Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '14

 
Kategori
Eğitim
 

Ç.Ü. İlahiyat Fakültesi'nde yapılan "Tam öğrenme yaklaşımı" çalışmaları üzerine bir değerlendirme 2

Tam Öğrenme ile ilgili Ç. Ü. İlahiyat Fakültesi’nde yapılan çalışmalar beş bölümde incelenebilir. Bunlar:

1) Tam Öğrenme Yaklaşımının Uygulanması ile İlgili Olarak Yapılan Hazırlık Çalışmaları:

Tam Öğrenme Yaklaşımının uygulanması ile ilgili bilgisayar programı yazma ve programın eğitim alt yapısını oluşturma ile ilgili çalışmalar 1998-1999 öğretim yılı birinci yarıyılında, İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği ile İlahiyat Bölümleri’nde, Öğretmenlik Mesleğine Giriş-Eğitim Bilimlerine Giriş derslerinde başlatılmış ve 2000-2001 yılına kadar kısmen, 2001-2002 yılı sonuna kadar da bilgisayar ağırlıklı olarak yapılmıştır. Çalışmalarda, her ünitenin soruları, “öğelere dönük analiz” yöntemi ile çıkarılmış ve çoktan seçmeli olarak düzenlenmiştir. İki bölümün öğrencilerine her üniteden sonra İzleme Testi şeklinde uygulanmıştır. Öğrenciler kendilerine verilen testleri kalem kağıtla (klasik yolla) cevaplamışlardır. Öğrencilere testlerde gösterdikleri başarı bildirilmiş fakat yanlış cevapladıkları ve boş bıraktıkları (cevaplamadıkları) sorular hakkında herhangi bir bilgi (dönüt) verilmemiştir. Sadece genel yanlış ve hatalar üzerinde durulmuş, farklı kaynaklardan ders çalışmaları gerektiği öğrencilere belirtilmiştir. Uygulamanın öğrenci başarısına olumlu yönde etki yapacağı düşünüldüğünden, her yıl Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezinin (ÖSYM) yaptığı Kamu Personeli Seçme Sınavları (KPSS) sonuçlarına bakılmıştır.

İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümünün, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezinin (ÖSYM) yaptığı Kamu Personeli Seçme Sınavları (KPSS) sonuçlarına göre aldığı Eğitim Bilimleri puanları aşağıda verilmiştir.

Tam Öğrenme (kısmen de olsa) yapılan 2001-2002 mezunları Kamu Personeli Seçme Sınavında KPSS) Eğitim Bilimleri’nde 78,11 puan almış fakat Tam Öğrenme ölçütü olan 84 puana (120x70:100= 84) yetişememişlerdir (ÖSYM, 2002).

Tam Öğrenme (kısmen de olsa) yapılan 2002-2003 mezunları Kamu Personeli Seçme Sınavında KPSS) Eğitim Bilimleri’nde 88,22 puan almış ve Tam Öğrenme ölçütü olan 84 puanı 4,22 puan aşmıştır (ÖSYM, 2003).

Tam Öğrenme (kısmen de olsa) yapılan 2003-2004 mezunları, Kamu Personeli Seçme Sınavında KPSS) Eğitim Bilimleri’nde 82,14 puan alarak Tam Öğrenme ölçütü olan 84 puana çok yaklaşmışlardır (ÖSYM, 2004).

Yine İlahiyat Bölümünün, ÖSYM’nin yaptığı KPSS sonuçlarına göre aldığı Eğitim Bilimleri puanları aşağıda verilmiştir.

Tam Öğrenme (kısmen de olsa) yapılan 2000-2001 mezunları, KPSS Eğitim Bilimleri’nde 88,14 puan almış Tam Öğrenme ölçütü olan 84 puanı 4,14 puan aşmışlardır (2001).

Tam Öğrenme (kısmen de olsa) yapılan 2001-2002 mezunları, KPSS Eğitim Bilimleri’nde 73,11 puan almış fakat Tam Öğrenme ölçütü olan 84 puana yetişememişlerdir (ÖSYM, 2002).

Bu üç yılda yapılan Tam Öğrenme çalışmaları, tam olarak uygulanamamasına rağmen, Tam Öğrenme’yi sağlamada önemli katkı sağlamış ve çalışanları yüreklendirmiştir. Çalışmanın en önemli sonucunun bu durum olduğu söylenebilir.      

2) 2001-2002 Öğretim Yılında Yapılan Çalışma:

Tam Öğrenme Yaklaşımı’nın etkililiğini araştırmak üzere, Fakültemizde tarafımızdan yapılan ilk araştırma budur. Çalışma “Tam Öğrenme Stratejisi’nin Bilgisayar Destekli Uygulanması Üzerine Bir Çalışma I” adını taşımakta olup, Ç. Ü. İlahiyat Fakültesi İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümünde, 2001-2002 Öğretim yılında, 1. sınıfta İD 101 Öğretmenlik Mesleğine Giriş dersini ilk defa alan (72) öğrenci üzerinde yapılmıştır. Çalışmada Kontrol ve Deney Grubu kullanılmamış, evren ve örneklem aynı tutulmuştur.

