Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '07

 
Kategori
Güncel
 

Cumhurbaşkanlığı seçimine ve güncel olaylara genç bakış

Bugünlerde Cumhurbaşkanı seçimleri gündemde. Ama bir türlü uzlaşmaya gidilemiyor. Sanki gidilmemesi de isteniyor gibi. Bir yandan genel seçimlerin yaklaşması bir yandan da ana muhalefetin baskı oluşturması bu uzlaşmamanın nedenleri arasında gösteriliyor. Ama bu gerçeklerin arkasında "Laiklik" ilkesi yatıyor. Herkes tutturmuş: "Bu seçimler Laiklikle örtüşmez. Atatürk'ün koymuş olduğu bu ilkeye terstir." açıklamaları, seçimin uzlaşmaya gidilmemesi konusunda asıl gerçek. Ama bu kuralcılık hem halkta endişe uyandırıyor hem de "Demokrasi" ilkesiyle çelişiyor. Çünkü Cumhurbaşkanını, şu an görevde bulunan meclis seçmelidir. Bir takım dayatmalar ve uğraşılar gösteriyor ki; bazı kesimlerin kendi çıkarlarına ters düşen gerçek adaletin ve demokrasinin elini kolunu bağlamaya çalıştığını göstermektedir. Az önce de ifade ettiğim gibi "Demokrasi" çıkarlar doğrultusunda heder oluyor ve ayaklar altına alınıyor. Bu konu da dayatmalarla desteklenerek, böylece halkın gözü boyanmaya çalışılıyor. Ve bunun sonucunda da "Demokrasi" gerçeğin arkasında değil de çıkar çatışmasını başlatanların arkasında olmak zorunda bırakılıyor. Ve gerçek bu çıkar savaşçıları tarafından engellenerek günyüzüne çıkamıyor, bu karanlıklarda kaybolup gidiyor. Ama gerçekler acı da olsa elbet gün yüzüne çıkacaktır. Bu konuda İslam filozofu Farabi şöyle demektedir: "Gerçekleri gizlemeyin.Gerçekleri gizlemek söylenmemiş yalana özdeştir ki; yalan ile kurulmuş zeminde yapı ayakta duramaz." (1)
Gelgelim şimdi de "Laiklik" ilkesine. Yıllardır bütün olayların içinde yer alan bir konuyu oluşturmaktadır. Gerek başaörtüsü gerekse bir takım siyasi olaylarda bu ilke de çıkarlar doğrultusunda asıl kimliğini
kaybetmiştir. "Laiklik" Yüce Kurtarıcımız Atatürk'ün şu anlamda kattığı bir ilkedir:


*Din ve devlet işlerinin birbirine karışmaması anlamında Laiklik ilkesi: Yüce Kurtarıcı, Osmanlı Devleti'nin son zamanlarında yaşadığı din istismarcılarının çıkardığı dini nitekli ayaklanmalarla sarsıldığını görmüştür. Bu olayı Cumhuriyet zamanında yaşamayalım diye bu gerekçeleri de göz önünde bulundurarak "Laiklik" ilkesini çıkarmıştır. (2)


*Din ve Vicdan özgürlüğü konusunda Laiklik ilkesi: Yüce Kurtarıcı, Osmanlının son zamanlarında yaşadığı dini gruplaşmaları ve bu gruplaşmanın insanlar arasında çatışmalara yol açtığını görmüş ve bunu da Cumhuriyet zamanında "Menemen Olayı'nda" Türk Halkı ile acı bir şekilde yaşamıştır. Bu olaydan da etkilenerek dini seçme, yaşama konusunda özgür olduğu bu sistemi yani Laiklik ilkesini benimsemiş ve uygulamayla bunu resmiyete geçirmiştir. (3)


Yukarıdaki iki madedeyle Laiklik ilkesinin kapsam alanını ve doğuş evresini açıkladık. Kısaca bu çıkarımlardan elde edilecek tanım; "Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirini etkilememesi ve kararlarına aşırıya gitmeyecek şekilde karşı çıkmaması (birbirini etkilerse görünecek tüm sonuçlar yukarıda verilmiştir.), herkesin dini yaşama ve seçme konusunda birbirine baskı yapmaması ve özgürce yaşaması" anlamına gelmektedir.


Bu tanım dikkate alındığında seçimlerin "Laiklik" ilkesine ters düşen bir yanı yok. Bu gerçeği görmek için gerçekleri görmek lazım. Unutmayalım ki gerçekler ancak, gerçeklerle uzlaşılarak anlaşılır. Gerçek ise, biz ile sonsuzluk arasındaki köprüdür. Bu köprüyü yıkmak da bizim elimizde kurmak da. Bu anlam da yapılacak tek iş var: "Gerçekleri Görmek ve Onu Uygulamak."


"Kaynaklar"
1.
Türk ve Yabancı filozoflar ansiklopedisi
2. ve 3.Ana Britinica Tarih ve Genel Kültür Ansiklopedisi

 
Toplam blog
: 9
: 2894
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Ben 31 yaşında Adana/Kozan doğumluyum. Adım Onur Öztaş. Kısacası kendimi tanıtacak olursam; güncel ..