Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '07

 
Kategori
Güncel
 

Cudi'nin kağıttan kaplanı

Cudi'nin kağıttan kaplanı
 

Eli kanlı terör örgütü ve işbirlikçileri artık yolun sonuna gelindiğinin farkındalar.

Bu nedenledir ki Terör örgütü köşeye sıkıştırılan kedi misali saldırganlaşıyor ve son çırpınışlarını yine kanlı eylemlerle bitirme telaşına düşüyor. Belli ki, "kanla beslenme" alışkanlığından vazgeçmeyecek. Onun için; sivil-asker, kadın-erkek, çoluk-çocuk demeden saldırıyor. Kan akıtmaya doymuyor, tatmin olamadığı zamanlar bir bahane ile kendi militanlarını bile infaz etmekten çekinmiyor, yetmiyor tehdit ediyor...

Kuzey Irak'ta yuvalanan PKK'ya karşı "sınır ötesi operasyon" ihtimali gündeme gelince, PKK'nın "Türkiye'ye doğru ilerliyoruz, şartlarımız yerine getirilmezse yakarız, yıkarız....." türünden tehditleri düşüyor ajanslara!

Güya; Türkiye'ye doğru 'sınır ötesi' harekete geçtiklerini ve burada siyasetçiler ile polisi hedef almayı planladıklarını" iddia ediyorlar. TSK'nın yapacağı herhangi bir sınır ötesi harekatta "Eğer Kürtler ve kurumları hedefleniyorsa, bu saldırılar cevapsız kalmayacak" şeklinde haddini ve boyunu aşan tehditler savuruyorlar.
PKK, sözde tehdidinde, "Sanıldığı gibi güneye (Kuzey Irak) doğru değil, kuzeye (Türkiye'ye) doğru ilerliyoruz" diye devam ediyor! Korku akıllarını başından almış anlaşılan...

PKK'nin bu pervasızlığının altında yatan, ABD'den bulduğu yüzdür. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) için PKK kozunu elinde tutmak isteyen ABD ileride bu kozu İran ve Suriye için de masaya sürecektir. Bu nedenle ABD'nin PKK ile ilgili düşünceleri tamamıyle çıkar hesabına dayanmaktadır. Bir diğer destek noktaları da Talabani-Barzani amcalarıdır. Saddam zamanında dağlarda yaşayan ve maalesef bizim tarafımızdan özel itibar görerek sınıf atlayan bu aşiret ağaları bu gün bize karşı her türlü densizliği yapma cesareti yakalamışlar! Dünden bu güne de PKK'nin destekçileri ve tedarikçileri olmuşlardır.

Bunların Türkiye'de ki uzantıları ve içeride ki (korumadaki) yandaşları, operasyonla ilgili tezkereye destek verip vermeyecekleri sorusunu ise "Hayır, destek vermeyeceğiz. Kendi ülkesinin sınırlarına saygı duyan bir devlet başka ülkelerin sınırlarına da saygı duymak zorundadır." diye yanıtlıyorlar. Sanırsınız ki bu beyanatı veren Irak Parlementosunun (!) bir üyesi. Tezkere'ye PPK'den daha çok karşı çıkıyor ve "arkamız Cudi, önümüz Habur" türünden maksadını aşan şeyler söylüyorlar. Arkanızdakini niye saklıyorsunuz, orda duranlar kim peki? Korkudan yönlerini şaşırmış bunlar!

Başbakanın dediği gibi; "terörü bırakın diyemeyenlerin, sınır ötesi operasyon yapılmasın" deme hakkı olamaz!

Adamların zihniyeti akla zarar resmen! Irak'ın sınırlarına saygı duymalıymışız! Kim söylüyor bunu? ABD'nin Irak'ın sınırlarını değiştirmesine çanak tutup, Türkiye'nin terör nedeniyle yapacağı muhtemel bir operasyonu işgal gibi gösteren içimizde ki amcazadeler... Peki, Irak'ta barınan teröristlerin yaptıkları saldırılara da saygı göstermek gibi bir önerileri yok mu bu aklı evvellerin? Benim birliğime ve bütünlüğüme saygısı olmayan komşu, benden nasıl saygı bekleyebilir?

Ne acıdır ki, akla zarar düşüncede ki bu insanlar, TBMM çatısı altında "saray beslemeleri" gibi bizzati devlet tarafından güya "demokrasi adına" barınmaktadır.

İkincisi; terörle ilgili tüm sorumluluğu TSK'ya yıkma yanlışının dışında yeni bir politika üretememiş olmamız anlaşılır gibi değildir! 25 yıldan beri maddi-manevi çok büyük acılara ve yıkımlara sebep olan terör olaylarının envanterinin çıkarılarak, alınacak tedbirlerle ilgili bir "Kriz Önleme Merkezi" nin kurulamamış olması da diğer bir eksikliktir...

Üçüncüsü; terör örgütünün ilk kanlı eylemini "üç-beş çapulcunun işi" diyerek ciddiye bile almayarak devlet
ciddiyetini zedeleyen çok özel siyasimizin, Saddam'ın muhatap bile kabul etmediği ve bu günkü terör olaylarının körükçüleri olan Talabani-Barzani ikilisine adeta iadei itibar sağlaması yanlışıdır.

Bu gün geldiğimiz nokta ise; Nobel Barış Ödülü hayaline kapılan aydınlardan (!) oluşan koro'ya solistlik yapma yanlışına düşen hükümetin, bizzat Diyarbakır'a gidip "Kürt Realitesi"ni tanıdığını ilan ederek yeni bir sayfa açma girişimine, beklenildiği gibi uzak kalan Kürt temsilcilerinden destek yerine köstek görmesi ile "gelin dostlar bir olalım" makamından "inceldiği yerden kopsun" makamına geçiş noktasıdır...

Son günlerde, sırtını Cudi'ye dayadığını itiraf eden, "dokunulmaz" zırhındaki zevattan gelen mesaj, öyle sanıldığı gibi barıştan ve birliktelikten yana değil aksine, toplumun ayrışmasına çanak tutacak türden mesajlardır. Anlaşılan, Cudi'nin kağıttan kaplanını sınırsız korku sarmış, orda, burda, Habur'da destek arıyor...

 
Toplam blog
: 156
: 5679
Kayıt tarihi
: 05.11.06
 
 

Söz konusu Atatürk ve Laik Cumhuriyet ise; asla tarafsız olamam! Ben; İş ve özel hayatımda Cumhur..