsuz" hüküm vermek ne kadar doğrudur?

Kusuruma bakmazsanız bu konuda çarpıcı bir örnek vermek isterim.

-  "Dışarıda ya da akrabalarınızda, "kollarının, göğüs ve sırtının bir bölümü açık giyinimli(dekolte) bir kadın gördüğünüzde, onun namusundan kuşku duyar mısınız?"

Cevabınız "hayır" ise mesele yok...

*

S O N U Ç :

Sonuç, bloğumun girişinde de söylediğim gibi; dalga dalga "kin ve nefret"- dalga dalga "öfke ve intikam"...

"Çözülme" ve "ötekileşme" ya da "ötekileştirme" bu kadarla da kalmaz...Bu duygular, içinde yaşatanları yer bitirir ve toplumsal yaşamı zehirler...İnsanları birbirine düşman eder

Kin ve nefret duygusu ile beyinleri sulanmış, kalpleri nasırlaşmış, acıma ve merhamet hisleri körelmiş bu tip insanlar için, Fransız yazar ve filozofu Voltaire'nin bir sözünü aktarmak isterim:

"ÖFKENİ AKLINLA YENEMİYORSAN KENDİNİ İNSANDAN SAYMA"

cdenizkent