Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Anadolu Mesleki Eğitim Derneği

http://blog.milliyet.com.tr/anadolumed

22 Aralık '14

 
Kategori
Siyaset
 

Cucilerin doğumu-1

Cucilerin doğumu-1
 

İmparatorluklar eski gücünü yitirmişti. Yapılan müsrifçe harcamalar imparatorların yeni kaynak bulmalarını gerektirmekteydi. Beslemeleri gereken devasa orduları, adalet dağıtmaları gereken geniş bir halk kitleleri vardı. İnsanın var olduğu her yerde adaletsizlik olması olağandı. Zira artık onlar, kendi saraylarında cariyelerine bile gerçekte adalet dağıtamayan "kâğıttan kaplan"'dılar aslında imparatorlar. Çok zor bir görevi ifa ediyorlardı. Bu görevin adaletle sağlanması ise son derece zor, hatta imkânsızdı. Ta ki, kralların yerini bir kraliçe alıncaya kadar.

İngiltere'de kraliçe Elizabeth iktidara gelince Avrupa'da o zamana kadar gerçekleşmemiş ilginç bir birleşme yaşandı. Kuzey ülkelerinin nerdeyse tamamı aynı aileden prenseslerin gelin olarak gittikleri ortak bir krallık haline geldi. Tümü aynı aileden gelen, aynı sülaleden olan kızların değişik ülkelere kraliçeler olmaları, söz konusu ülkeleri her ne kadar aynı gibi gözükmese de gerçekte ortak menfaatçilik ilişkisine dayanan ve Kraliçe Elizabeth'ten günümüze ve hatta Kuzey Atlantik Paktının (Nato) temelini oluşturan etkisi yüzyıllardır devam edecek olan mükemmel bir birliktelik…

Kadın dayanışmasının mükemmel örneği, kadınların yeniden dünyaya hükmetmesi…
Bu durum bana Türk Çin ilişkilerini hatırlatıyor. Bilindiği gibi Çin Türklere karşı hemen hemen hiç bir savaşta üstünlük sağlayamasa da yüzyıllarca mücadele etse de savaş kazanmadan üstün gelmeyi başarmıştır. Çin yüzyıllardır, defalarca işgale uğramış, ancak her defasında sınırlarını korumayı bilmiştir. İngiltere'ye karşı bile. Çin'in Türklere karşı uyguladığı siyasette "kadın" ya da Çinli prenseslerin önemli bir yeri olmuştur.
Türklerin savaşlarının en zorluları, kadınlara karşı yapılan savaşlar olmuştur. Hatta bu konuda bir atasözü şöyle der: “Altın ateşle, kadın altınla, erkek kadınla sınanır”.

Bir kadını iktidarda tutan en önemli şey nedir. Bence bir kadın bir erkeğe göre, yönetim anlamında; eğer ki zeki ise, çok büyük, çok önemli avantajlara sahiptir. Her şeyden önce kendini yönlendirecek, yönetmek için izin alacağı bir kadın yoktur. Bilindiği gibi birçok ünlü komutan, kral, padişah, kağan ve hanlar: “Ordular yönettim, savaşlar kazandım, ama kadınları yönetemedim” itirafında bulunmuştur. Yönetim erkini eline geçiren kadın bu anlamda avantajlıdır. Yönetmek için kadınlara taviz vermesi gerekmez. Hatta akıllı kadın erkeğin zayıf noktasının ne olduğunu çok iyi bilir ve güç elindeyse her daim vermeden alır. Verirse daha fazlasını alır…

Yazının bu noktada basitleştiğini düşünebilirsiniz, ancak tüm dünya kuruldu, kurulalı bu kural pek bozulmadı. Bozulacağa da benzemiyor…

Kraliçe Elizabeth'in tahta çıktığı yıllarda Avrupa’da ilginç bir olay da oldu. Aslında Müslüman dünyasının ve tüm dünyanın kaderinin değiştiği yıllardı bu yıllar. Hıristiyan dünyası bölünmüş ve Protestanlık diye bir mezhep ortaya çıkmıştı. Olan en önemli olay ise Avrupa’nın artık gerçek hâkimi kiliseler değildi artık. Günah bağışlayarak, köşeyi dönen papazlar iktidarı kaybetmişti. Ancak, tamamen kilise toplum hayatında çekilmedi. Sadece artık gerçek kral değildi.

Bir kadın; sadece kadın değildir. Bir kadın iyi yetiştirmişse kendini, liderler yetiştirir, dünyayı yönettirir. Katiller yetiştirir, dünyayı kan gölüne çevirir. Her kadının gözyaşında başka bir kadın vardır. Her erkeğin sefaletinde de krallığında da yine bir kadının eli vardır. Eli değdiği mekânı cennet de yapar, cehennem de…

İlhan Aydın

Teknik Öğretmen

 
Toplam blog
: 29
: 206
Kayıt tarihi
: 20.08.13
 
 

Anadolu Mesleki Eğitim Derneği mesleki eğitimde yeni fikirlerini, düşüncelerini, eleştirilerini v..