Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '13

 
Kategori
Güncel
 

Çözüm sürecine Karadeniz engeli ya da devlet aklının sına(n)ması...

Çözüm sürecine Karadeniz engeli ya da devlet aklının sına(n)ması...
 

Vasat kalabalıklar her zaman provake edilmeye hazır...


İmralı sürecinin son adı artık “Çözüm süreci”, Başbakan yeni bir ad buyurana kadar bağımsız medyamız gibi biz; gavur icadı(!) bloggercilik oynayan garip gurebada “Çözüm süreceği” diyeceğiz...

Lakin iktidarın muktedir olduğu zamanımızda Sinop’ta güvenlik güçlerinin gözetiminde yaşanan Madımak provasının verdiği mesajı da kavramak lazım tez elden ki, anayasal haklarını kullanan herkesin üzerine gaz/cop/tazyikli su ile çullanan devlet aklının Sinop’ta ‘basiretinin bağlandığı’analizinin  kolayca inanılacak bir fotoğraf olmadığı anlaşılabilsin diye.

Vali ve emniyetin ortaya çıkan pankartlardan anlaşıldığı üzere yapılan hazırlıkları ıskaladığını varsaysak bile, neredeyse 9 saat Sinop Öğretmen evinde mahsur kalan BDP milletvekillerine yazılan tarifenin herhangi bir siyasi mesaj içermediğini de iddia edemeyiz...

Hadi komplo teorisi kurmayalım; dün akşam saatlerinde sayıları 2 bini aşan ve kendini “memleketin sahibi” sayanların toplumca genel kabul gören değerlerin/kültürün üzerinden yapılan şiddeti meşru gören binlerce yıllık “devlet aklı”nın olağan sonucuna sayalım.Sayalım da, Başbakan provokasyonun aktörlerini CHP’li, MHP’li ilan etti!

Etti de Sivas Madımak’ta halkın ozanlarını ve yazarlarını göz göre göre yakanların arkasındaki aynı irade/gen/kültür/iklime söyleyecek sözü yok mudur iktidarın!  

6/7 Eylül, iktidar gözetiminde yaşanan cinayetlerin, Maraş, Çorum, 1Mayıs 77’leri meşru sayan  gen/kültür/iklimi besleyen vasatlığın vesayetine diyecek söz yok mudur!

İklim/gen/kültür değişmediği sürece provokasyonların her zaman yenileri tedavüle sürülecek bu topraklarda ki sahibinin kim olduğunun önemi olmayan vesayet düzeni sürsün...

Sürsün ki bir taraftan dindar, kininin davacısı gençlik yetiştirecek projeleri hayata geçirenleri örtsün de, kininin davacısı gençliğin üzerinden yürütülen provokasyonların son örneği Sinop fotoğrafı provokasyon olarak benzer örneklerinin yerin alsın tarihin sarı sayfalarında.

Ya MHP’ye ne demeli? Bahçeli’nin TBMM’de Salı günleri çektiği söylevlerle provokasyonları besleyen iklimin oluşmasındaki vebalini yok mu sayacağız!

Barış en zor olandır...

Bilinçsiz kalabalıkları toplumca ortak sayılan değerler üzerinden galeyana getirecek hormoncu siyasi geleneklerin bu ülkeye katacağı bir şey yok!

Türkiye siyasetinin aktörleri artık başlarını ellerinin arasına alıp vicdan muhasebesi, özeleştiri yapmak zorunda. Yanaşma/yeni vesayete biat eden/yandaş/mantar gibi çoğalan zamanın gazetecileri(!) de buyrukları emir telakki edip kurşun askerlik yapacağına aklın ve vicdanın sözcüsü olmayı seçmeliler.

Bu topraklar, ülkede, dünyada neler olduğuna dair bir görüşü ol(a)mayan yalnız ve umutsuz bireylerin vatan/bayrak/milliyetçilik/din vb. etrafında bir araya gelerek kalabalıkların cinnet/cinayet halinin travmalarını çokça yaşadı.

 

Türkiye temel sorunları ile yüzleşmek zorunda...

Toplum yaralarını sarma hesaplaşma/yüzleşme iradesi göster(e)mediği için ortak, evrensel değerler oluşturmak yerine farklılıklarını öne çıkararak kimlik temelli siyasetin vesayetine geleceğini ipotek etti.

İktidarın buyurduğu üzere “çözüm süreci” diyelim de, “Terörist, bölücü başı, çocuk katili” olarak toplumun genlerine işlenmiş olan Öcalan’dan  “Mandela” üreterek ‘Başkanlık sistemine’ yol almak kolay olmayacak!

Daha dün gibi, iktidar katında seçim süreçlerinde “milliyetçi oyları” AKP’de toplamak için; edilen laflar toplumun hafızasında yerini korurken, siyaseti istediği rotada ilerletmeye çalışan iktidarın zorluklar yaşayacağını söylemek iddialı bir tespit sayılmaz.

 

Şimdi son söz yerine soru şu; Türkiye’nin her yerinde anayasal haklarını kullanan herkesin üzerine gaz/cop/tazyikli su ile çullanan devlet aklı, Sinop ve Samsun’da yaşananlara saatlerce neden seyirci kaldı?

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..