Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Kasım '14

 
Kategori
Siyaset
 

Cumhurbaşkanım lütfen kızma, ben bizim evin yaramazıyım

Cumhurbaşkanım lütfen kızma, ben bizim evin yaramazıyım
 

Sayın Cumhurbaşkanım şimdi affınıza sığınarak aşağıdakı blogumu göndersem. Editorlerim de beni üzmese bunu yayınlasa. Bende bugün değil ama bir başka sefer hoşuma giden bir yanınızı yazsam. Her insanın bir iyi tarafı ve bir kötü tarafı vardır. Ying ve yang gibi. Özel de de  sizi eleştirmiyorum. Çünkü şahsen tanımıyorum. Ama mesela yerden bayrakları almanız büyük incelikti ama bunlarıda yazmadan geçemeyeceğim.

Sayın Cumhurbaşkanımız hakkında yazsam, şimdi beni tutuklarlar mı?

Sayın Cumhurbaşkanım (bunu parantez içinde yazıyorum bir aşağılama ifadesi olarak görmeyin diye) , siz her konuşmanızda özellikle son balkon konuşmanızda bize özellikle diyorsunuz ki.

“Her sorununuzu devlet çözecek, siz vatandaş olmayı bilin, saygısızlık yapmayın biz elele daha büyük ve daha güzel bir Türkiye için çalışacağız. Bu seçimlerde %55 i almış olmamız beni sevindirmiyor, benim hedefim beni seçmeyen diğer %45 lik dilimde, biz şimdi onları nasıl kazanırız mücadelesi vereceğiz “ demiştiniz. Şimdi ben bugün yüzde kırkbeşlik ama yarın hangi yüzdelik kısımda olacağımı bilemediğimden şu sorularımı sizinle paylaşmak istiyorum. Cevaplamanızı  da ayrıca çok isterim.

Eğitim ne olacak. Bunu merak ediyorum. Dönem sonu gelecek, ama daha müfredatlar bile tam belli değil. Kurs verilecek mi. Dershaneler ne olacak. Herkes  gelecek için yatırım yaparken, biz ve bizim geleceğimiz riske edilebilecek şekilde mi duruyor oralarda. Ve birileri bizim geleceğimize bizden daha çok yatırım yapıyor, bir gün bu sizinde elinizde patlayacak.

Üniversite yıllarında, solcu olmama rağmen, başörtüsüne de temel de karşı olmama rağmen, sırf kılık kıyafete serbestlik sloganıyla, düşünceye özgürlük duruşuyla  hem de İzmir ‘de kol kola yürüdüğümüz arkadaşlarım ile ben bugün direk karşı karşıya geliyorum. Hala ‘bizim başörtümüze dokunmayın’  sloganının etrafında hayatlarını idame ettiren bu toplumun nereye gittiğini görmüyor musunuz?.  Bu toplumun tek sorunu Türban mıdır.  

Kadın kelimesi bile Kuran’ı Kerim de en güzel kelimeler ile ifade edilirken bizde Kadın kelimesi Türk toplumunda çok iğreti durur hale nasıl geldi. Kadın, kendini ifade etmesini bilen çağdaş kadın ile neden orasını burasını açan kadın hedef kitle olarak gösteriliyor. Yıllar önce arkadaşlar türban taksın istediği gibi giyinsin diyen benim gibi mücadelerinde onların yanında olan  insanlar varken acaba bugün başına o türbanı takanlardan bunu savunacak kaç kişi çıkarttınız önyargısız.

İlk hayata başlarken, babam doğuda görev yaparken, kürt sorununun bir ulusal kimlik sorunundan daha ötesi olma yolunda olduğunu öğrendiğim yıllarda verdiğim mücadele de gelinen nokta tam emperyalist sömürge sisteminin istediği gibi olmadı mı? Sadece ulusal kimlik savaşı haline gelmedi mi Kürt sorunu.  Tamam Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği de kapitalistlere yem olmamak ve kendi pazarlarını yaratabilmek için halklara ulusal kimlikleri verildi. Ama bu bir pazar bulma kaygısı idi. Ve sonuçta da başarılı oldu. Çünkü bu devletlerin hemen hepsi spor da, kültürde, sanatta neredeyse güç oldular . Bugün Eurovizyon Şarkı Yarışması bunun en basit ve en iyi örneğidir. Çünkü SSCB kendi pazarını ve güç olmayı, bölünerek sağladı. Artı değerin önemini bilerek kendi analizini iyi yaparak.  Sayın Cumhurbaşkanım sizin bu analizi yaptığınızı düşünüyorum. Herkes gibi olmadan biz olabilmenin önünü açacağınızı düşünüyorum. Biz Türkler gibi düşüneceğinizi umuyorum.

Ortadoğuda petrol yüzünden güç olmaktansa, kendi enerji kaynaklarımıza neden dönemediğimizi merak ediyorum.

Yoldan geçerken sigara içenlere bağırmanız ise bence çok gülünç. Çünkü sizin evde hiç evin yaramaz çocuğu olmadı mı? Sizin görmemezlikten gelmeniz gereken şeyler. Ya da size bildirilmeyen bazı özeller hiç olmadı mı, bir büyük olarak görmemeyi neden seçdiniz. Bende sigara içmeyen biri olarak en az sizin kadar kızıyorum hem sağlıkları ile oynadıkları için, hemde saygısızlık yaptıkları için ama bazen hayatı kendileri öğrenmeleri gerekiyor. Sizinde yönettiğiniz eviniz değil. Koca bir ülke.

Bir milletin elinden millet olmanın getirdiği bazı şeyleri alırsanız, bazı şeyleri de gereksiz bulursanız o milletin elinden geleceğini almış olursunuz. Halbuki bir milleti millet yapan sadece din, dil ırk değildir. Bir milleti millet yapan aidiyet duygusudur ve siz onu hiçe sayıyorsunuz.

SEVGİLERİMLE AYRIK OTUM

YASEMİN YENİL 

 
Toplam blog
: 96
: 369
Kayıt tarihi
: 05.09.07
 
 

Size hikayeler anlatmamı beklemeyin, halen büyümek istemeyen birisiyim. Daha çocuk, daha yaramaz ..