Araştırmada YÖK’ün hazırlamış olduğu Müfredat Programı baz alınarak, ders 12 üniteye ayrılmış ve her ünitenin “öğelere dönük analiz” yöntemi ile 25 sorudan oluşan İzleme Testi hazırlanmıştır. 25 sorudan fazla olan ünitelerden, paralel sorulardan biri alınmıştır.

Öğretim yılı başında öğrencilere her üniteden sonra sınav olacakları ve kendilerine karne verileceği, bu karnede yanlış cevapladıkları ve boş bıraktıkları (cevaplayamadıkları) soruları görebilecekleri ve yanlış yapılan sorularla, cevaplanamayan soruların sürekli karşılarına getirileceği ve bu işlemin son üniteye kadar devam edeceği belirtilmiştir. Ayrıca yanlış soruların puanlarını düşüreceği, yanlışlarını düzeltmeleri, eksiklerini tamamlamaları durumunda puanlarının ve sınıftaki sıralamalarının yükseleceği bildirilmiştir.

Uygulama 12 hafta sürmüş ve öğrenciler kendi puanları ile birlikte, sınıf içindeki sıralamalarını da görmüşlerdir. Yanlış cevaplanan ve boş bırakılan sorularla ilgili rehberlik çalışmaları yapılmıştır.

Bu çalışma sonucunda dört önemli sonuç elde edilmiştir. Bunlar:     

  1. 12 hafta sonunda hedefler % 88,22; diğer bir deyimle Tam Öğrenme gerçekleşmiştir. Bu sonuç, Tam Öğrenme ölçütü olan % 70’in, % 18,22 puan üzerindedir.
  2. Her ünite tek tek, kendi soruları üzerinden analiz edildiğinde, sadece (3) ünitede Tam Öğrenme’nin gerçekleştiği görülmüştür. Bu durum bize, her üniteden sonra sadece İzleme Testi uygulamanın, Tam Öğrenme’yi gerçekleştirmede her zaman yeterli olamayacağını göstermiştir.
  3. Önceki ünitelerden yanlışlarla birlikte cevaplanmayan sorular tekrar öğrenci önüne getirildiğinde, ikinci üniteden başlayarak her ünitede Tam Öğrenme ölçütü olan 17,5 cevaptan (25 sorunun % 70’i) daha fazla bir öğrenmenin gerçekleştiği görülmüştür. Bu fazlalık 7,08 sorudur.
  4. Belirtilen bu sonuçların dışında, Tam Öğrenme’nin internet-bilgisayar destekli olarak, laboratuar ortamında yapılabileceği kanıtlanmıştır (Koçak, Cebeci ve Yenilmez, 2003).

Bu çalışmadan sonra, aynı sınıflarla, araştırmacı tarafından okutulan (4) Eğitim Bilimleri dersinde Tam Öğrenme çalışmaları yapılmış ve benzer sonuçlar elde edilmiştir. Öğrencilere, Tam Öğrenme Yaklaşımı’nın kazandırdığı beceri ve elde edilen başarılara dayanarak, öğrencilerin mezun oldukları 2004-2005 öğretim yılında da ÖSYM’nin yaptığı KPSS’de de benzer başarıları göstermeleri yani Tam Öğrenme’yi (% 70) gerçekleştirmeleri beklenmiştir. Bu amaçla; ÖSYM’nin KPSS kitapçığındaki bölüm başarılarına bakılmış ve Eğitim Bilimleri başarı puanlarının, 120 sorudan ortalama 89,03’ünün doğru cevaplandırıldığı görülmüştür. Bu durum, KPSS’de de, Tam Öğrenme karşılığı (120x70:100= 84) 84 puan olduğundan, Fakültemizce gösterilen 89,03 başarı puanın, Tam Öğrenme sınırının 5,03 üzerinde bir başarı olduğu bulunmuştur (ÖSYM, 2005).

3) 2002-2003 Öğretim Yılında Yapılan Çalışma:

İlk uygulamaları 2001-2002 yılında deneme şeklinde yapılan Web Tabanlı Çevrim İçi Sınav Sistemi, kusursuz şekilde çalışmaya başlamış ve öğrenciler kendi kendilerine sınav yapar hale gelmişlerdir. Bunun üzerine 2002-2003 Öğretim Yılından itibaren, araştırmacı tarafından okutulan (4) Eğitim Bilimi dersinin sınavları bilgisayarla yapılmıştır.

