Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '13

 
Kategori
Siyaset
 

Cumhuriyet, kendi evlatlarını yetiştiremedi malesef!...

Cumhuriyet, kendi evlatlarını yetiştiremedi malesef!...
 

" Cumhuriyet; düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller ister. " Mustafa Kemal Atatürk ( Bence de öyle...)


Ülkemin bugün içinde bulunduğu siyasi ortama, yurdum insanının, ülke yöneticilerinin neden olduğu politik belirsizliğe baktığımda; üzüntümden kahroluyorum doğrusu...

Cumhuriyetimiz kurulalı, tam 90 yıl oldu. Yani neredeyse 5 kuşak... Ama aradan geçen, neredeyse 100 yıla rağmen, cumhuriyet rejimi, kendi evlatlarını yetiştiremedi malesef!...

Bugün için ülke siyasetinin etkin aktörlerine, gündem belirleyicilerine şöyle bir baktığınızda, şu ana grupları bulursunuz karşınızda:

Şeriatçılar... Ya da onların, daha profesyonel, daha makyajlanmış, daha yumuşatılmış hali olan malum cemaatin üyeleri... Siyasal İslamcılar... Hani artık neredeyse devletin her kademesinde etkin hale gelen, lideri Amerika'da ikamet eden, ülkeye dönebilmesi için, siyasi iktidar tarafından en uygun  koşullar oluşturulmuş olsa bile: " Henüz zamanı değil ! " mazeretinin arkasına saklanan malum dini lider ve cemaati...

Kürtçülük yapmakta sınır tanımayanlar, açıkça Kürt bağımsızlığı, o olmazsa, çok gevşek bir federatif yapı için bütün şartları sonuna kadar zorlayanlar...  Kürtçülüğü savunmayı demokratlık sanan entel, dantel takımı! ve havarileri!...

"Ne olursa olsun, yeter ki cumhuriyet rejimi yıkılsın! " derdine düşmüş, gaflet, delalet ve hıyanet içinde olanlar...

Azılı Atatürk düşmanları... İflah olmaz asker, polis, devlet, millet, Türk bayrağı düşmanları...

Avrupa Birliği'nin kendi üyeleri bile aralarında " Ne zaman dağılırız acaba? " totosu oynarken; hala aşkla, meşkle, hiddetle ve şiddetle Avrupa Birliği'ni savunan, gözü bağlı Avrupacılar!...

Tedavi edilemez boyutlarda Amerika, Avrupa hayranı olanlar...

Başkanlık rejimini savunanların, kimler olduğunu, sana anlatmama gerek var mı?

Mandacı takımı...

Global sermayenin yerli işbirlikçileri...

Ve ne idüğü belirsiz vatansızlar!...

İyi ama... Bu ülkenin, bu vatanın gerçek sahipleri neredeler?

Nerede bu rejimin 100 yıldır yetiştirmeye çalıştığı Cumhuriyet Çocukları?

Nerede yılmaz, usanmaz Mustafa Kemal Atatürk'ün askerleri?

Nerede ilim, irfan içindeki aydınlık Türkiye'nin garantisi, çağdaş uygarlık ve Atatürk aşığı eğitimciler?

Modern Türkiye'nin, Çağdaş Türk Toplumu'nun, öncüsü, lideri, pusulası, yön belirleyicisi olacak aydınlar, bilim adamları, sanatçılar neredeler?

Nerede Atatürk Cumhuriyeti'ne gönülden bağlı, sözde değil, özde laiklik savunucuları?

Nerede bu ülkenin, rejimin, cumhuriyetin canı pahasına teslim edildiği Türk ordusu? O ordu, bu ordu mu?

Cumhuriyete aklıyla ve yüreğiyle bağlı yargı mensupları neredeler?

Sağlık Bakanlığı'nın başından " T.C. " ibaresi, Güneydoğu illerinden " Ne mutlu Türküm diyene! " diyen adamın; Mustafa Kemal Atatürk'ün sözleri teker teker silinirken; sessiz ve de sedasız...

"Durun arkadaşlar!... Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz böyle? " diyecekler; bu büyük milletin gözünün içine baka baka, cumhuriyet ve kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün en derin izleri silinmeye çalışılrken bu eşsiz Türk yurdundan... " Ağalar!... Beyler!... Çok yanlış bir yoldasınız!... Bu yanlışlarınızın hesabı elbet sorulur bir gün sizden!... " demesi gerekenler neredeler? Hangi deliğe saklandılar; korkularından?

Yoklar!... Hiçbiri yoklar!... Demek, ortadan yok oldular, ya da yok edildiler; gizliden gizliden... Korkularından ya da çıkarlarını koruyabilme telaşından; saklanmak zorunda mı kaldılar? Ne dersiniz?

Yazık!... Pek yazık!... Çok yazık!... Demek ki, geride bıraktığımız, koskoca 100 yıla rağmen, cumhuriyet, kendi evlatlarını yetiştiremedi... Demek ki, 100 yıldır hüküm süren Atatürk'ün rejimi, kendini kimselere, derdini bu büyük millete anlatamadı bir türlü; bu ülkede... Çok yazık!... Ne yazık ki!...

Peki kimdir gelinen durumun suçlusu?

Cumhuriyet rejiminin kendisi mi?

O rejimin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk mü?

Yoksa, özellikle 1950'den beri Türkiye'yi ağırlıklı olarak yöneten siyasi anlayışın, isimleri, cisimleri, yüzleri ha bire değişen; ama temsil ettikleri siyasi anlayış, 63 yıldır yerinde sayan, döne döne kendini tekrar edenler mi?

Yoksa, 63 yıldır hiçbir zaman tam ve etkin bir iktidar yetkisi, yönetme gücü vermediklerine, bi de hiç utanmadan: " Siz bu ülke için ne yaptınız ki?!! " diye hesap sormaya çalışanlar mı?

Aslında hem hepsi; hem de hiçbiri...

Peki neden mi?

Çünkü neredeyse 100 yıldır cumhuriyet, kendi evlatlarını yetiştiremedi... Cumhuriyet karşıtlarının çocuklarıysa; rejimin başını ha yedi, ha yiyecek; işin doğrusu... Cumhuriyetin yıkılmasına şunun şurasında ne kaldı ki?!! Kutlamak lazım bence o, cumhuriyet karşıtlarını!... Ruhu da, yüzü de kapkara, kalbi kömür karası bağlamış, o karanlık yüzlü, karanlık ruhlu insanları!!!

Cumhuriyet rejimi, kendi evlatlarını yetiştiremedi ama... Karşı devrimci tayfa, ha bugün, ha yarın amacına ulaşacak. Cumhuriyet rejimini kökünden, taaaa en temelinden yıkacak; ne yazık ki.

Elden ne gelir ki? Ben ne diyebilirim ki? Gözün aydın Türkiyem!... Bak!... Sayende, yeni bir rejim kurulacak!... Belki yarın, belki yarından da yakın... O Yeni rejim kiii... Cumhuriyetin bütün izlerini silecek; bu vatandan, bu topraklardan... Ben, sana, bundan böyle, Gözün aydından başka ne diyebilirim ki?!!

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..