Cumhurbaşkanına bağıran İzmirli kız ve halkımızın olayı yorumlayışı

Bu defaki gündem konumuz biraz eğlenceli… Kötü başlamış ama mutlu sonla bitmeye aday bir hikâye… Herhalde tahmin etmişsinizdir; Türkiye birkaç gündür İzmirli Sinem Örsçek’i konuşuyor. Bu yazıya başladığım sırada Google aramalarında hakkında 6100 sonuç çıkıyordu. Bununla birlikte artı bir olacak.

Mastır diplomalı işsiz Sinem Örsçek, geçen hafta bir başsağlığı ziyareti için İzmir’e gelen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü alkışlayan vatandaşlara tepki göstererek “bu insanlar sizi niçin alkışlıyorlar anlamıyorum” diye bağırmıştı. Gazeteler kendi meşreplerine göre olayın belli bir yönüne odaklandı. Bazı gazetelerde ilk anda haber sadece bu boyutuyla yer aldı. Yalnızca manşet ve spotları okuyanlar İzmirli kızın Cumhurbaşkanına posta koyup gittiğini sandılar.

Oysa sonradan ortaya çıkan ayrıntılara göre Abdullah Gül, Sinem Örsçek’le konuşup derdini dinlemiş ve iş bulma konusunda yardımcı olacağını söylemiş. Bunun üzerine Sinem de Cumhurbaşkanından özür dilemiş.

Belki Sinem’in işsizlik sorununu çözme yolunda dev bir adım atıldı ve olay tatlıya bağlandı ama Türkiye’ye de konuşma ve karşı saflara geçip didişme bahanesi çıktı. Yazılıp çizilenlerden anlayabildiğim kadarıyla, Abdullah Gül’ün (dolaylı olarak AK Parti’nin) “ak” dediğine gözü kapalı biçimde “kara” demeye yemin etmiş İzmirliler, Sinem’in özür dilemesinden hoşlanmamış. Vatan gazetesinde çıkan röportajda belirttiğine göre, “İzmirli duruşunu kaybettiği”,” İzmir’in simgesinin düştüğü” yönünde mesajlar alıyormuş. Yani Sinem Abdullah Gül’ün ılımlı yaklaşımı karşısında hemen yelkenleri salıvermeyip biraz diklense bir kesimin Jeanne D’Arc’ı olabilirdi şu an! Sinem, Jeanne D’Arc olmaktansa bir işi olan sıradan bir vatandaş olmayı tercih etmiş!

Bu kesimin kahramanı olma fırsatını kaçırmış ama şansı da açılmış. Sinem’e iş ve evlilik teklifleri yağıyormuş. Ne anlayacağız bundan? Demek ki bu ülkede “işsizlik yok, işsizlerin sesini duyurmama” sorunu var! Yanı sıra, “evde kalmış kız yoktur, Cumhurbaşkanına bağırmayı akıl edememiş” kız vardır! Gerçi Allah nazardan saklasın, Sinem Hanım evde kalacak bir kıza benzemiyor. Kaş-göz, güzellik yerinde… Maaşallah boy – pos, endam, kapı gibi. Etrafındaki herkesten bir kafa boyu uzun görünüyor. Düşmana göster geri çek!

Tabii tepkiler bundan ibaret değil. Bir süredir gazetelerin internet sitelerinde yayımlanan okur yorumlarını takip ediyorum. Bu sitelerde çoğunlukla gazetelerin siyasi renklerine uygun okur yorumları yayımlanıyor. Hürriyet ve Milliyet gibi kitle gazetelerinde bile çoğunlukla tek yönlü yorumlara izin veriliyor. Buna rağmen yine de o yorumlardan kamuoyu tepkilerine ilişkin bir fikir edinmek mümkün olabiliyor. Cumhurbaşkanına bağıran kız haberine yapılan yorumları birkaç grupta toplayabiliriz (yorumlar www.milliyet.com.tr’den aynen kopyalanmıştır, imla hataları yorum sahiplerine aittir)

“Cumhurbaşkanına böyle terbiyesizlik yapılır mı” cephesi:
<ı>“Ayıp”
“ne olursa olsun bir cumhurbaşkanı na böyle konuşulmaz ayıp etmiş bu kadın” (sechkin22)

“Reklam kokan hareketler bunlar” cephesi:
<ı>“Amaç”
“amacı belli reklamını yaptı zengin kocada bulur” (Bartemeus)

“Sattın bizi” cephesi:
"<ı>Oldumu şimdi bu..."
sinem in çıkışı ile gurur duydum. . . vay be dedim ne cesur kız. . ama sonra dakikalar geçti ve o da çıkarı için herşeyi satan iinsanların yanında yer aldı. . . işsiz kalmak acı dirsek çürütüp karşılığını alamamak birde komşu teyzelerin gelip ee okudunda nolcak şimdi demesi!! onu anlıyorum hakta veriyorum ama bu kadar çabuk dönüş yaptığı için kızıyorumda. . . (Hulya hulya)

<ı>“Biz adam olmayız” cephesi:
"<ı>Bu kadar basit işte..."
Türkiye'de işler bu kadar kolay işte. . . İşsizim diye siyasinin önüne atla iş bulsunlar, bekarım diye tv'ye çık evlendirsinler, eşimle küsüm diye intihar etmek için çık barıştırsınlar. . . (osiorca)

“Her durumda kafası karışıklar” cephesi:
"<ı>Ah be sinem!!!!!!!!!"
hadi diyelimki sinem güzel parası iyi hayallerindeki gibi bi işe girdi peki ya işsiz kalan binlerce genc onlar ne oacak peki cumhur başkanını görüp ona bağırmayımı belkeyeceğiz. . . . . . . Nasıl bi ülke nasıl bi gelecek beklıyo bizi. . . . . . . . . herşeye rağmen bu ülkede yaşamaktan türk kanı taşımaktan son derece mutlu ve gururluyum!!!!!! (Acem kiziii)

“Ellere var bize yok mu”<ı> <ı>cephesi:
“Bireysel değil toplum
Sinem'im Cumhurbaşkına çıkışından dolayı kendisine yardım sözü vermiş. . . Sadece Sinem yok ki Türkiyede birnlerce işsiz gezen Üniversite mezunu var onlar ne yapacak peki?Bu çözüm bireysel olmamalı. .” (H.Hakunamatata)

“Endişeliler” cephesi:
<ı>“Çabuk gaza geliyoruz
Şimdi herkes sy. c. başkanınını önüne geçecek, bende iş isterim diyecek. bir hafta sonra gündemden düşer, kimsede evlilik falan da teklif etmez. yaş 35 yani. . .” (tutkuncan)

<ı>Duyarlıcanlar cephesi:
<ı>"ülke sorunlarına sahip olmıyan toplum, duyarsız toplumdur."
Toplum, çığ gibi olmuş sorunları ilgi duymaz, genç kızın tepkili sorununa ilgi gösterip, sahip çıkar. Bu ne biçim algılamadır, anlaşılır gibi değil.” (y.bahçelioglu) <ı>

“Olayın aldığı biçim önemli değil ben yorumumdan şaşmam” cephesi:
<ı>“<ı>İşte
ÜLKEMİN ESAS SAHİBİ VE AYDINLIK YÜZÜ, YÜREĞİNE SAĞLIK ATATÜRK KIZI” (Hüseyin Girgin)

Olaya, Sinem’in işsizlik probleminin çözülme (ve bekârlıktan kurtulma) ihtimaline ve eğlenceli okur yorumlarına bakınca insanın “keşke bütün sorunlarımız bunun gibi olsa” diyesi gelmiyor mu sizce de?!