Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '10

 
Kategori
Özel Lezzet Durakları
 

Cumartesi tatları-6

Cevdet Üzüm’ü Söke’de herkes tanır. Amatör dağcı ve doğa aşığı olan bu sevgili arkadaşım bu haftaki “cumartesi tatları”na konuk oldu. Bize hafta içinde çevredeki tepelere yaptığı yürüyüşlerden bahsetti.

“Doğa o kadar cömert ki, dağlara her çıkışımda beni türlü zenginlikleriyle karşılıyor. Dün gidip “arapsaçları” topladım. Güldağı eteklerinin kuytu köşelerinde gördüğüm bu harika bitkileri bıçakla kesiyorum ki, kökleri zarar görmesin. Çünkü seneye bana gene lazım olacaklar. İki saatlik doğa gezintisinde bana sunulan ikramlar bu kadar da değildi. Bin bir derde deva ebegümeci ve turp otundan da bolca topladım…”

Cevdet’i hazır kıvamında yakalamışken sizler için bir de tarif istedim.

“Dağdan toplanan arapsaçları akşamdan temizlenip bir kap suyun içinde sabaha kadar bekletiliyor. Bir gün sonra öğle ya da akşam yemeği öncesi suyu süzülen arapsaçları on milimetreyi geçmeyecek uzunluklarda kesiliyor. Bir tavada zeytinyağıyla soğanlar kısık ateşte hafifçe kavrulup arapsaçları ilave edilir. Tava kapalı vaziyette pişirildikten sonra isteğe göre bir veya birkaç yumurta kırılıp tahta kaşıkla karıştırılıp tava kapalı vaziyette bir süre daha bekletilince arapsaçı köklerinin verdiği doğal aroma yumurtanın kokusunu da alır ve ortaya harika bir lezzet çıkar. Temiz yıkanmış bir tek pırasayla yendiğinde tadına doyum olmaz.”

Ne diyelim, bize de “afiyet olsun” demek kalıyor.

***

Evet, geçen haftaki peynir tarifine de itiraz geldi. Üç uzmanın üçünün de “kırk tokmak peyniri” için farklı tarifler vermesi üzerine arzu edenlerin peynircilerden “desti peyniri” diyerek yarım kilo alıp yemelerini tavsiye etmiştim. Zeki Kemiklioğlu bu tavsiyeye şiddetle karşı çıktı.

“Bunu böyle diyemezsin. Çünkü peynircilerde bu peyniri bulamazlar.”

“Kardeş nasıl bulamazlar? Hangi peynirciden desti peyniri istesen verir…”

Ama Zeki Bey sözünde ısrarlıydı.

“Onlar çakma. Gerçek desti peyniri değil…”

“Nereden belli?”

“Gerçeğini yapmak için uğraşmazlar. Öyle toprağa gömüp de aylarca bekleyecek peynirci nerede. Üstelik bozulma riski de var. Çökeleği nişastayla harmanlayıp da presledin mi, al sana çakma desti peyniri. Gerçek desti peynirinin garacotu da baştan konur ki kokusu sinsin…”

Özellikle damarına bastım.

“Siz de üç uzman ortak bir karara varamadınız. Üçünüzün de tarifi birbirini tutmadı. Biriniz kış dediniz, diğeriniz yaz diye itiraz etti. Biriniz testiyi ters gömdü, diğeriniz düz diye itiraz etti…”

“O iş gene ayrı. Tevfik Bey ağa olduğundan kendi yapmamıştır. Adamlarının yaptığı da ne olsa müteahit işi sayılır. Fahri Bey zaten yapmamıştır. Onunki de kulaktan dolma gibi bir şey. Benim tarifim hakiki Yörük usulüdür. Onu bir de Latmos’un zeytinyağıyla yiyeceksin ki…”

Evet, Zeki Bey’in tarifi böyle. Bu arada punduna getirip her zamanki gibi, işin içine Latmos zeytinyağını da karıştırmayı ihmal etmedi.

Efendim, bal tadında günler dilerim. Ağız tadınız daim olsun.

 
Toplam blog
: 114
: 548
Kayıt tarihi
: 18.11.09
 
 

Emekli öğretmenim. Üç yıldır Söke Ekspres gazetesinde günlük yazılar yazıyorum. 2008 Yılında röpo..