Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ağustos '14

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Cumhurbaşkanlığı seçim süreci ve Teorileri

Cumhurbaşkanlığı seçim süreci ve Teorileri
 

Türkiye, gündem açısından dinamik bir ülke olarak nitelendirilirse yanlış olmaz sanırım. Yanlış olmaz. Çünkü ülkemizde gündem o kadar çok ve çabuk değişiyor ki, bazen gündemi takip etmek dahi çok zor oluyor.

Yerel seçimleri geride bırakan Türkiye’yi ilk turu 10 Ağustos’ta, (gerek olduğu takdirde) ikinci turu 24 Ağustos’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimleri bekliyor.

Peki, 2007 Anayasa değişikliği ile nasıl bir seçim bekliyor bizleri?

Ülkemizde bir ilk olacak bu seçimlerde, cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından seçilecek.

Seçimde geçerli oyların salt çoğunlunu (yarıdan bir fazlasını) alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olacak. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci Pazar günü ikinci oylamaya geçilecek. Bu oylamaya ilk oylamada en çok oy almış iki aday katılarak oyların çoğunluğunu alacak olan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olacaktır.

Sistemler Dâhilinde Cumhurbaşkanlığı Seçim Teorileri

Sistemlere göz attığımız vakit karşımıza; parlamenter sistem, başkanlık sistemi ve yarı başkanlık sitemi çıkmaktadır. Bu üç sistem dâhilinde farklı yöntemler ortaya çıkmaktadır.

Parlamenter sistem, diğer bir adıyla “kuvvetlerin yumuşak ayrılığı”dır. Çünkü bu sistemde kuvvetler kesin ve sert biçimde birbirinden ayrılmaz ve bu sistem, yasama ve yürütmenin zaman zaman iç içe geçtiği bir hükümet sistemidir.

Bu sistemde, “yürütme organı yasama organından doğar” ve yürütme, “iki başlı (düalist yürütme)”dır. Bu paralelde bir tarafta “yasama organına karşı sorumsuz olan devlet başkanı (cumhurbaşkanı)” yer alırken; diğer tarafta “sorumlu olan hükümet” yer alır. Parlamenter sistemde “yürütme organı doğrudan halk tarafından seçilmez ve yürütme organının sorumsuz kanadı olan devlet başkanı (cumhurbaşkanı) yasama organı tarafından seçilir ve yürütme organının sorumlu kanadı olan hükümet ise, yasama organı kaynaklıdır.” 

Başkanlık sistemi, diğer bir adıyla “kuvvetlerin sert ayrımı”dır. Çünkü bu sistemde kuvvetler (yasama, yürütme, yargı) birbirinden kesin ve sert bir biçimde ayrılır. Bu sistem paralelinde yasama ve yürütme organları ayrı ayrı seçilir ve ne yasama ne de yürütme birbirlerinin varlığını sona erdiremez.

Başkanlık sisteminin en çarpıcı özelliği, “yürütme organının tek başlı (monist yürütme) olması”dır. Yani yürütme organı sadece “başkan”dan ibaret olup başkan, aynı zamanda “devlet başkanı” sıfatına da sahiptir. Bu sistemde başkan, “doğrudan halk tarafından seçilir” ve “başkan, yasama organına karşı sorumsuzdur.”

Yarı başkanlık sistemi, başkanlık sistemi ile parlamenter sistemin bir karışımıdır. Bu sistem dâhilinde yürütme gücü, “halk tarafından seçilen devlet başkanı (cumhurbaşkanı)”ile “meclis güvenine dayanan hükümet başkanı (başbakan)” arasında paylaşılır. Lakin en önemli fark ise, fiili olarak “yürütmenin başı devlet başkanı (cumhurbaşkanı)”dır.

Sistemler paralelinde düşündüğümüz vakit, içinde bulunduğumuz an itibariyle Türkiye’deki sistem, devlet başkanının (cumhurbaşkanı) halk tarafından seçilmesi bakımından yarı başkanlık sistemine benzemekle birlikte; aslında parlamenter sistem devam etmektedir. Çünkü Türkiye’de cumhurbaşkanının yürütmeye müdahalesi sembolik iken; yarı başkanlık sisteminde ise yürütmenin merkezinde bizzat cumhurbaşkanı vardır.   

Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimi de göstermektedir ki, bizleri neticeleri itibariyle çok farklı bir seçim bekliyor. O halde, bekleyelim ve görelim. 

MURAT TAŞ

 

 
Toplam blog
: 102
: 1428
Kayıt tarihi
: 24.06.11
 
 

Çukurova Üniversitesi Maliye Bölümü mezunuyum. 8 Nisan 1987 doğumluyum ve Adana'da Seyhan ilçesin..