Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '10

 
Kategori
Kitap
 

Cumhur Turan'ın Çocuk Masalı EMEF

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde , develer tellal iken pireler berber iken ben anamın beşiğini sallar iken veya "Bir varmış bir yokmuş " tekerlemesiyle başlar masal. Hangimiz masallarla uyumadık ki, özelliklede tek eğlencemiz olan yıllarda .

Yıllar önce gelmişiz Ankara’ya . O yıllarda tatlı anı olarak kalan hatırladığım, dışarıda kar diz boyu. Evlerde su yok . Annem sobanın üzerine kazan kor karları eritir kullandırırdı . O zamanlar televizyon birkaç kişi dışında yoktu . Karslı Kurban Amca’ lara gider televizyon seyrederdik . Haftada bir iki gün tüm mahalleli onların misafiriydik . Onlarda sobanın üzerine çay koyarlar, bazen de patates, kestane pişirirler , ikram yaparlardı misafirlerine . Türkiye’nin çeşitli illerinden, anayurtlarından, köylerinden kopup gelen mahallede dayanışma vardı , sevgi, saygı vardı.gurbetin getirdiği özlem mi ? yada geleneksel yapıdan mı ? olsa gerek herkes birbirine saygılıydı . Hiç hatırlamam kavgayı . Hatırladığım ıspanağa zam geldi diye tüm mahallenin kadınlarının yürüyüşüydü . Kadınlarda o zamanlar duyarlıydı, cesaretliydi. Annem günün yorgunluğunun arkasından biz dört kardeşe masallar anlatarak uyutmaya çalışırdı, üç odalı evimizde . Ancak soba tek odada yanardı. Diğer yanda kalanların uyuması için bayağı çaba sarf etmeleri gerekirdi soğuktan . Annem, bizi uyutmaya çalışırken yorgunluktan bazen de kendi dalar giderdi .

Annem başlardı “ Bir varmış bir yokmuş , develer tellal iken , pireler berber iken , ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken " le başlayan masallara”. Bu masalların, bazen sonunu beklemeden uyurduk bazen de üzülürdük masal kahramanına . Bugün bile annemin anlattığı masallar gelir aklıma iki kardeş olan “Cükkül ile gükkül”, Çocuğu olmayan kişinin mercimekden çocuğu olması en çok üzende “Analık itti beni alabalık yuttu beni” masalıydı . Annem gözü yaşlı anlatırken bizde niye yapmış ? kim yapmış ? kurtulmayacak mı ? vb sorularla annemi sorulara boğardık.

"Masal; nesirle söylenmiş , dinsel ve büyülü inanışlardan ve törelerden bağımsız, " anlatı diye tanımlanır . (Pertev Naili Boratav) .

Masallar geçmişten günümüze ulaşan düş ürünü olan gerçekçilikten uzak ve öğreticiliği de olan edebiyat eserlerinden . Masallar genellikle anomin , kuşkusuz bugun kendilerince daha modern masallar da üretiliyor ! Hayvan masallarıda çoktur. Masallarda milli ve dini motiflere hemen hiç yer verilmez . Günümüzde çocukların La Fonten , Keloğlan, Andersen, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceleri , Kül Kedisini , Kırmızı Başlıklı Kızı, Çirkin Ördek’i Pinokyo masallarını bilmeyen yoktur. Masallar çocuk duygu dünyasının dünyaya açılan penceresidir . Çocuk masalları üzerinde çalışan yazar sayısı da azdır . Bizde bu konuda çalışanlardan PERTEV NAİLİ BORATAV , EFLATUN CEM GÜNEY gibi ünlüleri sayılabilir .

Yazar Cumhur Turan şiir kitabının dışında roman ve çocuk masallarıyla da farklı olduğunu ortaya koymuştur . Payda yayıncılıktan çıkan EMEF, TAÇ İÇİN VE UYUYAN KENTE YOLCULUK adlı çocuk masallarıyla farkındalığını ortaya koymuştur . EMEF 54 sayfadan oluşan el yazısıyla yazılmış masal kitabı . Kapak masala uygun çok güzel dizayn edilmiş . EMEF masalında masal ya , 250 yaşına kadar yaşayan Çerkezlerde geleneksel olan yaşlıları uçurumdan atma töreninde Emef adlı daha bıyıkları terlememiş bir gencin her şeyini öğrendiği, bilge saydığı dedesini kurtarmak uğruna yaptığı mücadele ve genç delikanlının zaferi var . Sadece töreyi yıkmakla kalmayacaktır….

