Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '13

 
Kategori
Siyaset
 

Çözüm ve barış süreci - 7

Çözüm ve barış süreci - 7
 

BİZ DE -EN AZINDAN BEN- ÖYLE SANIYORDUK...


2013 ÇÖZÜM VE BARIŞ SÜRECİ...PKK SINIR DIŞINA ÇEKİLİYOR

PKK'nın, Mayıs 2009' da tek taraflı ateşkes ilan etmesinden sonraki bir zamanda Başbakan Erdoğan Ahmet Türk ile bir görüşme yapmış ve hemen arkasından da Öcalan'ın, 15 Ağustos 2009 Yol Haritası açıklanmıştır.

Habur Olayı...

Bunu takip eden günlerde de, Başbakan Erdoğan'ın "Kürt Açılımı" politikası doğrultusunda  19 Ekim 2009 günü, Kandil ve Mahmur kamplarından toparlanan  34 PKK'lı  Habur sınır kapısından Türkiye'ye giriş yaptı...

Gelen PKK'lıların girişinden sonra ifadelerinin alınış şeklini ve grup üyelerinin serbest bırakılmasını  "normal" karşılayan Hükümet, daha sonra grup üyelerinin tutuklanmalarına ve haklarında dava açılmasına tepkisiz kaldı

Bunun başlıca nedeni, PKK'lıların Türkiye'ye girişinin bir şova döndürülmesi oldu... Türkiye'ye girişleri, sevinç duygusunun  ötesinde "zafer kazanmış" bir gurura dönüştü... Yanlış anlamlara çekilmesini istemem ama, bu giriş  Türkiye'ye karşı bir zafer kazanmış bir ordunun Türkiye topraklarına girişi gibiydi sanki.

Kısaca hatırlatayım : "Kimdi bu gelenler? Savaş kazanmış kahramanlar mı? Yoksa, zorlu bir dış görevden zaferle dönen Mehmetçikler mi?  Nasıl bir teslim oluştur bu? Davul zurnalar çalıyor, sloganlar atılıyor, zılgıtlar çekiliyor, eller havada zafer işaretleri yapıyor...PKK'lı teröristler DTP'nin(henüz kapatılmamıştı) hazırladığı üstü açık bir araca bindirilmişler; geçtikleri yerlerde tören alanını teftiş eden bir komutan edasıyla halkı -Kürt halkını- selamlıyorlardı. 4 saatlik bir yolu 24 saatte tamamladılar..Bir şehit  yakınının dediği gibi, "bunlar baş değil, boş olan teröristlerdi"... Ellerinde silahları bile yoktu...Böyle teslim oluş olur muydu?( Bu yazdıklarımı o günlerde bu konuda yazdığım bir blogdan aktardım).

Bu giriş, medyada da benzer şekilde görüntülenince ve aynı şekilde anlatılınca, Hükümet de yukarıda değindiğim gibi, giriş yapan PKK'lıların tutuklanmasına ve haklarında dava açılmasına ses çıkaramadı..

Bu durum, bu girişin arkasından Avrupa'daki PKK Barış Grubu'nun da Türkiye giriş yapmasını engellemiştir...

Böylece, belki 2013 açılımına gelmeden 5 yıl önce elde edilen bir fırsatı da elbirliği ile ve de elimizin tersiyle bir kenara ittik..

Bu başarısız yönetilen Habur olayından sonra  ve devamında DTP'nin kapatılmış(11 Aralık 2009)  ve onun yerine  BDP kurulmuştu...

OSLO görüşmeleri...

Bu görüşmeler, 2009 ya da 2010 yılarına, Türkiye ile PKK arasındaki yıllardan beri devam eden çatışmaları durdurmak ve bir  "çözüm ve barış süreci"ne girmek için MİT ile PKK arasında başlatıldı.

Öcalan ve PKK örgütü ile Devlet arasındaki(MİT aracılığıyla) yaptığı görüşmeler devam ederken 16 Eylül 2010'da, Hakkari'nin Geçitli köyünde, PKK'nın bir minibüse saldırarak 9 kişinin yaşamını yitirmesi üzerine OSLO görüşmeleri tıkandı.

Ancak Öcalan, görüşmelerin devam ettiğini açıkladı.

Bu doğrultuda KCK, 2 kasım 2010'da  PKK'nın aldığı eylemsizlik kararını 2011 Genel Seçimleri'ne  kadar uzattığını açıkladı. Ancak, 14 Temmuz 2011'de  Diyarbakır-Silvan'da PKK'lılar, askerlere saldırdı ve 13 asker şehit edildi. Böylece OSLO görüşmeleri sona erdi...

Medyaya yansıyan şekliyle durum böyleydi; ama ben şahsen bu görüşmelerin durduğunu pek sanmıyordum... Görüşmelerin bir başka yerde ve bir başka şekilde devam ettiğini düşünüyordum.

Daha 1993 Turgut Özal'ın başlattığı Kürt açılımından bu yana, bütün açılımlar ve de açılım girişimleri bir şekilde hep sekteye uğradı ya da uğratıldı.

PKK silah mı bırakıyor?

Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için cezaevlerindeki tutuklu PKK'lılar, 12 Eylül 2012  süresiz- açlık grevi başlattılar. Grevin 67. gününde Öcalan'dan gelen çağrı üzerine grev sona erdi.

Bu eylem sonrasında Başbakan Erdoğan, TRT'de katıldığı bir programda, Öcalan ile İmralı'da görüşüldüğü açıklamasını yaptı. Daha sonra, 2013'ün ilk günlerinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın son günlerde İmralı'da Öcalan ile görüştüğü basına yansıdı.

Yeni Çözüm Süreci  olarak adlandırılan bu dönemde, BDP'li Ahmet Türk ve Ayla Akat İmralı'ya giderek Öcalan ile görüştü. Bu süreçte Hükümet özellikle, PKK'nın silah bırakmasını vurgulamıştı ama PKK, bu yönde henüz bir adım atmış değildi.

Ateşkes ve silah bırakmanın ,21 Mart 2013 Nevruz kutlamasında  ilan edilmesi beklendi...

Bekleyelim bakalım, Öcalan yeni bir şeyler söyleyecek mi, yoksa  birilerinin yazıp eline tutuşturduğu metni okunması için birilerini mi görevlendirecek...

Öcalan'ın mektubunun içeriğini, devlet yazmış olamaz mı? Mesela Başbakan Erdoğan ve MİT   Müsteşarı...Bir önceki bloğumda söylemiştim ya; ABD, Öcalan'ı Kenya'da yakalayıp Türkiye'ye teslim ettikten sonra, adeta "ben üzerime düşen görevi yaptım; bundan sonrasını size bırakıyorum" demiş ve "ama silah yok, demokrasi ile halledin"  diye de ilave etmişti sanki...

Türkiye ve İmralı, ABD'yi dinlemiş olmalı ki, sonraki süreç de öyle devam etmiş ve günümüze de öyle gelinmiştir.

Bu "ateşkes ve silah bırakma" içerikli mektubu bir sonraki bloğa bırakalım.

cdenizkent

 

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..