Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '12

 
Kategori
Siyaset
 

Cumhurbaşkanı

Cumhurbaşkanı
 

Siz “hiss-i kalbel vuku” deyin, ben gazetecilere özel jargonda “koklamak” olarak adlandırdığımız, bir şeyleri hissetmekten bahsedeyim.

Hiç beklemediğim bir anda gazetelerde çıkan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili haberin konusu aslında kafamı günlerdir kurcalıyordu. Sayın Gül’ün hayli diplomatik mesajlarından nem kapmıştım.

AKP’li söylemler de biraz rahatsız etmişti doğrusu.

Sonunda iş ortaya çıktı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Ahmet Sever, birden bire ortaya çıkıp, yeniden aday olmasının engellenmek istenmesinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü çok üzdüğünü ve kırdığını söylüyor... Sever, “Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ile bir çatışma, çekişme görüntüsü vermemeye özen gösterdi, hâlâ gösteriyor. Ama aynı özeni partinin bazı önemli isimlerinin göstermemesi ve uluorta konuşmaları gerçekten hoş olmadı” diyor.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü bir şeyler söyleyince dikkate alınır.

Gerçi Sayın Ahmet Sever şer koyuyor ve, “Belki bana kızacak bunu bu şekilde ifade ettim diye ama şimdiden “oldu bitti, artık kenara çekilecek” havasının yayılması çok büyük haksızlık” diyor ama bu, eğer Sayın Sever durumdan vazife çıkarmadıysa, bir bir mesajdır. Eğer bu bir mesaj ise de veriliş şekli manidardır. Çünkü bu yöntem spekülasyonlara okyanuslar kadar açıktır. Şimdi akıllara başka sorular takılıyor.

Mesaj neden verilmiştir?

Veriliş şekli ne anlama gelmektedir?

Yoksa tüm bu olup bitenler kraldan çok kralcıların işgüzarlığı mıdır?

Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül zeki, kültürlü, itidalli, birisidir.

Makam, koltuk sevdalısı olmadığını da rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bunu Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Sayın Sever şu sözleriyle teyid ediyor; “Aslında kendisi cumhurbaşkanlığını çok istemiyordu. İstemek zorunda kaldı. Aday gösterildi, ardından 27 Nisan bildirisi ve genel seçimler... Bütün bunlardan sonra geri adım da atamazdı zaten. Aradan geçen beş yıldan sonra o kişiler ne düşünüyor bilmiyorum ama ne darbe oldu, ne gerilim tırmandı. Tam aksine bu beş yıl boyunca Cumhurbaşkanlığı makamı ve Cumhurbaşkanı nerede bir gerilim varsa o gerilimi düşürmek için yoğun bir çaba harcadı. Herhalde o dönemde bu kulis faaliyetlerini yürütenler bu performansa bakıp biraz utanmışlardır.”

Ancak her şeye rağmen bir kırgınlıktan söz ediliyor. Bazı şeylerin söyleniş şekline bakıldığında da insanda “Acaba ortada gerçekten bir çatışma, bir çekişme var mı?” sorusu ister istemez akla geliyor. Bakın Sayın Sever ne diyor?

“Cumhurbaşkanı, sayın Başbakan ile bir çatışma, çekişme görüntüsü vermemeye özen gösterdi, hâlâ gösteriyor. Ama aynı özeni partinin bazı önemli isimlerinin göstermemesi ve uluorta konuşmaları gerçekten hoş olmadı.”

Buradaki, “Çatışma, çekişme görüntüsü vermemeye özen gösterdi, hâlâ gösteriyor” sözü önemlidir. Dikkat ederseniz “çatışma çekişme yok” demiyor.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü; “Bazı anketler yayınlanıyor. Örneğin bir gazetede “Kim cumhurbaşkanı olmalı?” diye bir anket yayınlandı; herkese oy çıkmış ama Abdullah Gül’e tek oy bile çıkmamış. Bu nasıl bir şeydir, anlamak mümkün değil. Bana çok manidar geliyor. Bir başka gazetede Mart ayındaki bir ankette sayın Cumhurbaşkanı birinci sırada çıkıyor, üç ay sonra tekrar bir anket yapıyorlar, her şey tepetaklak oluyor, aşağıya iniyor. Üç ayda ne oldu da bu dengeler böyle altüst oldu? Şu kadarını söyleyeyim: Bunlar hiç şık şeyler değil” sözleriyle bir başka konuya daha dikkat çekiyor. Burada da sözü dolandırmadan yapılanları eleştiriyor. Yani sözü “ortada bir şeyler dönüyor”a getiriyor.

Şimdi gözler Başbakan Erdoğan ve AKP yöneticilerine çevrilmiştir. O taraftan gelecek tepkilere ya da tepkisizliğe gore durum daha da netlik kazanacaktır.

 
Toplam blog
: 61
: 585
Kayıt tarihi
: 09.10.09
 
 

Haziran'mış, yıl 1963 Bursa'da doğmuşum. İlk ve orta öğrenimimi Bursa'da tamamlayıp, İngiliz Filo..