Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '11

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Çözümü yok mudur?

Çözümü yok mudur?
 

Ülkemiz hakkında en yoğun görüntüleri televizyonlardan alıyoruz. İkinci sırada da gazeteler var. Bir de Ülke içinde gezip dolaşma imkanınız varsa toplumumuzu tanıma imkanı buluyoruz. 

Beni ekonomik rakamlar ilgilendirmiyor. 

Bütçe açığı yok gibiymiş, sağlık yardımları bir düzene sokulmuş, ihracatımız artmış, global krizden etkilenmemişiz, ekonomimiz stabl durumdaymış falan filan. 

Tamam hükümetimiz çalışıyor. Alınan çok iyi neticeler var. En önemlsi enflasyon canavarından kurtulduk gibi rakamlara göre. 

ANCAK, Türkiye'den görüntüler değişmedi. Hep aynı. 

En fazla dikkatimi çeken ve beni üzen görüntülerden bahsedeceğim. 

- Köy ve köylülerimizin durumu. Bir kar yağıyor , karın yağdığı bölgelerde yollar kapanıyor ve hiç şaşmaz her seferinde gördüğümüz bir manzara Yoğun kar yağışı altında kızakla doktora götürülen doğum yapmak üzere olan bir kadın ya da komaya girmek üzere olan bir hasta köylümüz. 

- Deprem sonrası, ister köy olsun, ister şehir perişan görünümlü halkımız. Üstleri başları (utanarak yazıyorum) dökülen, çaresiz bir şekilde etrafa bakınan bizim insanlarımız. 

- Adı sanı genellikle bilinmeyen ilçelerimizin durumu. Tonya'yı, İspir'i, Silvan'ı, Karahallı'yı, Çayıralan'ı, Posof'u bilir misiniz? Bu ilçelerimizden kaçının ismini duydunuz.Daha kaç yüz tanesinin ismini duymadık bilmiyoruz. Bu ilçelerimizdeki otellerin, lokantaların, çarşı ve pazarın durumunu görseniz şaşırırsınız. Örneğin İspir'de ben seneler önce et satın alma imkanını bulamadım. Çünkü haftada bir gün et satılabiliyordu. Günün 8-10 saati elektrik yoktu. Kasapta etlerin, lokantalarda yemeklerin muhafazası çok zordu. Acaba halen durum nedir? Temennim değişmiş olmasıdır. Pek zannetmiyorum çünkü ülkemizin bir çok ilçesinin görüntüsünde fark yok. Mesela Tekirdağ Kumbağ. İstanbul'un burnunun dibi. Deniz var, balık var . Ama yollar taş toprak içinde. Turizmi geliştirecek hiçbir faaliyet yok. Hatta 1971'lerde daha güzeldi. 2011'e geldik ilerleyeceğine daha geriye gitmiş durumda. 

- İllerimizin ve ilçelerimizin dış görünümleri. TV'lerden izliyorum hep aynı görüntü. Özellikle otobüsle gidin.Otobüs Garajlarının girişi çıkışı sanki Hindistan veya Bengladeş görüntüsünde. İllerimiz ve lçelerimizdeki caddeler, sokaklar ve binalar hep gelişigüzel yapılmış durumda. Sanki buralarda Belediye yok.Rastgele yapılmış herşey. Yarım kalmış binalar, çatısız evler, eğri büğrü kaldırımlar, gelişigüzel boyanmış yarım kalmış inşaatlar, her tarafta moloz ve çöp yığınları. Bunlar bizim illerimiz ve ilçelerimiz.Köylerimizden hiç bahsetmek istemiyorum. 

-Şehirlerimizdeki sanayi sitelerindeki iş yerlerinin durumu. İster oto sanayi, ister makine veya memer sanayi bölgeleri olsun, hepsi görüntü rezilliği içinde. Atölyelerin ve çalışılan ortamların. tuvaletlerin bu denli kötü olması bir zorunluluk mudur? Ne yönden incelerseniz inceleyin feci bir görünüşe sahipler. Zaten görüyoruz, boyuna patlamalar ve yangınlar çıkıyor bu sanayilerde. 

- Hastanelerin durumuna gelince. Özel hastanelerimiz çok iyi. Ama devlet hastanelerimiz sorun yumağı. Hastane binalarının dışı, yatak sayısı, tıbbi hizmetler içler acısı. Belki 10 sene öncesine göre düzelme var ancak çok yetersiz seviyede. 

BENCE EN ÖNEMLİ SORUN: HALKIMIZIN DIŞ GÖRÜNÜŞÜ YANİ GİYİMLERİ. 

Tabbi ki herkes frakla veya kürkle gezecek değil. Ama aynen Hindistan, Pakistan, Bengladeş, Afganistan gibi emperyalizmin somut olarak etkisinde kalan bu ülkelerin en ücra ve yoksul mahallerinde gördüğümüz insan manzaralarının aynını bir ATATÜRK ülkesinde Ülkemde görmek beni delirtiyor desem yeri var. Bu tamamen yoksulluktan mı ileri geliyor? Bence eğitimsizlik bunun başlıca nedeni. Halkımız eğitilmiyor ve öğretilmiyor. 80 senedir ne yaptığımızı bilmeden yaşamışız. 

Yeri gelmişken gördüğümde şoke olduğum bir görüntüden söz edeceğim. Daha önce de belki söz ettim bu konudan.Ankara'nın yakın ilçelerinden birinde tarafik kazası olmuş.TV kanalları görüntüler veriyor. Kaza yapan minibüsteki işçi vatandaşlarımız perişan vaziyette. Kazada kaybettikleri yakınları için bir çare arıyorlar. Bir o yana, bir bu yana koşuyorlar. Çaresizler. Üstleri başları o kadar kötü ki anlatılır gibi değil. Yoksulluğun zirve yaptığı bir görüntü. 

Daha fazla içinizi karartmak istemem. . 

Bütün sorunum ve üzüntüm Türkiyem bu durumdan nasıl kurtulur? 

Amacım birilerini suçlamak ve sorumlu tutmak değil. Bu durumdan nasıl ve ne zaman kurtuluruz? Çok çalışmak ve akıllı davranmak yeter mi? Bilemiyorum. 

İnşallah yanlış düşünüyorumdur. 

 
Toplam blog
: 472
: 959
Kayıt tarihi
: 26.01.10
 
 

1945 yılında Adana'da doğdum. Galatasaray Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültes..