Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '14

 
Kategori
Güncel
 

Cumhuriyet, özünde "demokrasi" varsa, "halka ait" bir yönetimdir. Ama...

Cumhuriyet, özünde "demokrasi" varsa, "halka ait" bir yönetimdir. Ama...
 

Bence bu imtihan hala sürüyor...Hatta "imtihan" şeklinden çıkmış bir "kavga"ya dönüşmüştür. Ama, çaresi varsır.


... Öz'ünde, "demokrasi" yoksa, "halkı yöneten" bir cumhuriyettir...Bir başka deyişle "devlet biçimi"  bir cumhuriyettir...Devletçidir, bürkrattır, otoriterdir...

HALKA RAĞMEN HALK İÇİN, "DEVLET BİÇİMİ" BİR CUMHURİYET...

  29 Ekim 1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti de, "demokratik" bir yapıda değildi. Çünkü, bu "Cumhuriyet Devleti"nin  belgesi olan  "1924 Anayasası" da aynı özelliği taşıyordu...

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanına ilişkin 29 Ekim 1923 tarihli yasa, "Türkiye Devleti'nin, hükümet şekli cumhuriyettir"(1) ifadesiyle, cumhuriyeti bir "hükümet biçimi" olarak vurguluyordu.

M. Kemal Atatürk'ün, "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözü bunun kanıtıdır...

Ayrıca, yine, M. Kemal Atatürk, "Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve mantıki uygulamasını  temin eden hükümet şekli Cumhuriyettir"(2) diyerek, "cumhuriyetin bir hükümet şekli" olduğunu vurgulamasına rağmen, 1924 Anayasası'nın birinci maddesinde, "Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir" ifadesiyle cumhuriyet, bir "devlet biçimi" olarak öngörülmüştür.

Neden böyleydi?

1924 Anayasası'nda, cumhuriyetin bir "devlet biçimi" olarak yer alması, Saltanatın kaldırılması ve   Hilafetin lağvedilmesinden sonra , geriye dönüş özlemleri olan çevrelere karşı bir önlem niteliğindeydi...

Türkiye Devleti'nin, cumhuriyeti bir "devlet biçimi" olarak uygulaması, gerekli olan siyasi ve sosyal değişim ve dönüşümlerin gerçekleşmesini kolaylaştırmıştır.

"Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası" ve "Serbest Cumhuriyet Fırkası" bu şekil yönetim ile, kolayca kapatılmış ya da kurucuları tarafından kapatılmaya zorlanmıştır.

Bana göre, M. Kemal Atatürk, "değişim ve dönüşümlerin kökleşmesine ve halkın yeterince aydınlanmasına kadar 'demokrasi'yi ertelemiş  ya da sonraya bırakmıştır.

HALKI YÖNETEN BİR "DEVLET BİÇİMİ" CUMHURİYET...

1946 yılında, "demokrasi" sözcüğü çokça kullanılmaya başlanmış ve 1950 yılında ise, "demokratik" olduğunu iddia eden bir siyasi parti iktidar olmuştur.

Ancak, Cumhuriyetin "devlet biçimi" yönetimi, bu değişikliği fazla kaldıramamış ve adı "demokrat"   olan bu partinin de, iktidar olduğundan 10 yıl sonra, kendisinden önce kapatılan diğer partilerden farklı olarak "askeri bir darbe" ile sonu getirilmiştir.

M. Kemal Atatürk'ün ölümünden sonra, en azından 1946 yılına kadar, Atatürk'ün "ertelediği ya da sonraya bıraktığı demokrasi" biraz ucundan yakalanıp çekilseydi, adında "demokrasi" olan siyasi partinin, "bir askeri darbe ile" sonunun getirilmesine belki de ihtiyaç duyulmazdı...

"DEVLET BİÇİMİ" CUMHURİYETE "DEMOKRASİ PARFÜMÜ"...

Darbe sonrası yapılan 1961  ve yine bir askeri darbe sonunda yürürlüğe konulan 1982 anayasalarının da, birinci maddeleri, -- 29 Ekim 1923 tarihli yasa, "Türkiye Devleti'nin, şekli  hükümeti Cumhuriyettir"  demesine rağmen -- "Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir"  ifadesiyle cumhuriyeti bir "devlet biçimi" olarak kabul etmiştir.

Ancak, her iki anayasada da, cumhuriyetin nitelikleri sıralanırken, "...demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir" şeklindeki vurgulamalar, "devlet biçimi" cumhuriyet yapısında da, "demokrasiye" açık bir yan olduğunu göstermektedir.

CUMHURİYET, BİR "BİÇİM"DİR; DEMOKRASİ İSE, BİR "ÖZ"DÜR...

Ancak, "demokrasi" ve "cumhuriyet" kavramları da birbirine karıştırılmamalıdır.

Bu iki kavramı ayrı ayrı ele alırsak, özellikle "devlet biçimi" cumhuriyetin, "toplumu şekillendirdiği", "demokrasinin" ise, "toplumu devlete egemen kıldığı" söyleyebiliriz.

Bunun için de denir ki, "cumhuriyet" bir 'biçim',  "demokrasi" ise, bir  'içerik', bir 'öz'dür.

M. Kemal Atatürk de, böyle düşünmüş olmalı ki, "Cumhuriyet rejimi demek demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir"(3)ifadesini kullanmıştır.

Son sözüm şu olsun.

Eğer cumhuriyeti bir  "ideoloji " haline getirmezsek, demokrasi ile cumhuriyeti, "öz ve biçim" olarak, kavgasız ve gürültüsüz bir şekilde birlikte yaşatabiliriz.... 

Tüm arkadaşlarımın Cumhuriyet Bayramlarını kutlar, cumhuriyetimizin "özü" olan "demokrasi" ile güçlenerek devamını dilerim...

cdenizkent

----------------------  :

(1) TBMM Zabıt Ceridesi, 43. İçtima, 29. 10. 1923, s.93'den, Hamza Eroğlu, Atatürk ve Cumhuriyet, Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayını,  1989, s.59

(2) A. Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M. Kemal Atatürk'ün El Yazıları,, 1930, ss.410-411

(3) A. Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, 1933, s.251 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..