Çevrim İçi Sınav Sistemi ile gerçekleştirilen Tam Öğrenme Yaklaşımı uygulamasının öğrenciler tarafından nasıl algılandığı/değerlendirildiği sorusuna cevap bulmak amacıyla; 2005-2006 Öğretim Yılında, Ç. Ü. İlahiyat Fakültesi İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümünde 4. Sınıfta okuyan 50 öğrenci üzerinde anket çalışması yapılmıştır. Bu öğrenciler 2002-2003 Öğretim Yılında okula başlamışlar ve 1., 2. ve 3. sınıfta toplam (4) adet Eğitim Bilimleri dersi almışlardır. Yine bu öğrencilere her Eğitim Bilimi dersinde, üniteler işlendikten hemen sonra İzleme Testleri uygulanmıştır. (Bu çalışmalar henüz rapor haline getirilemediği için sayısal sonuçlar verilememiştir.)  İşlenen her Eğitim Bilimi dersinde, öğretim yılları sonunda Tam Öğrenme’nin gerçekleştiği görülmüştür.         

Bu araştırmada (3) ayrı grup kullanılmıştır. Birinci grup (A), 16 öğrenciden; ikinci grup (B) 18 öğrenciden ve üçüncü grup (C) 16 kişiden oluşmaktadır.

(A) grubunda, her üniteden sonra bilgisayar ile İzleme Testi uygulanmış ve sonuçla birlikte yanlış sorular düzeltilmesi, boş bırakılan sorular tamamlanması için bir sonraki ünite ile birlikte tekrar öğrenci önüne getirilmiştir.

(B)  grubunda, her üniteden sonra bilgisayar ile İzleme Testi uygulanmış ve sadece sonuçlar öğrenciye bildirilmiştir. Yanlış sorular düzeltilmesi, boş bırakılan sorular cevaplanması için bir sonraki ünite ile birlikte öğrenci önüne tekrar getirilmemiştir. Diğer bir deyimle, yanlışları düzeltme, eksikleri tamamlama konusunda herhangi bir işlem yapılmamıştır

(C) Grubunda ise, İzleme Testleri klasik şekilde (kalem ve kağıtla) uygulanmıştır. Grupta, bilgisayarla sınavın nasıl yapıldığı anlatılmış olup, sadece son İzleme Testinde sınav, bilgisayarla yapılmıştır. Bu grubun bilgisayarla sınav olmaması ve yanlışlarla eksiklerin tekrar karşılarına getirilmemeleri nedeniyle, (C) grubunun görüşlerine ayrıca yer verilmemiş, üç grubun toplu sonuçları içinde yer verilmiştir.    

(A) grubunun, anket sorularına verdiği cevaplar şöyledir:   

-İzleme Testleri ara ve yarıyıl sonu sınavlara hazırlanmamızı sağladı. (% 93,8)

-İzleme Testleri, Eğitim Bilimlerine Giriş dersinde, ‘bilgi’ yönünden gerekli alt yapıyı kazandırdı. (% 93,8)

-İzleme Testleri cevabını bilmediğimiz sorularda mantık kullanmamızı geliştirdi. (% 93,8)

-İzleme Testleri derste sürekli aktif olmamı sağladı. (% 87,5)

-İzleme Testleri KPSS için bir ön hazırlık oldu ve KPSS’ye hazırlanmamı sağladı. (% 87,5)

-Bazı İzleme Testlerine hazırlıksız girmek zorunda kalmam başarımı düşürdü. (% 87,5)

-İzleme Testleri bilgisayar kullanmayı ve internet ortamını tanımayı sağladı.  (% 87,5)

-İzleme Testleri eğitimde teknolojinin nasıl kullanıldığını örneklerle gösterdi. (% 81,3)

-İzleme Testleri bilgisayar ortamında yapıldığından, sınavların sıkıcı havasını kaldırdı. (% 81,3)

-İzleme Testlerinde konunun tamamı hakkında sorular sorulduğundan, konunun bütün olarak öğrenilmesini sağladı. (% 81,3)

-İzleme Testleri süresince, dersin her aşamasında izlenildiğimi hissettim. (% 75,0) 

-İzleme Testleri, her ünitenin ayrıntılarını görmemi ve algılamamı sağladı. (% 75,0)

-İzleme Testleri uygulanırken yanlışların sürekli karşımıza getirilmesi, yanlışlarımızı düzeltmemizi sağladı. (% 75,0)

-Her üniteden sonra İzleme Testi uygulandığından, konularda bir yığılma olmadı ve ara ile final sınavlarında fazla çalışmama gerek kalmadı. (% 75,0)

-İzleme Testleri sınıf ortalamasına göre kendi başarı durumumuzu görmemizi sağladı. (% 75,0)

-İzleme Testleri bizi öğrenmeye teşvik etti. (% 75,0)

-İzleme Testleri her ünite hakkında ayrıntılı bilgi almamı sağladı. (% 68,8)

-İzleme Testleri ünitenin tüm öğelerini/bilgilerini öğrenmemizi sağladı. (% 68,8)

-İzleme Testleri her ünitenin tam öğrenilmesini sağladı. (% 68,8)

-İzleme Testleri her ünitede oluşan öğrenme eksiklerimin artmasını/birikmesini engelledi. (% 68,8)

