Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mayıs '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Çözüm yaşamdır

Çözüm yaşamdır
 

Ne yaşanırsa yaşansın, çözüm yaşamda aranmalıdır.

İnsan olmanın en önemli unsuru bana göre, bu dünya üzerinde mutlu ve huzurlu varlığını sürdürebilmektir. Neden zincirin bir halkası olarak bu evrende var oluyoruz ki?...Kendimizi dünyanın merkezi sanıp, yaşamı kendimizden ibaret görmek için mi? Her yaşadığımız olumsuzluğu dünyanın en önemli olayı addedip, üzüntümüzden kaynaklı isyanımızla dünyaya küsmek ve hayatı etrafımızdakilere zehir etmek için mi? Ya da mutluluğumuzun ışıltısında kaybolup, o pırıltıda gözlerimiz kamaşıp kimsecikleri gözlerimiz görmesin diye mi?

Bana göre böyle yaşamak yani dünyada kendimizden öte kimse yokmuşçasına derin kederlere dalmak ya da mutluluktan kimseleri gözümüz görmemecesine gökkuşağında kaybolmak insanlık suçu olmalı. İnsan toplumsal bir varlıktır çünkü, kendimizin dışında bütün topluma karşı da sorumluluklarımız vardır.

Acı ve hüzünlerimizin olduğu kadar, mutluluk ve umutlarımız da en yakınlarımızdan başlamak üzere dalga halinde bütün toplumu etkilemektedir. Öyleyse; acıları azaltarak, mutlulukları çoğaltarak yaşamasını becerebilmeliyiz.

Hayata ne kadar güzel gözlerle bakarsak, yaşamı ne kadar yaşanılır hale getirip umut ve mutlulukları paylaşırsak o kadar insan oluruz diye düşünüyorum. Acılar, sorunlar yok mu? Elbette var yaşamın içinde. Hayatı toz pembe görmek değil benim anlatmaya çalıştığım. Sorunları bir an önce aşıp, huzurlu ve dingin olarak yaşama karışmak insan olmanın erdemidir.

Yaşamda geriye ne kalıyor ki? Yola çıktıktan yarım saat sonra devrilen bir otobüsün altından sarkan kol ve bacakları gördüğünde, tekrar sorguluyor insan yaşamı, bunca yaşamışlığına rağmen. Bir dakika sonrası yok!...Yok!...Yok!...Ve biz yaşamdan yok olduğumuzda sadece yaşadıklarımız, paylaştıklarımız, ürettiklerimiz kalıyor arkamızda. Ne yaşadık, ne ürettik, ne paylaştık diye arkamızı dönüp baktığımızda, gördüklerimiz bizim yaşamı algılamamızı ifade ediyor.

Zaman kimseyi beklemiyor. Hakkıyla yaşasan da, günü geçirmiş olsan da, günü kendine ve etrafına her nedenden dolayı olursa olsun zehir etsen de, ya da insanların yüreğine mutluluk serpiştirmiş olsan da yaşam akıp gidiyor. Burada tek etken, kişinin kendisidir, akıp geçen zamanı nasıl yaşayacağına dair.

İnsan olmak yaşama sarılmayı... Yaşanılan olumsuzluklardan sıyrılıp hayata karışmayı... Çekilen acıları etrafına en az yansıtmayı gerektiriyor. Mutsuzluğu, umutsuzluğu yaymamak adına.

Bunun tersine; başarıları, mutlulukları, sevinçleri bencilce bir baş dönmesi yaşamadan, herkesle paylaşabilmeyi gerektiriyor. Mutluluğu, umudu, yaşama sevincini çoğaltıp, büyütebilmek adına.

Dünyaya her gelen canlının var olma nedeni varsa, insanlarınki de sadece üremek ve neslini devam ettirmek olmamalı bence. Yaşanılan yakın çevreden tutun, tüm insanlık adına hayatı daha yaşanılabilir kılmak olmalı. Yaşam coşkusu ile varlığını sürdürebilmek, bunu etrafına da hissettirebilmek olmalı.

Sokakta yürürken, tanıdığınız birine günaydın derken ki tebessümünüzün etkisini küçümsemeyin. Tanımadık insanlarla diyalogunuzda bile, bakışınızdaki yaşama sevincine ait pırıltıların, karşınızdaki insanın gününe ışıltı katabilme gücünü hafife almayın. Kimse güne asık suratlı birisi ile başlamaktan ya da gün boyu onu izlemekten mutlu olamaz.

Nasıl bakarsak hayata, o yaşamı yaşar ve yaşatırız etrafımıza. Dünya kendimiz değiliz. Dünya sevdiklerimiz ve tüm insanlık.

Yaşama pırıl pırıl bakan gözlerden sevgi gönderiyorum herkese. Yaşama sevincini paylaşabilmek, mutluluğu çoğaltabilmek umuduyla :)

 
Toplam blog
: 75
: 1357
Kayıt tarihi
: 27.12.06
 
 

Her daim doğa ile yaşayan biriyim.. Çünkü işim doğa ile iç içe olduğu gibi evimizde de doğa ile bera..