Çözüm süreci ve PKK terörü

Dün 21 Mart 215 Cumartesi idi. Diyarbakır’da düzenlenen Nevruz kutlamalarını hep birlikte hayretle ve biraz da ibretle izledik. İmralı’dan gönderilen Apo’nun mesajı okundu. Büyük bir kalabalık vardı. Elbette ki büyük beklentiler de vardı.

Önce kalabalığın ellerinde bir tek Türk bayrağı ben göremedim. Çeşitli uyduruk filamalar ve bez parçaları vardır. Apo’nun posterleri vardı. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı veya Başbakanının resmi yoktu.

Güvenliğin sağlanması ise yine mitingi tertip edenlerin eline bırakılmıştı. Yani buna PKK nın elinde idi diyebiliriz.

Şimdi böyle bir barış süreci hangi yoldan geçerek mutlu sona ulaşacak? Bilen varsa söylesin.

Bu yaklaşımın hiçbir şekilde barışa hizmet etmeyeceğini anlamak için alim olmak gerekmez.  Barışı elde etmek için bir kısım PKK sempatizanının taleplerini yerine getiriyorsunuz ama bu ülkenin kahir ekseriyetinin yani %95 gibi büyük bir çoğunluğun beklentilerini nereye koyacaksınız.?

Böyle bir yaklaşımın ülkemiz insanında büyük bir hayal kırıklığı yarattığı muhakkaktır.  PKK ve onun yandaşlarının bu ülkede barış istemediklerinin apaçık bir göstergesidir.

Onlar, bu ülkede zaman zaman gördükleri kötü muameleleri, verdikleri mücadele ile ortadan kaldırmayı başarma aşamasında olduklarını Kürt kökenli vatandaşlarımıza anlatmaya çaba harcıyorlar.

Oysa halen iş başında bulunan hükümetin on iki yıldan beri yaptığı icraatlarla, orada bulunan teröre rağmen (doğu ve güney doğu) bu bölgelere verdiği hizmetler ve yaptığı demokratik açılımların hükümet programları ile açıklanarak oralara bu günkü imkanların ve hakların sağlandığı tamamen göz ardı edilmektedir.

Bu kadar şaşı bakan bir PKK ve onun yandaşlarının  iyi niyetli olabileceğine inanmak çok saflık olur.

Bunların nihai hedefleri adım adım doğu ve güney doğu bölgemizde ayrılıkçı bir devlet kurmaktır.

Bunu da açık açık söylüyorlar.

PKK ve yandaşlarının tüm hesapları bu plan üzerinedir. Peki Türk devletini yönetenler bunu görmüyor ve bilmiyor mu? Muhakkak ki biliyor. Zaten PKK yandaşlarının şu anki söylemlerinde bir devlet kurma iddiaları yok gibi.

Bu tavizler, ülkemizin hiçbir ilinde başka bir ırka verilmemiştir ve verilemez de. Kürt vatandaşlarımızın da kahir ekseriyetinin bunlardan mutlu olduğunu kabul etmek mümkün değildir.

Benim düşüncemi sorarsanız şöyle derim;  Ülkemizin hiçbir bölgesinde diğerinden farklı bir devlet uygulaması yapılmasın. Bütün vatandaşlarımıza olabildiğince eşit hizmet ve eşit muamele yapılsın ama bütün bunlara rağmen milletin ve devletin huzurunu bozmaya çalışan olursa onu da idam edelim.

Binlerce insanımızı terör nedeniyle öldüreceğimize, gerekiyorsa bu terörü yapanları yakalayıp öldürelim ki o binlerce insanı kurtarmış olalım.

Daha açık söylemek gerekirse, terör vücuda giren bir mikrop gibidir. Mikrobu öldürmezseniz o sizi öldürür. Artık bunun başka bir izahı yoktur.

Başta ABD olmak üzere Dünyanın 75 ülkesinde idam var. 24 ülkesinin de yasalarında var. Bu cezanın caydırıcı olmadığını söyleyenler yanılıyorlar. Bal gibi de caydırıcıdır.

Hiçbir suçu olmayanı öldüren insanın yaşama hakkı olmamalıdır. 22.03.2015

M.Sadullah SAĞLAM