-Her üniteden sonra yapılan İzleme Testleri öğrenilenlerin kalıcılığını sağladı. (% 68,8)

-İzleme Testleri bizi öğrenmeye zorladı. (% 68,8)

-İzleme Testleri geç saatlerde yapıldığından başarımızı düşürdü. (% 68,8)

-İzleme Testleri sonucunun anında görüntülenmesi, itirazlarımızı engelledi ve bizi çalışmaya güdüledi. (% 68,8)

-İzleme Testleri sınavlarda hız kazandırdı ve zamanı verimli kullanmayı öğretti. (% 68,8)

-İzleme Testleri rekabeti geliştirip, çalışmaya sevk etti. (% 62,5)

-İzleme Testleri bıkkınlık ve stres yarattı. (% 56,3)

Yüzdelik değerleri yüksek bulunan;

“Bazı İzleme Testlerine hazırlıksız girmek zorunda kalmam başarımı düşürdü. (% 87,5)” maddesi uygulamanın bir olumsuzluğu olmayıp, bizim sistemimizde İzleme Testi uygulamasının gelenek haline gelmemesindendir.

“İzleme Testleri geç saatlerde yapıldığından başarımızı düşürdü. (% 68,8) Maddesi de doğrudan başarı ile ilgili olmayıp, uygulamaya bir tepkinin ifadesidir. Çünkü başka bir seçenek olmadığı için, zorunluluktan dolayı İzleme Testleri akşam saatlerinde yapılmış ve bu durum öğrenciye defalarca anlatılmıştır. 

 

“İzleme Testleri bıkkınlık ve stres yarattı.” (% 56,3) Maddesi de uygulamaya bir tepkinin göstergesi olarak değerlendirilebilir. Çünkü değer yüksek değildir.

B grubunun, anket sorularına verdiği cevaplar şöyledir:

-İzleme Testleri her ünite hakkında ayrıntılı bilgi almamı sağladı. (% 100,0)

-Bazı İzleme Testlerine hazırlıksız girmek zorunda kalmam başarımı düşürdü. (% 94,4)

-İzleme Testleri, her ünitenin ayrıntılarını görmemi ve algılamamı sağladı. (% 88,9)

-İzleme Testleri ara ve yarıyıl sonu sınavlara hazırlanmamızı sağladı. (% 88,9)

-İzleme Testleri her ünitede oluşan öğrenme eksiklerimin birikmesini engelledi. (% 88,9)

-İzleme Testleri KPSS için bir ön hazırlık oldu ve KPSS’ye hazırlanmamı sağladı. (% 83,3)

-İzleme Testleri eğitimde teknolojinin nasıl kullanıldığını örneklerle gösterdi. (% 83,3)

-İzleme Testleri sınıf ortalamasına göre kendi başarı durumumuzu görmemizi sağladı. (% 83,3)

-İzleme Testleri bizi öğrenmeye zorladı. (% 83,3)

-İzleme Testleri bizi öğrenmeye teşvik etti. (% 83,3)

-İzleme Testlerinde konunun tamamı hakkında sorular sorulduğundan, konunun bütün olarak öğrenilmesini sağladı. (% 83,3)

-İzleme Testleri bilgisayar kullanmayı ve internet ortamını tanımayı sağladı.  (% 77,8)

-İzleme Testleri düzenli –sistematik olarak ders çalışmamızı sağladı. (% 77,8)

-İzleme Testleri sınavlarda hız kazandırdı ve zamanı verimli kullanmayı öğretti. (% 77,8)

-İzleme Testleri cevabını bilmediğimiz sorularda mantık kullanmamızı geliştirdi. (% 77,8)

-İzleme Testleri, Eğitim Bilimlerine Giriş dersinde, ‘bilgi’ yönünden gerekli alt yapıyı kazandırdı. (% 77,8)

-Her üniteden sonra İzleme Testi uygulandığından, konularda bir yığılma olmadı ve ara ile final sınavlarında fazla çalışmama gerek kalmadı. (% 72,2)

-Her üniteden sonra yapılan İzleme Testleri öğrenilenlerin kalıcılığını sağladı. (% 72,2)

-İzleme Testleri bilgisayar ortamında yapıldığından sınavların sıkıcı havasını kaldırdı. (% 72,2)

-Hiç çalışmadığımız yeni bir ünitede bile, İzleme Testlerinin sorularını cevaplamamız öğrenmemizi sağladı. (% 72,2)

-İzleme Testlerinin sonucunun anında görüntülenmesi, itirazlarımızı engelledi ve bizi çalışmaya güdüledi. (% 72,2)

-İzleme Testleri ünitenin tüm öğelerini-bilgilerini öğrenmemizi sağladı. (% 66,7)

-İzleme Testleri her ünitenin tam öğrenilmesini sağladı. (% 66,7)

-İzleme Testleri geç saatlerde yapıldığından başarımızı düşürdü. (% 66,7)

-İzleme Testleri rekabeti geliştirip çalışmaya sevk etti.(% 66,7)

-İzleme Testleri sürekli olduğundan bizi ezber yapmaya teşvik etti. (% 66,7)

-İzleme Testleri bıkkınlık ve stres yarattı. (% 61,1)

-Çok izleme Testi olmamız, sınav stresini yenmemize yardımcı oldu. (%61,1)

-İzleme Testleri her sınavda not korkusu yaşattı. (55,6)

-İzleme Testi derse sürekli hazırlıklı gelmemi sağladı. ( %55,6).

