Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '13

 
Kategori
Siyaset
 

Çözüm ve Barış Süreci - 3

Çözüm ve Barış Süreci - 3
 

Turgut Özal, günüze kadar uzanan Çözüm ve Barış Süreci'ni başlatan kişidir


ÇÖZÜM ve BARIŞ SÜRECİ'NDE İLK CİDDİ ADIMI  ZAMANIN CUMHURBAŞKANI TURGUT ÖZAL ATTI...

Başlarken...

Herakleitos (İ.Ö.540-480), evrende her şeyin sürekli bir değişim ve sürekli bir hareket halinde olduğunu belirtmektedir(1).

Evrendeki bu maddi değişikliğe paralel olarak insanlar da değişmektedir.. İnsanlarda ki bu değişim önceleri doğaya hakim olmak yönünde olmuş, ancak toplum halinde yaşama aşamasına gelindiğinde, toplumsal yaşamı kolaylaştıracak çareler bulmaya yönelik olmuştur...

"Yeni durumlar karşısında yeni davranışlar yapabilme kabiliyeti"  olarak da tanımlanabilen "zeka" da işin içine girince, insan düşünmeye başlamış; hem kendinin ve hem de içinde yaşadığı toplumun yaşamını kolaylaştıracak projeler üretmeye başlamıştır...

Zaman içinde, insanın bu yönde kazandığı tecrübeler, toplumsal yaşamın yönetimini de etkilemeye başlamış; insanın insanla ve insanın toplumla ilişkilerini düzenleyen yeni projeleri gündeme sokmuştur

Yani insan düşüncesinin, "bugünü", dününden farklı olmuş; "yarın"nının da bugünden daha farklı olmasının çarelerini düşünmüştür.

Ancak bu sözlerim, her insan için aynı olamaz... Elbette istisnalar vardır ve olacaktır da...

Kimi insanlar,"Düne" takılıp kalırlar ve dünkü düşüncelerini  ya da kendilerine ezberletilen her şeyi doğru kabul edip önyargı haline getirirler..

Bunun için, 

"Çözüm ve Barış Süreci-1" bloğumun son cümlesinde; "önyargıları kırmak atomu parçalamak kadar zordur" diyerek  Albert Einstein'in kulağını çınlatmış...

"Çözüm ve Barış Süreci -2" bloğumun son cümlesini de kendimden olan şu cümle ile noktalamıştım; "Olanı kabul edip, DEĞİŞİMİ reddetmek doğru değildir; sürekli olarak "OLMASI GEREKENİ" düşünmek gerekir"

BAKALIM TURGUT  ÖZAL NELER YAPMIŞ

1983 yılında, Kenan Evren'in, "eyalet sistemini" hatırlatan "Bölge Valilikleri" şeklindeki, devletin ağır yükünün bir kısmını "Valiliklere" devreden idare sistemine, "Türkiye bölünür" kaygısında olanların böyle bir değişime ve idari yapılanmaya henüz hazır olmadığını düşünerek fazla ses çıkarmayan Turgut Özal, bakın 1992'de ne diyor:

"Cesur adımlar atılmalı; ama ben bugün düşüncelerimi söylesem kıyamet kopar"... Kıyamet koparacağını düşündükleri ise."Kürtçe eğitimim serbest bırakılması ve Kürtçe televizyona izin verilmesiydi" (2)

Not : Bloğumun burasındaTurgut Özal''la ilgili olarak yeni tespit ettiğim bir bulguyu açıklamak isterim... Turgut Özal, 1982 yılında da, Türkiye'nin idari yapısında değişim yapabilmeyi hayal etmiştir. Bunu ilk kez 1982'deki  İkinci İzmir İktisat Kongresi'ndeki (Birincisi Atatürk zamanında) konuşmasında dile getirmiştir. Ancak askerler buna şiddetle karşı çıkmışlardır(3)

21 yıl önce, kıyamet koparılacağı söylenen "Kürtçe televizyon", bilmem kaç yıldır yayın yapıyor ama kıyamet filan kopmadı..

Özal'ın, o zamanki söylem ile "Kürt açılımı" düşüncesi tepkiyle karşılanmasaydı "acaba şimdi bu konunun neresinde olurduk" diye düşünmekten kendimi alamıyorum... 

Bir sonraki bloğumda, Turgut Özal'ın başlattığı "süreç"le ilgili ayrıntılara girince, günümüzde başlatılan ve sürdürülen "Çözüm ve Barış Süreci" için nasıl da geç kalındığını daha iyi anlayacağız... Ya da, en azından ben öyle düşünüyorum..

NOT : "Çözüm ve Barış Süreci -3(A)"  başlığını taşıyan bir sonraki bloğumda, Abdullah Öcalan'ın, Celal Talabani aracılığı ile Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a gönderdiği mektubu aynen aktaracağım... Bakalım sonra neler olmuş?

Ama, sanırım 15 gün sonra... Çünkü kısa süreli bir tatile çıkmayı planlıyoruz...

__________________ :

(1)  Selahattin Hilav, 100 Soruda Felsefe El Kitabı, 4.b. İstanbul:1985,  s.23

(2)  Yavuz Gökmen, Özal Yaşasaydı, 1994,ss.76-77

(3) A.g.y. s.22

__________________

 

 

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..