Kış kıyamet yakındadır herkesi telaş sarmışken, köyde çobanlık yapan fakir iki kardeşi de bu telaş sarmıştır. Kış kıyamet çocuklar ev halkı soğuktan ne yapacaktır .Yaşlıca çınar ağacını kesmeye niyetlenirler.Tam çınara baltalarla vururken çınar dile gelir başlar anlatmaya, “Çocukluğunu anlatır on yaşındayken Çerkezlerin 250 yaşına kadar yaşadığını ama bu kadar yaşamak olur mu ? diyerek köydeki yaşlıların öldürülmesini bunu töre haline getirilmesini ve bu töreyi yıkan genç delikanlıyı anlatır”.

İnsanın gençliği gidince artık sığmaz olur ne oğula, ne kıza, ne geline damada. Eğer, helal süt emmişse gelin yaşlısını oturtur baş köseye, beşiğe kor bebek gibi ve başlar gelin manisine,

“Lay lay lay beşikteki seherim

Yoktur senden hiç kederim

Evimizin en kıymetlisi

Sensin kayınpederim” ,

Gelinin kötüsü der ki;

”Lay lay lay kayınpederim

Ağır yükün omuzlarımda

Kalmadı derman kollarımda

Of of da of of

Yok olasın tez zamanda” tabiî ki yaşlılarda seslenir gelinlerine. Doğru ya, atalar der ki, insanoğlunun eti ağırdır. Yük gelir kendilerince insana ya insanoğlu nasılda unutur kendisinin de yaşlanacağını. Günler gelir geçer sonra kurultayda bilge kişiler toplanır karar alırlar. Bu yaşlıların her şeyi sorun bunlara bir çözüm bulunmalı, düşünürler taşınırlar çözümü buldular yaşlılara. Sepete girecek duruma geldiler mi yaşlılar atılacaktı uçurumdan aşağı. Yıllarca süre geldi töre. Sıra Emef’in dedesine gelmiştir.

Emef daha çocuk. Dedesinin sepete bindirilişi, uçurumdan atılması dedesiyle göz göze gelmesi derinden yaralar Emef 'i. Dedesini kurtarmalıydı. Ama nasıl töreye baş kaldıracaktı, dinlemedi nede olsa canı, kanıydı dedesiydi. Gecenin içinden yıldızların yoldaşlığıyla dedesini bulur, köylüler görmesin diye dedesini saklar, yiyecek getirmek için çok iyi avcı olur sevdiği kız şüphelenir ilgisizliğinden ama açıklar sonra Emef dedesini. Kızda artık yoldaşıdır destekler sevdiğini.

Sonra bir haber ulaşır köye Kral Bersis ölmüş ansızın ülkenin ileri gelenleri yola koyulmuş yeni krallarını bulmak için çeşitli öneriler getirirler. Dedesinin de zoruyla Emef 'de kral olma yoluna baş koyar ahali kızar daha tüyü yetmemiş çocuk nasıl bunları yapacak da kral olacak . Bilge kişiler birkaç öneri getirir kral olacaklara bunları yaparlarsa ülkenin yeni kralı olacaktır. Emef dedesinin bilgeliğiyle tüm sınavları başarıyla geçer ve kral olur. İlk talimatı yaşlılara bilge insanlara yönelik olur böylece ilkel töre kalkacak dedesi kurtulacaktır. Kral olmuştur ama sevdiği kızı da unutmamıştır. Onu da kraliçe yapacaktır. Sevdiği kız Gubseyle de evlenir. Krallığında bir yanında eşi bir yanında dedesi yanı başındadır…

Çınarın masalını iki çoban iyice dinler, kış kıyamette olsa çınarı kesmeyeceklerdir. Bir gün bakarlar ki Kafkas kartalları yüzlerce kartal ağızlarındaki odunları fırlatmışlar çınarın yakınına. Çobanlar kavalıyla teşekkür etmiş çınara”

Ben Emef'le, masallarla, geçmişime, çocukluğuma, çocukluğumun duygu bahçelerine döndüm. Dedemi anneannemi araladım satır sayfalarında. Anneannemin sıcak sobada ekmek kurutup sanayağı sürmesini özledim. Ananın atalarımızın kıymetini büyüğe saygının EMEF ' ten öğrenecek çocuklar adına sevindim böyle bir kitabın çocuklara armağan ettiği için yazara da teşekkür ettim. Şiir dilinde şiirimsi yayımlanan EMEF' i çocukların okuması gerekir.. Burada yazar bu masalla güzel öğretici temalarda bulunmuş anaya ataya saygıyı, büyüklere sevgi saygıyı eğer, büyüklerimizi sever sayarsak daima yolumuz aydınlık olur onların bilgeliği deneyimleriyle kırgınlıklardan kurtuluruz.u aşılamış. Bugün değil yarın ne olacağımızı düşünmeyi öğretmiş. Kalemin daim olsun Cumhur Turan.

 
Toplam blog
: 30
: 643
Kayıt tarihi
: 06.07.10
 
 

Şiirleri beş ülkede yayımlandı. Şu anda  bir kamu kurumunda Şube Müdürü. Çeşitli edebiyat, kültür..