-İzleme Testleri derste sürekli aktif olmamı sağladı. (% 50,0)

-İzleme Testleri süresince, dersin her aşamasında izlenildiğimi hissettim. (% 50,0) 

-İzleme Testlerinden sonra sorulara cevap bulmaya çalışmak araştırma yapmamızı sağladı. (% 50,0)

Yine, öğrenci görüşlerine dayanan bu araştırmada, aşağıdaki sonuçlara varılmıştır:

  1. Her üniteden sonra uygulanan İzleme Testi ile eksikler giderilmesi, yanlışlar düzeltilmesi için ilgili sorular tekrar öğrenci önüne getirildiğinde, öğrencileri sürekli aktif bulundurduğu görülürken; sadece İzleme Testi uygulanıp, eksik ve yanlış sorular tekrar öğrenci önüne getirilmediğinde, öğrencileri sürekli aktif olmayı sağlamaya yetmediği, görülmüştür.
  2. İzleme Testlerinin uygulandığı (2) grup (A ve B grupları), eğitimde teknolojinin nasıl kullanıldığını bu çalışma ile öğrendiğini belirtirken; bilgisayarla İzleme Testi uygulanmayan (3). Grup (C grubu) aynı görüşü paylaşmamıştır. Diğer bir deyimle, Tam Öğrenme bilgisayarla, çevrim içi yapıldığında, aynı zamanda eğitimde teknoloji kullanımı öğretilebilir, demektir.
  3. Çevrim içi sınavla Tam Öğrenme çalışmaları, öğrencileri güdülemede yeterli olurken/güdülerken, klasik yolla İzleme Testi uygulamak, öğrencileri yeterli derecede güdülememektedir, denilebilir.
  4. Bilgisayarla yapılan sınavların, sınavların sıkıcı havasını kaldırdığı, belirtilmiştir.
  5. İzleme Testlerini bilgisayarla uygulamanın, bilgisayar kullanmayı ve internet ortamını tanımayı sağladığı belirtilmiştir.

Çevrim içi ve klasik yolla uygulanan İzleme Testlerine, araştırmaya katılan tüm öğrencilerin (Grup A, B ve C) verdikleri cevap ortalamalarına göre, İzleme Testlerinin;

-Üniteler hakkında ayrıntılı bilgi almayı sağladığı, (% 86)

-Mantık kullanmayı geliştirdiği, (% 86)

-Ara ve Yarıyıl sonu sınavlara hazırladığı, (% 84)

-Ünitelerin/konuların bir bütün olarak öğrenilmesini sağladığı, (% 82)

-Derslerde “bilgi” (kavramlar) yönünden gerekli alt yapıyı kazandırdığı, (% 80)

-KPSS’ye hazırladığı, (%80)

-Ünitelerin/konuların ayrıntısını görmeyi sağladığı, (% 80)

-Öğrenmeye teşvik ettiği, (% 76)

-Öğrenmeye zorladığı, (% 74)

-İzleme Testleri sınıf ortalamasına göre kendi başarı durumunu görmeyi sağladığı, (% 72)

-İzleme Testlerinin sınavlarda hız kazandırdığı ve zamanı verimli kullanmayı öğrettiği (% 70)

-Öğrenmelerin kalıcılığını sağladığı, (% 70)

-Öğrenme eksiklerinin birikmesini engellediği, (% 70)

-Ünitelerin tüm öğelerinin öğrenilmesini sağladığı,(% 70)

Ayrıca,

-İzleme Testlerinin arkadaşlık ilişkilerini olumsuz etkilemediği, (% 86),

-Derslere olan ilgiyi azaltmadığı, (% 82)

-Öğretimin kalitesini düşürmediği, (% 74)

-Kıskançlık duygusuna neden olmadığı, (% 78)

-Kopya çekmeye özendirmediği, (% 74)

Belirtilmiştir.

Tüm grupların üzerinde en çok durdukları husus, “Bazı İzleme Testlerine hazırlıksız girmek zorunda kalmam başarımı düşürdü,” (% 92) olmuştur. Bu sonuç, İzleme Testi uygulamaya öğrencilerin, öğretim sürecinin bir parçası değil (yani, yanlışların düzeltilmesi, eksiklerin tamamlanması) de, ağırlıklı olarak sınav gözüyle baktıkları, şeklinde yorumlanabilir (Koçak, Yenilmez ve Yenilmez, 2006).

