Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '17

 
Kategori
Güncel
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "kültür ve sanatta iktidar olamadık" yakınması üzerine...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "kültür ve sanatta iktidar olamadık" yakınması üzerine...
 

internetten alınmıştır


Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir toplantıda yaptığı konuşmada, "siyasi olarak iktidar olduk ama kültür ve sanat alanında iktidar olamadık", vurgusu yaptı...

Siyaset sahnesine ilk çıktığı günden bu yana sürekli bir numara olan, sürekli iktidarda kalan Tayyip Erdoğan'ın bu yakınması, çok derin ve çok vaihm bir Türkiye gerçeğine işaret ediyor aslında.

Siyaseten yüzde ellilerin üzerinde oylar alarak iktidar olan bir zihniyet, kültür ve sanat alanında yüzde onları bile bulmayan bir "iktidara" sahipse bunun esaslı bir şekilde sorgulanması gerekiyor.

Kaldı ki, Türkiye gerçeğine bakınca, siyasi iktidarı sadece mevcut iktidarının aldığı oy oranı olarak da değerlendirmemek lazım.. Diğer sağ oluşumlar da kültürel olarak aynı cenahta yer alır.

Cumhurbaşkanı, siyasi olarak iktidar olduk ama kültür ve sanatta iktidar değiliz, derken neyi kastediyor?

Ülkedeki bu zihniyet çoğunluğunun kültür ve sanat alınında bu çoğunluğa nisbet bir ağırlık koyamadığını söylüyor Sayın Cumhurbaşkanı ki elhak doğrudur!

Sanatın her alanında, özellikle de görsel sanatlar alanlarında, ülke çoğunluğunun temel inanç değerlerini benimsemiş zihniyetler yerine daha çok Batı kültürüne teşne insanlar ve zihniyetler ağırlıklı bulunuyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, tiyatro sahasında ortaya koyduğu çabanın gerçekçi temellere dayanmadığı için nasıl boşa çıktığını hatırlayalım:

O zamanda bir yazımda belirttiğim gibi, tiyatro binaları yapmakla tiyatro eserleri yazmak aynı şey değildir... Dahası, bu tiyatroları izleyeciyle doldurmak da ayrı bir şeydir... Binaları mühendisller, mimarlar yapar ama içini sanatçılar doldurur...

Daha da açalım: Bu ülkede ne kadar cami yaparsanız yapın sonuçta bunları doldurursunuz... En azından Cuma namazlarında, Bayram namazlarında buralar dolar taşar... Çünkü, o binaları dolduracak insan kitlesi bu ülkede mevcuttur.

Ama aynı kitleyi çok muntazam yaptığınız tiyatro binalarına, kültür merkezlerine doldurabilir misiniz?..Bunu yapacak eserleriniz, yazarlarınız ve dahası izleyiciniz var mı?

Ne yazık ki, bu sorunun cevabı, 17 yıldır siyasi iktidarı elinde bulunduran AK Parti cephesi için olumsuzdur... Yani, muhafazar kesim bu ülkede sanat ve kültür alanında etkisizdir.

Neden böyledir?

Birincisi, son bir kaç asırdır, muhafazakar, dindar insanlar ülkenin eğitim alanlarından ve dolayısıyla sanat çevrelerinden uzak tutulmuştur... Bu yüzden, ülkenin çoğunluğu olan zihniyet bu manada entellektüel yetiştirememiştir.

İkincisi de, tiyatro, sinema gibi görsel sanatların İslam kültürüyle bağdaştırılmasında sorun yaşanmıştır... Bu sanat dallarının Batı kökenli olması dini anlamda soğuk karşılanmasına yol açmıştır...

Bunun sonucu olarak, bütün servetini harcayarak Cami yaptıran zengin hacı amcalar, tiyatroya, sinemaya para vermeyi aklından bile geçirmemiştir... Bu da bir tür bilinç eksikliğidir elbette.

Hala İslami camianın doğru dürüst sanat ve edebiyat dergileri yoksa, hala bu çevrelerin gazeteleri, örneğin bir Blog sayfası bile açamamışsa, hala bütün iş Tayyip Erdoğan'ın sırtından yürütülüyorsa, durumun vehametini anlamak hiç de zor değil...

