Cumartesi - Pazar...

Şahsen Cuma günlerini daha çok severim, insanın önünde kocaman bir hafta sonu vardır; ne sanıyorsak artık kendimizi bu koskoca hafta sonunda bir sürü şey yapmayı planlarız!

Can çıkmadıktan sonra umut kesilmez derler ya, her hafta başı hayal kırıklığı içinde olsam da, Cuma günleri geldi mi yine yeşeriverir umutlarım!

Efendim, bir kere mutlaka dinlenilecektir, çarşı işleri görülecek, anne-baba ile görüşülecek, arkadaşlarla buluşulacaktır!

Ev içinde yapılması gerekenler de bu arada halledilecek, çocukla parkta uzun saatler geçirilecektir!

Kafayı olabildiğince işten uzak tutmak gerekmektedir, lakin özellikle özel şirkette çalışıyorsanız her an ani bir telefon ile uzaktan kumanda iş halletmek ya da şirkete gitmek gibi sürprizlerle de karşılaşmanız pek olasıdır…

Eşlerle de şöyle keyifli vakitler geçirmek, iki kadeh bir şey içip, üç-beş kahkaha atmak da hafta sonu planlarının dahilindedir…

Her seferinde ertelenen bir şeyler peşimize takılmaktadır; ya ev işidir, ya park gezisi kısa tutulmuştur…

Ya arkadaşlardan vazgeçilmiştir, ya dinlenmeden feragat edilmiştir!

******

En kolay öğrencilik hayatıydı eskiden, en fazla ergen olanların sevgili sendromları olurdu; yok olan olsun ister, olan bazen salya sümük eve döner, falan…

Şimdilerde dershaneler yüzünden gariplerim hafta sonunu dahi anlayamıyorlar, kim bilir, belki de bu yüzden sevgililik durumları da öyle çabuk gelir-geçer cinsinden oluyor…

Birbirlerini tanımaya fırsatları olmayınca insanların telefon, internet ile iletişim kuruyor, lakin hiç biri gözün içi, suratın asılması ya da sevinçle gülümsemenin yerini tutmuyor!

******

Her birimiz neye yetişeceksek artık?

Koştur koştur bitmiyor!

Ne için koştuğumuzu da bilmiyoruz ya: Her üniversite mezunu zaten iş bulacak diye bir garanti yok, başbakan söyledi!

İşini öncelikli tutan işten atılmayacak, ailesini önde tutan boşanmayacak diye bir garanti de yok!

Biraz durup dinlenmek, dinlenirken biraz düşünmek belki de kendimize yapacağımız en güzel iyiliktir; zira ruhumuzun da özene ihtiyacı var!

******

İzmir’de yeni bir uygulama başlatılmış, tebdili kıyafet gezen Trafik Denetleme Polisleri özellikle trafiğin yoğun olduğu yerlerde cep telefonu kullanan sürücüleri ve trafik kurallarını ihlal edenleri saptayacakmış.

Amaç, trafik kazalarını azaltmak…

Doğru bir uygulama bence, seyir sırasında cep telefonu ile görüşmenin sakıncalarını ve kuralların izin vermediğini kulak arkası edenler artık bir şekilde öğrenirler!

Şey, bir de beni duyar da engelliler için yapılan rampalar önüne park eden araçları da uyarırlar mı?

Her rast geldiğimde üzülüyorum da…

Hem de sinirleniyorum; kimin ne hakkı var ki o rampaların önünü aracı ile park ederek kapatmaya!

Ayakların tutuyor çok şükür, iki adım öteye park etsen ne çıkar be adam!

******

29 Ekim resepsiyonunun türban açılımını referandum sonuçlarına bağlıyorum, devamını da göreceğimizi tahmin ediyorum lakin onaylamıyorum!

******

Onu yapamadım, buna yetişemedim gibi şeylerle kendinizi üzmeyeceğiniz bir hafta sonu dilerim!