Yine, öğrencilerin Çevrim İçi Tam Öğrenme ile ilgili görüşleri değerlendirildikten sonra, aynı öğrencilerin 2005-2006 öğretim yılında mezuniyet, KPSS Eğitim Bilimleri puanlarına bakılmıştır. Öğrencilerin Çevrim İçi Tam Öğrenme konusundaki görüşleri ile KPSS puanları arasında bir ilişkinin olması beklendiğinden, bu çalışma yapılmış ve KPSS Eğitim Bilimleri puanının 90,97 olduğu görülmüştür. Bu puan Tam Öğrenme ölçütü olan (% 70’in karşılığı olan) 84 puandan, 6,97 puan daha fazladır. Ayrıca, KPSS’ye giren 1400 program içerisinde (9.), kendi alanı içerisinde (2.), Çukurova Üniversitesinde ise (1.) sıra elde edilmişti. Kendi alanı içerisinde birinci sırayı elde eden Dicle Üniversitesinin (59), Çukurova Üniversitesinin ise (109) öğrencisi vardı. Elde edilen bu başarının tek başına Çevrim İçi Tam Öğrenme uygulanmasıyla gerçekleştiğini söylemek şimdilik mümkün değilse de, Çevrim İçi Sınavın öğrenci başarısında önemli bir etken olduğu söylenebilir (ÖSYM, 2006).

4) Tam Öğrenme Yaklaşımı ile ilgili diğer bir çalışmamız da,“Tam Öğrenme Stratejisi’nin Etkililiği Üzerine Bir Çalışma” adını taşımakta olup, Ç. Ü. İlahiyat Fakültesi İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümünde, 2003-2004 Öğretim yılında, 1. sınıfta İD 101 Öğretmenlik Mesleğine Giriş dersini alan (53) öğrenci üzerinde yapılmıştır. Çalışmada Kontrol (27 kişi) ve Deney Grubu (26) kullanılarak, ayırtedicilik düzeyleri iyi ve çokiyi sorulardan oluşan, (50) soruluk bir “ön test” uygulanmış ve “t” testi sonuçlarına göre gruplar arasındaki farkın (P=.234) “önemsiz” olduğu görülmüştür. Daha sonra gruplara, her biri 25 sorudan oluşan, 10 ünitelik çoktan seçmeli İzleme Testleri uygulanmıştır. Ünite İzleme Testleri, “öğelere dönük analiz” yöntemiyle hazırlanmış ve dönem sonunda, her iki gruba ait İzleme Testleri başarı farkı, “t” testi uygulanarak yorumlanmıştır.

Kontrol grubuna, her üniteden sonra sadece o üniteye ait sorular sorulmuş ve değerlendirme yapılmış, başkaca bir işlem yapılmamıştır. Deney grubunda ise, her üniteden sonra İzleme Testi uygulanmış ve yanlış cevaplandırılan sorular ile boş bırakılan/cevaplandırılamayan sorular öğrencilere tekrar sorulmuştur.

Çalışma sonunda her öğrencinin her ünite sonunda öğrenme eksikleri ve yanlışları belirlenmiştir. Deney grubunda, tespit edilen eksik ve yanlışları giderici, -ders kitabı ile birlikte yardımcı kaynakları okuma, sözlükten yararlanma, öğelere dönük analiz yaparak okuma, soruları açıklayıcı çalışmalar yapma gibi- rehberlik çalışmaları yapılmış, fakat kontrol grubunda sonuçları öğrencilere duyurmanın dışında herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Deney grubunda ayrıca, yanlışların düzeltilmesi, eksiklerin tamamlanması durumunda notlarının ve başarı sıralarının yükseleceği belirtilmiş ve her iki gruba da ders işlenmeden önce üniteyi okuyarak gelmeleri söylenmiştir. Böylece iki grup arasındaki “etkililik/fark” bulunmaya çalışılmıştır.

Ayrıca her öğrencinin elde ettiği başarı, sınıfın başarısı ile karşılaştırılmıştır. Bu arada öğrencinin aldığı puan, başarı sırası, standart sapma ve aritmetik ortalama, öğrenciye verilen karnede bildirilmiştir. Deney Grubunda öğrencilerin daha düzenli olarak ders çalıştıkları ve derse karşı daha çok ilgi gösterdikleri, daha çok soru sordukları; Kontrol Grubunda ise öğrencilerin önceki ünitelerle ilgili sorular üzerinde fazla durmadıkları görülmüştür.    

Çalışma bittikten sonra Deney Grubunun % 88,20; Kontrol Grubunun ise % 67,39 başarı elde ettiği görülmüştür. Ayrıca, Kontrol Grubu ile Deney Grubu arasında “anlamlı” (P=.001) bir başarı farkının bulunduğu ve Deney Grubunda Tam Öğrenme’nin (% 4,20) puan fazlasıyla geçekleştiği, Kontrol Grubunda ise Tam Öğrenmenin gerçekleşmediği bulunmuştur (Koçak, Cebeci ve Yenilmez, 2004).         