(Buraya bir anti parantez deyip bir anektod nakletmek istiyorum: Türkiye'de, edebiyat alanında çığır açan dergilerden Mavera'ya çok emek vermiş bir insandır Cahit Zarifoğlu... Bir çok şair/yazar yetişmesinde de önemli katkıları olmuştur Rahmetli Cahit Ağabeyin... Kendisiyle bir mecliste konuşurken aynen şunu söylemişti ta 1980'lerde: Biz maaşlarımızla dergi çıkarıp, kitap bastırmaya çalışıyoruz, şu bizim zengin hacı efendiler de bu işe biraz katkı sağlasar keşke)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son derece yerinde ve haklı bir öz sorgulama yapıyor ve yirmi yılı aşkındır ülkenin siyasetinde imzası olan biri olarak sıkıntısını açıkça dile getiriyor.

Bu bile, bir başlangıç olarak çok önemlidir... Türkiye'de devlet, bundan sonra, milli kültürü ihya edecek, dilimiz ve dinimizi zenginleştirecek kültür ve sanat ürünlerinin verilmesi konusunda çaba sarfetmelidir.

Kültür ve sanat eserleri yoluyla "zihin işgali" yapan Modern Batı kültürünün saldırısına karşı alınacak en önemli hatta hayati önlem bu olacaktır...

İçinde, diniyle, diliyle tüm milli varlığıyla bizim olduğumuz tiyatro eserleri, sinema şaheserleri, romanlar, hikayeler verilmelidir... Dünya, bizi sanat eserlerimizle de okumalı, anlamalı ve takdir etmelidir.

Bu, siyasi iktidar olmaktan çok daha zor ve çok daha fazla zaman alacak bir iştir... Ne var ki, eğer bu çabalar bugün yapılmazsa gelecekte siyasi iktidarı bile elden kaybettirecek sonuçlar doğurabilir.

Batı kültürünün her alandan hücum ettiği böyle bir çağda, bu müstevlilere karşı kendi kültür bariyerlerimizi oluştarmak için daha fazla geç kalmamalıyız...

Gerek Milli Eğitim ve Kültür Bakanlıkları, gerek sivil toplum örgütleri ve gerekse bu işin maddi altyapısına katkı verecek herkes, kültür ve sanat eserlerini teşvik, takdir ve tesis etme adına elini taşın altına koymalıdır.

Unutamayalım ki, biz kendimizi kendi ağzımızla anlatamazsak, başkalarının anlattıklarına mahkum oluruz... Başkaları da bizi asla olduğumuz gibi anlatmaz...Bunun örneklerini çok yaşadık...Başta da tarihimiz olmak üzere!!..

Umarım ki, Cumhurbaşkanı'nın çağrısı, iktidara sırtını dayayıp yan gelip yatanları biraz dürtmüştür... Umarım ki, iktidar olmayı sadece ekonomik anlamda zenginleşmek sanan kimi çevrelerin kulağına bir nebze kar suyu kaçırmıştır.

Cumhurbaşkanı ne yapsın?...Bu kadar işinin arasında bir de tiyatro eserleri yazıp bunları sahnelesin yahut da senaryolar yazıp bunları filme mi çeksin!

Bu alanda hizmet verecek konumda olanlar, "kendi gökkubbezim altında" yaşanan hayatı anlatacak gençleri, yetenekleri arayıp bulmalı, bunlara fırsatlar verip kültür ve sanat eserleri vermeleri için her türlü ortamı hazırlamalı.

Dağdaki çobanının oyunu alırsınız ama dağdaki çobana bir tiyatro oyunu yazdıramazsınız... Öyleyse, dağdaki çobanı da sevip onu da anlatacak sanat erbabına acilen ihtiyaç bulunmaktadır.

İnşallah, Cumhurbaşkanımızın bu çağrısı da "yerli otomobil" çağrısı gibi ilgili mercilerde makes bulur ve kültür sanat insanı yetiştirme alanında da ciddi çalışmalar başlar...

Yerli sanat erbabı yetiştirmek, yerli otomobil yapmaktan çok daha önemlidir zira!

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..