Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '08

 
Kategori
Güncel
 

Cumhurbaşkanının siyasi kimliği

Cumhurbaşkanının siyasi kimliği
 

Merhabalar. Bu haftaki konumuz yoğun başörtüsü gündeminin gölgesinde kalan Cumhurbaşkanımızın edebiyatçılarla yapmış olduğu Çankaya Sofrası hakkında yapılan yorumlar ve bu yorumların aslında neyin belirtisi olduğunu, bu konuda yorum yapanların aslında ne dediklerini irdeleyeceğiz. İsterseniz önce yorumlara bir bakalım.

Fikret Otyam: Bu, uydurma bir öğlen yemeği. Katılanlara da ben katılmıyorum. O adamla yemek yenmez. Katılanların katılmamalarını dilerdim;

Pınar Kür: Daha önce Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla beni de Köşk’e davet etmişlerdi. O zaman da gitmedim. Benim tezim şu ki; edebiyatçı iktidarla yakın ilişkiler içinde olmamalıdır. Eğer ben onun yemeğine gidersem, partisine gidersem, o zaman onu rahat rahat eleştirmek ve yaptıklarına karşı çıkmak hakkını kaybederim, diye düşünüyorum.

Solmaz Kamuran: Devlet adamlarının, politikacıların sanat dünyasının isimleriyle yakınlaşma çabalarında kendi payıma hiç bir sakınca görmüyorum. Tam tersine çok güzel. Bir meclis veya devlet yönetimi sanatçılara ne kadar yakınsa, o kadar evrenselleşme şansı olur.

Fikret Otyam’ın yapmış olduğu yorum dikkatinizi çekmiştir. Bu güne kadar hep Abdullah GÜL’ün AKP ile arasına mesafe koyamayacağını tartışırken bu tartışmanın diğer tarafına hiç bakmamıştık. Peki AKP taraftarı olmayan insanlar Abdullah GÜL’ü kabullenebilecekler mi? Bu güne kadar A. Necdet Sezer’in siyasi yaklaşımlarını tasvip etmeyen hatta sevmeyen insanlardan böylesine açıklamaları hiç duymamıştık. Kaldı ki konu ülkemizin cumhurbaşkanıdır. Bir cumhurbaşkanı hakkında “o adamla yemek yenmez” demek ne kadar doğru acep. Bizler beğensek de beğenmesek de bu güne kadar Sayın Sezer’in vermiş olduğu kararlara saygı duyduk. Şahsi fikirleri, değerleri ne olursa olsun bu ülkenin başındaki bir Cumhurbaşkanı hakkında böylesine yorumları yapmak hiç kimsenin ne haddidir ne de hakkıdır.

Ülkemiz için önemli bir şahsiyetin böyle bir açıklamaya imza atması büyük bir hezeyandır. Ben şöyle bir soru sorma ihtiyacı duyuyorum. Acep başörtüsünün serbest bırakılması mı daha tehlikelidir, cumhurbaşkanlığının böylesine yıpratılması mı?

Fikret Otyam konuşmasının devamında bu sofranın Atatürk’ün sofrası ile aynı olmadığını Atatürk’ün sofrasında herkesin açıkça fikirlerini beyan ettiğini söylüyor. Halbuki bu güne kadar Sayın GÜL’ün yapmış olduğu hiçbir Çankaya Sofrasına katılmayan katılanlardan bu yönde bir açıklama da olmamasına rağmen böyle bir fikir beyan etmesi bir konunun nasıl çarpıtılabileceğine önemli bir örnektir.

Otyam sofradakilere de bakmış olmalı. O sofrada herkesin içeceğinin olmamasından bahsetmiş. Benim gördüğüm sofrada Kuşburnu Suyu ile Rakı eksikti. Otyam Kuşburnu Suyunu ima etmediğine göre İçkiden bahsediyor olmalı. Demek ki bu ülkede siyasi simge yalnızca türban değilmiş. İçkiyi ne simgesi olarak tanımlayacaksak.

Solmaz hanım bu toplantıların çok yararlı olacağına inanırken, Pınar hanımın Fikret bey gibi takıntıları olan bir insan değil elbette. Pınar hanıma göre edebiyatçı siyasete çok da yakın olmamalı. Zira bu yakınlık yazarın siyaseti rahat rahat eleştirme ve yaptıklarına karşı çıkma hakkını kaybedeceğini söylüyor.

Bu ülkede halkın bir cumhurbaşkanı hakkında söz söyleme hakkı yokken veya söyleyemiyorken seçilmiş bir cumhurbaşkanı hakkında bir aydının böyle bir açıklama yapma hakkının da olmadığını düşünüyorum. Başörtüsü yasağını cumhuriyetin kazanımları olarak tanımlayanların cumhurbaşkanını bu şekilde aşağılamayı ne olarak değerlendirecekleri merak konusu..

Saygılarımla..

 
Toplam blog
: 24
: 493
Kayıt tarihi
: 15.03.07
 
 

1982 Bayburt doğumluyum. Bilgisayar Programcılığı Mezunuyum. Konya'da yaşıyorum ve şu anda özel bir ..