Yine, öğrencilerin Tam Öğrenme ile ilgili görüşleri değerlendirildikten sonra, aynı öğrencilerin 2006-2007 öğretim yılında mezuniyet, KPSS Eğitim Bilimleri puanlarına bakıldı. Öğrencilerin Tam Öğrenme konusunda yapılan çalışmadaki puanları ile KPSS puanları arasında bir ilişkinin olması beklendiğinden, bir çalışma yapıldı ve KPSS Eğitim Bilimleri puanının 92,13 olduğu görüldü. Bu puan Tam Öğrenme ölçütü olan 84 puandan, 8,13 puan daha fazlaydı. Ayrıca, KPSS’ye giren 1400’ün üzerinde program içerisinde (16.), kendi alanı içerisinde (1.), Çukurova Üniversitesinde ise (2.) sırayı elde edilmişti. Üstelik öğrenci sayısı kendi öğrenci sayısından daha az olan birkaç bölüme rağmen. Elde edilen bu başarının tek başına Tam Öğrenme uygulanmasıyla gerçekleştiğini söylemek şimdilik mümkün değilse de, Tam Öğrenme Yaklaşımının (stratejisinin) öğrenci başarısında önemli bir etken olduğu söylenebilir (ÖSYM, 2007).

5) Tam Öğrenme Yaklaşımının Kısmen Uygulandığı Çalışmalar:

Bu çalışmalar 2004-2005 Öğretim yılından sonra meydana gelen çeşitli olaylar ve özellikle yönetimin el değiştirmesi, “İnternet-Bilgisayar Destekli Tam Öğrenme” çabalarını büyük ölçüde engellemiş ve bilgisayar laboratuarında sınav yapılamaz olmuştur. Buna rağmen, her üniteden sonra klasik yolla, sınıf ortamında İzleme Testleri uygulanmış ve öğrencilere sınav sonuçları bildirilmiştir.  

Bilgisayarla sınav yapılamaması demek, Tam Öğrenme Yaklaşımının özü olan öğrenciye “dönüt” verme işleminin gerçekleştirilememesi demektir ki, dönüt alamayan öğrenci ise, yanlışlarını görüp düzeltemeyecek ve sınıf içerisinde kendisini arkadaşları arasında öğrenmeye karşı güdülemeyecektir.

2004-2005 yılında Fakülteye giren, İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümü 2008 mezunlarının KPSS Eğitim Bilimleri puanın, 64,21 olduğu görülmüş olup, bu puan Tam Öğrenme ölçütü olan 84 puandan yaklaşık 20 puan aşağıdadır. (ÖSYM, 2008). Bu öğrencilere, (4) İzleme Testi uygulanmış fakat dönüt düzeltme yapılamamıştır.   

2005-2006 yılında Fakülteye giren, İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümü 2009 mezunlarının KPSS Eğitim Bilimleri puanın, 71,53 olduğu görülmüş olup, bu puan Tam Öğrenme ölçütü olan 84 puandan yaklaşık 12 puan aşağıdadır (ÖSYM, 2009). Bu öğrencilere de, (4) İzleme Testi uygulanmış fakat dönüt düzeltme çalışmaları yapılamamıştır.   

2006-2007 yılında Fakülteye giren, İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümü 2010 mezunlarının KPSS Eğitim Bilimleri puanın, 72,41 olduğu görülmüş olup, bu puan Tam Öğrenme ölçütü olan 84 puandan yaklaşık 12 puan aşağıdadır (ÖSYM, 2010). 2006-2007 girişli öğrenciler, 2009-2010 mezunu olup, bu öğrencilere (1) İzleme Testi uygulanmış fakat dönüt düzeltme çalışmaları yapılamamıştır.   

2007-2008 yılında Fakülteye giren, İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümü 2011 mezunlarının KPSS Eğitim Bilimleri puanın, 57,12 olduğu görülmüş olup, bu puan Tam Öğrenme ölçütü olan 84 puandan yaklaşık 27 puan aşağıdadır (ÖSYM, 2011). Bu öğrencilere İzleme Testi hiç uygulanamamıştır.

Bundan sonraki yıllarda da, İzleme Testi uygulayarak dönüt-düzeltme çalışmaları hiç yapılamamıştır.  

Sonuç:

Tam Öğrenme çalışmalarının, bilgisayarla yapılamadığı hazırlık yıllarında, yani (2002) ve (2004) mezuniyet yıllarında iki yıl Tam Öğrenmenin gerçekleşmediği görülmüş ise de, (2004)’te çok yaklaşıldığı, (2003) mezuniyet yılında Tam Öğrenmenin gerçekleştiği görülmüştür.

Tam Öğrenme çalışmaları, internet-bilgisayarla (2001-2002), (2002-2003) ve (2003-2004) girişlilerle , (4) Eğitim Bilimi dersinde tam olarak uygulanmış olup, (2004-2005), (2005-2006) ve (2006-2007) yılları mezunlarının, kısaca (2005), (2006) ve (2007) mezunlarının Tam Öğrenme’yi gerçekleştirdikleri görülmüştür.

