Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '13

 
Kategori
Siyaset
 

Çözümden yanayız ama sürece destek vermeyiz

Yukarıdaki açıklama tahmin edeceğiniz üzere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdarğlu’ na ait. Hani şımarık çocuklar vardır, annesinin özel olarak kendisi için hazırladığı yemeği yememek için mızmızlık yapar, kırk türlü bahane bulur.

Yemek çok güzeldir ama yemez, fikir çok doğrudur ama karşı çıkar, barış iyidir ama desteklemez!

Gerçi sayın Kılıçdaroğlu’nun gerekçeleri var.

Birincisi,” bilmediğimiz bir sürece nasıl dahil olacağız?” diyor.

Türkiye de otuz yıldır süren terör sorununa çözüm bulmak için yapılan görüşmeleri, neler konuşulduğunu sağır sultan bile duymuşken şimdi” bizim süreçten haberimiz yok, bize bilgi verilmiyor” gibi bir bahanenin ardına sığınmak ne kadar yakışık alır?

Kaldı ki, terörü sona erdirmek ve barış ortamını sağlamak adına ilk Kürt raporunu hazırlayan bir partinin Genel Başkanı bunu söylerse, “el insaf! “ derler adama.

İkinci gerekçe çok daha vahim! “Eğer süreç başarılı gidiyorsa AK Parti niye CHP yi sürece dahil etmek istiyor?”

Niyet okumaya devam ederek, “AK Parti kendi hukuksuzluğuna meşruiyet yaratmak ve başarısızlığına bir günah keçisi bulmak istiyor” diyerek üçüncü gerekçesini açıklıyor.

Özel çıkarlı siyasi hesaplara dayanan aldatmalara CHP destek veremez

Dördüncü gerekçe de bu.

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Gerçekten barış sürecinden yana olan bir siyasi parti, bu tür anlamsız bahanelerle nasıl karşı olabilir.

Haydi AK Parti nin sürece ilişkin yaptıklarını beğenmiyorsunuz, süreci doğru yönetemediğini düşünüyorsunuz diyelim. Peki siz barış adına ne yapıyorsunuz?

CHP içerisindeki ırkçı, ulusalcı azınlığın dayatmalarına boyun eğerek koskoca bir partiyi her geçen gün biraz daha, sonu belirsiz yollara sürüyorsunuz.

Sayın Kılıçdaroğlu, siyaset iddia işidir. Siyaset, ilkeli duruş, idolojik tavır ve uzun soluklu mücadele gerektirir.

Sözüm ona parti içerisindeki dengeleri kollayarak, parti bütünlüğünü korumaya çalışmak; bu partiye yapılacak en büyük kötülüktür.

Adında Cumhuriyet ve Halk bulunan bir partinin Genel Başkanı, sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini bir yana itip, denge siyasetiyle başarılı olamaz.

Genel Merkez düzeyinde yapılacak hiçbir düzenleme ya da tavır, CHP tabanını değiştiremez. CHP nin önce kendi tabanında yeniden bir zihinsel ve ideolojik değişime uğraması gerekiyor.

Ancak yukardan yaptığınız müdahalelerle, örgütleri öyle bağımlı ve işlevsiz hale getirmişsiniz ki, parti tabanında bir akıl tutulması yaşanıyor ve örgütler eli kolu bağlı, yukardan gelecek talimatları bekliyorlar.

Siyasi partiler de birer canlı organizmadır ve insanlar gibi onlarda zaman içerisinde değişir, yenilenir, kişilik kazanırlar.

Şu an Ankara ya çöreklenmiş elit kadrolar yüzünden, başkan ve adamlarına odaklı bir örgütlenmenin çarkı içerisinde öğütülen kadrolar, ne yazık kendi siyasi kimliklerini oluşturamıyorlar.

Soran, soruşturan, araştıran, gerektiğinde hesap soran, günü geldiğinde hatalarıyla yüzleşebilen; kimlikli, kişilikli kadrolar yerine, tepedeki siyaset baronlarının ikbal hesaplarına göre konumlanan parti üyeleriyle nereye kadar gideceksiniz?

Partiye soluk aldıran ve kitlelerde heyecan yaratan eğitim çalışmalarının estirdiği rüzgarda artık etkilemiyor tabanı.

Yerel seçimler yaklaştıkça daha da artacak adaylık çekişmelerinin yaratacağı olumsuzluklarla CHP, bu günlerini de arar duruma gelecek gibi görünüyor.

Barış için demokrasi isteyen aydınların bildirilerine imza koyan milletvekillerine bile tahammül edemeyen; milliyetçi, statükocu ekibin baskı ve dayatmalarına boyun eğen; değişim, yenilenme ve barış isteyenlere karşı düşmanca bir tavır sergileyenlere direnemeyen bir genel Başkanın, CHP de liderlik yapması ne kadar mümkün olabilir, doğrusu bilemiyorum.

Genel Başkan Yardımcısına ajanlık suçlaması yapana gösterdiğiniz hoşgörüyü, barış sürecini destekleyen Gülseren Onanç’ a gösteremiyorsanız sonunda parti içerisinde nefret söylemleriyle öne çıkan bir ekibin yanlış yönlendirmeleriyle bu tür anlamsız demeçler verirsiniz.

Barış iyidir, ama biz karşıyız!

AYHAN ONGUN   14.05.2013/BODRUM

 
Toplam blog
: 396
: 168
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Barış içinde, birlikte yaşayabilmek adına insan ve emek odaklı paylaşımlardan yanayım.   Öğretmen..