Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '14

 
Kategori
Deneme
 

Cuma vaazının düşündürdükleri!

Cuma vaazının düşündürdükleri!
 

ZÜBEYDE HANIM'IN MEZARI


Dün Cuma namazında evimin yakınındaki Hacı Ferik Osman Paşa Camii'ne (yapım: 1901) gittim. Birçokları bilmez belki ama bu camii tarihimiz açısından oldukça önemlidir., Mustafa Kemal Atatürk'ün muhterem validesi Zübeyde Hanımefendi, bu Caminin bahçesinde yatmaktadır. Zübeyde Hanım vasiyeti üzerine 14 Ocak 1923 tarihinde buraya defnedilmiştir.

Namaz öncesi, yine Karşıyaka'da bulunan Mustafa Kemal Paşa Camiindeki vaaz görüntülü olarak, bu camiden de takip ediliyordu. Vaazını naklen izlediğimiz vaiz ana konu olarak, 'İslam'da İman' konusunu işliyordu. Konuyu pekiştirmek için bir kıssa anlattı:

Peygamberimize (S.A.V.) bir gün bir müşrik (inanmayan, iman etmemiş kişi) gelir ve şöyle der:

- Ya Muhammed! Ben Müslüman olmak istiyorum fakat benim üç tane alışkanlığım var, vazgeçemediğim: Çokça yalan söylerim, bolca içki içerim ve fırsat buldukça da zina yaparım. Müslüman olma uğruna bu alışkanlıklarımın ancak bir tanesinden vazgeçebilirim. Müslüman olabilmek için öncelikle hangi huyumdan vaz geçmeliyim?

Peygamberimiz hiç düşünmeden:

- Müslüman olmak için öncelikle yalan söylemeyi bırakmalısın, der. Çünkü; Müslüman kişi önce doğru olacak, hiç kimse kendisinin söylediğinden şüphe duymayacak. Müslüman söylediğinden emin olunan kişidir.

 Vaiz daha sonra Müslüman toplumların çektikleri acının iman eksikliğinden, iman eksikliğinin de yalancılıktan meydana geldiğini anlattı. Yalancılığın başta sosyal, ticari ve idari olmak üzere tüm yaşantımıza, nasıl çöreklendiğini örneklerle açıkladı. Güzel bir vaazdı.

Çıkışta aldı beni bir düşünce, yakında Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Ülkemizin gelecek 10 yılına, belki de 100 yılına damga vuracak bir seçim. Adayın biri bize biraz uzak, çünkü politikacı değil. Buna rağmen, adamcağızın hayatını, kitaplarını iğneden ipliğe araştırıp, kendimizce bir ip ucu bulup veya bulamayıp bu adam olmaz diyoruz. Biraz insaf diyorum.

Diğer yandan, bazı kesimlere göre seçilme şansı en yüksek adayımız ise; Cuma hutbesi verir gibi, aşırı dini motiflerle süslenmiş bir konuşma yaparak adaylığını açıkladı. Görkemli bir salon, seçkin davetliler, takılar, ziynetler, mutlaka ipek başörtüler, saatler, kravatlar, iğneler fakat kürsüde fakirlik, mağdurluk ve hatta kefen edebiyatı...

Ne diyormuş, Peygamberimiz?

"Müslüman kişi önce doğru olacak, hiç kimse kendisinin söylediğinden şüphe duymayacak. Müslüman, söylediğinden emin olunan kişidir."

- Tam da bizim adayımız! 12 yıldır maruz kaldığı mağduriyetleri ve aslında ne kadar fakir olduğunu ve hepimizi çok sevdiğini anlatan bu kişinin anlattıklarından, birazcık olsun emin miyiz?

* * *

- İnsanların diri diri yakıldığı Madımak olayında, canilerin avukatlarının neredeyse hepsini partisinden milletvekili yaptı. Davanın zaman aşımından örtbas edilmesine, 'hayırlı olsun' dedi.

Kendisinden emin miyiz?

* * *

- Irak'ta camilere pis postallarıyla giren, binlerce Müslüman kadının ırzına tasallut eden Amerikan askerinin evlerine sağ salim dönmesi için dua ederken, kendi gençlerine, 'camilerimizde içki içtiler' iftira etti. 'İçki içilmedi, Ben Müslüman'ım, yalan söyleyemem' diyen camii imamını sürdü.

Samimiyetinden emin miyiz?

* * *

- Marmara Üniversitesi İktisadi Ticari İlimler Fakültesi mezunuyum, diyor (başbakanlık resmi sitedeki özgeçmiş).

Diplomasından emin miyiz?

* * *

- "Delik ayakkabıyla siyasete girdim. Elimde bir tek bilezik ve yüzük vardı." diyerek milyon dolarlık yasal mal varlığını açıkladı.

Beyanından emin misin?

* * *

- Suçsuz vatanseverlerin zindanlara atıldığı davaların savcısıyım dedi. Şimdi ise, 'ben yapmadım Amerika'daki yaptı' diyor.

Adaletinden emin miyiz?

* * *

- Kızımı başörtülü diye üniversiteye almadılar. Emin misin?

- 'Biz koltuk sevdalısı değiliz' diyeceksin, en azından birazcık adil bir seçim olması için istifa etme. Gerçekten samimi misin?

Peki neyinden eminiz?

Meselâ ben şunlardan eminim:

Deniz Feneri, montaj, silah yüklü TIR'lar, IŞİD, Esad (veya Esed), Muhterem Hocaefendi (veya Haşhaşi), kumpas, darbe, İmam Hatip, iki ayyaş, gezi zekâlılar, bu ölenler Sünni, şu partinin başkanı biliyorsunuz Alevi, şu çocuklar terörist, bunlar iyi çocuklar, ulemaya danışacaksın, görüşen şerefsizdir, gönderdimse ben gönderdim, gelin beni alın, oğlum kardeşini gönderdim, sıfırladım babacığım, bu kardeşiniz, beni hapse attılar, demokrasi bir araçtır, gidip de sap gibi durmam, Barzani'yle gurur duyuyorum, bu konuyu yazmayın, alt yazıyı değiştirin, bak halâ duruyor, ananı da al git, gel lan buraya, ölüm sizin fıtratınızda var, sayın, kelle, halk istedikten sonra gidecek tabii, destan yazan polislerim, ben mi öldürün dedim, gereğini yapsaydınız, yapmayan hesabını verir.....

İçim daraldı yazarken, ne kadar çokmuş emin olduklarım.

Siz nelerden emin siniz?

...

Sağlıkla ve serinlikle.

İZMİR, 05 Temmuz 2014. 

 
Toplam blog
: 159
: 1303
Kayıt tarihi
: 19.06.12
 
 

1963 yılında Balıkesir'in şirin ilçesi Erdek'te doğdum. Yüksek lisans eğitimimi Dokuz Eylül Ünive..