Kısa bir çalışmadan sonra öğrencilerin, internet-bilgisayar bulunan her ortamda Tam Öğrenme uygulamasını kendi başlarına da yapılabileceği görülmüştür.       

Tam Öğrenme Çalışmalarının bilgisayarla yapılamadığı, (2008), (2009), (2010) ve (2011) mezuniyet yıllarında, hiçbir yıl Tam Öğrenmenin gerçekleşemediği görülmüştür. Bu sonuçta, sınavlarda bilgisayar kullanmamak kadar, yönetimin de etkisi olduğu söylenebilir. Çünkü yeni yönetim olaya farklı yaklaşmıştır.

 

 

 

 

KAYNAKLAR

Bloom, Benjamin S. İnsan Nitelikleri ve Okulda Öğrenme. (Çev. Durmuş Ali Özçelik). Ankara, 1988.

Büyükkaragöz, S. Savaş. Program Geliştirmede Kaynak Metinler. Konya, 1977.

Erden, M. Öğretmenlik Mesleğine Giriş. İstanbul, 2001.

Ertürk, S. Eğitimde “Program” Geliştirme. Ankara, 1982.

Fidan, N ve Erden, M. Eğitim Bilimine Giriş. Ankara, 1991.

Koçak, Ş., Cebeci, Z., Yenilmez, E., 2003. “Tam Öğrenme Stratejisi’nin Bilgisayar Destekli Uygulanması Üzerine Bir Çalışma”. Ç. Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 3, Sayı: 1, Ocak-Haziran 2003.

Koçak, Ş., Cebeci, Z., Yenilmez, E., 2004. “Tam Öğrenme Stratejisi’nin Etkililiği Üzerine Bir Çalışma”. Ç.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 4, Sayı: 2, Temmuz-Aralık 2004.

Koçak, Ş., Dündar, E., Yenilmez, E., 2006. “Çevrim İçi Sınav Sistemlerinin Öğrenmeye Olan Etkileri Üzerine Bir Çalışma: Öğrenci Görüşleri”. Ç. Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 6, Sayı: 2, Temmuz-Aralık, 2006.                 

ÖSYM, 2001. Yükseköğretim Programlarına Göre Kamu Personel Seçme Sınav Sonuçları (2001-KMS Temmuz Dönemi). Ankara, 2001.

ÖSYM, 2002. Yükseköğretim Programlarına Göre Kamu Personel Seçme Sınav Sonuçları (2002-KPSS Temmuz Dönemi). Ankara, 2002.

ÖSYM, 2003. Yükseköğretim Programlarına Göre Kamu Personel Seçme Sınav Sonuçları (2003-KPSS Temmuz Dönemi). Ankara, 2003.

ÖSYM, 2004. Yükseköğretim Programlarına Göre Kamu Personel Seçme Sınav Sonuçları (2004-KPSS Temmuz Dönemi). Ankara, 2004.

ÖSYM, 2005. Yükseköğretim Programlarına Göre Kamu Personel Seçme Sınav Sonuçları (2005-KPSS Temmuz Dönemi). Ankara, 2005.

ÖSYM, 2006. Yükseköğretim Programlarına Göre Kamu Personel Seçme Sınav Sonuçları (2006-KPSS Temmuz Dönemi). Ankara, 2006.

ÖSYM, 2007. Yükseköğretim Programlarına Göre 2007 Kamu Personel Seçme Sınav Sonuçları. (2007-KPSS Temmuz Dönemi). Ankara, 2007.

ÖSYM, 2008. Yükseköğretim Programlarına Göre Kamu Personel Seçme Sınav Sonuçları (2008-KPSS Temmuz Dönemi). Ankara, 2008.

ÖSYM, 2009. Yükseköğretim Programlarına Göre Kamu Personel Seçme Sınav Sonuçları (2009-KPSS Temmuz Dönemi). Ankara, 2009.

ÖSYM, 2010. Yükseköğretim Programlarına Göre Kamu Personel Seçme Sınav Sonuçları (2010-KPSS Temmuz Dönemi). Ankara, 2010.

ÖSYM, 2011. Yükseköğretim Programlarına Göre Kamu Personel Seçme Sınav Sonuçları (2011-KPSS Temmuz Dönemi). Ankara, 2011.

Senemoğlu, N. Gelişim, Öğrenme ve Öğretim. Ankara, 2002.

Sönmez, V. Program Geliştirmede Öğretmen Elkitabı. Ankara, 1991.

Sönmez, V. Program Geliştirmede Öğretmen Elkitabı. Ankara, 2003.

Yenilmez, E., Cebece, Z., Koçak, Ş., 2005. “Çevrim İçi Sınav Sistemi Uygulamaları”. Ç. Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 5, Sayı: 2, Temmuz-Aralık, 2005.                 

 
Toplam blog
: 425
: 3089
Kayıt tarihi
: 06.12.06
 
 

Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi..