Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '13

 
Kategori
Deneme
 

Çözümsüzlükler (imiz) 2

Çözümsüzlükler (imiz) 2
 

Resim internetten alıntıdır.


Bir kitap yazmayı düşünüyorsunuz; anılarınızı kitaplaştırarak ölümsüzleştirmek mi istiyorsunuz?  Sakın ha, böyle bir yanlışa düşmeyiniz...

Yılların birikimleriyle oluşmuş faydalı fikirlerinizi, duygu ve düşüncelerinizi yazım yoluyla miras bırakmak mı istiyorsunuz? Yapmayın... 

Çok dürüst ve ilkeli yayınevlerini tenzih ediyorum, lâkin,

Böyle bir yanlışa düşmeden önce uzun süre düşünün, karar aşamasında bu bloğumu mutlaka okuyunuz, lütfen... (Öncelikle Yayınevi seçiminde detaylı bir araştırma yapmak gerekiyor.)

Bir örnek:

Günlerce aylarca belki de daha uzun bir süre emek verip,  sizin için değerli olan anılarınızı bir dizi halinde  dosyada topladınız. Gözden geçirip fark ettiğiniz hataları rötuşladınız...

Sonra kitabınızı bastıracağınız bir yayınevi aramaya başladınız.

Ve diyelim ki;  İstanbul/Moda'da bir yayınevi buldunuz. Nasıl insanlardır bu kişiler, nasıl adamlardır?  Sorusunun cevabını zihninizde cevaplamaya çalıştınız...

Mertlikte birinci Adam,

Dürüstlükte ikinci adam olabilirler mi diye düşünürken anlaştınız bir yayıneviyle...

Sözleşme imzaladınız ve  X... adet kitap bedeli için hayli büyük bir  miktarı yayınevine ödediniz. 

Mutlusunuzdur, kitabınız basılıp kitabevlerinin raflarında ve D&R larda yerini almıştır...

Sözleşmeye göre altı ay sonra satılan kitap bedellerinin % 40 ını size ödeyeceklerdir...

Beklersiniz......

Altı ay geçmiştir... Çıt yok...

Bir altı ay daha geçer... Yine çıt yok...

Merak edip  AVM- D&R ları dolaşırsınız, bilgisayarlı stoklarına bakarlar, kitabın ismi var ama kendisi yoktur.  "kalmamış, bitmiş" derler...

Birkaç kitap satış noktasında da kalmadığını bizzat müşahade edersiniz.

Satılmakta olduğunu öğrendiğinize göre sevinmektesiniz.

Yayınevini telefonla ararsınız, "kaç adet satıldığını" öğrenmek için...

"Dağıtım firmasından öğrenelim, size bildirelim" derler...

Bekleyişe geçersiniz ama o beklenilen telefon her nedense bir türlü gelmez...

Bir-iki ay aralıklarla defalarca telefonda sorsanız da "kaç adet satıldığını" bir türlü öğrenemezsiniz...

Bu sayısız telefonlardan onlar da, siz de artık rahatsız olmaktasınızdır...

Kitapçılarda kalmamış, D&Rlarda bitmiş olan kitabınız ile ilgili size bilgi vermezler. (Bilgi verseler ödeme yapmaları gerekecek)

Dağıtımın "hangi firma" tarafından yapıldığını sorarsınız, "o bizim sırrımız, size söyleyemeyiz" derler...

Tabii bir kuruş bile ödeme yapmaya yanaşmazlar... 

Ve böylece, kitabınız yayın dünyası ile tanışmasının üzerinden üç yıl + üç ay yani 39 ay geçmiştir ve artık maillerinize cevap vermezler...

Telefonlarınıza bile bakmazlar.

Yaşananlar halkımızı bazen filozof yapar bilirsiniz, Anadolu'da sıkça kullanılır bu gibi olaylarda:

"Yağını, irmiğini, şekerini verdim de ben yiyemedim al sen ye diye"...

Adamlara emeklerden oluşan malzemeler verilir başlangıç masrafları bile ödenir, ben yiyemedim, size afiyet olsun dercesine...

Derdini kime anlatsın yazar?

Sözleşmeyi delil göstererek hukuk yollarında hak aramak denenebilir ama yine masraf... (Ülkemizde hukuk, olmuştur guguk)

Bir sonuçsuzluk var,

Bu bir çözümsüzlüktür  görünüşte...

Ama çözümü var sevgili okur;

Kültür ve Turizm Bakanlığı bu yayınevlerine müfettişlerini gönderip denetimler yaptırsa  olumlu sonuca gidilir.

(Kültür bakanlığımızı aktiviteye davet etsek, ayıp olmaz değil mi?)

Ama nerde?.................

Hangi işimiz doğru ve çözümlemeli,

Sormak isterim siz okurlara...

Selam ve saygıyla...

Yurdagül Alkan.

 
Toplam blog
: 344
: 1671
Kayıt tarihi
: 09.04.09
 
 

Özel bir finans kuruluşundan emekliyim. Hayatın her aşamasını acısıyla tatlısıyla yaşamış biri ol..