Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '09

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Cumhuriyet Bayramı'nın Düşündürdükleri

Cumhuriyetimizin 86. yıldönümünü kutluyoruz. Mutlu bir olay. Güzel yurdumuzda olan bitenleri herkes farklı yorumluyordur elbette. Ben de neler gördüğümü ve hissettiğimi paylaşmak istedim. Cumhuriyetin kazanımlarına baktığımızda (birey olmak, bağımsızlık, eşitlik, vs) uğrunda ödenen bedelleri hepimiz biliyoruz. Dedelerimizin kanlarıyla elde edilen bir başarı bu. Şimdi de torunlarının kanlarıyla idame ettirilmektedir. (Ülkenin bölünmez bütünlüğü için PKK terörüne verdiğimiz şehitleri hiçbir açılım unutturamaz.) Peki neler oluyor da bu güzel ülkemiz her zaman diken üstünde tutuluyor, yapay birçok sorunla boğuşuyor ve daha birçok sorun da yedekte bekletiliyor? 

Sosyolojik gerçekler toplum düzeninin sağlanmasında bazı yöntemlerin varlığına işaret etse de uygulamadaki zorlukları aşmak o kadar kolay değil.Bunu peşin olarak kabul edelim. Halkla ilişkiler kavramı geliştikçe toplumun olan biten hakkında bilgilendirilmesi ve ikna edilmesinin önemi giderek daha iyi anlaşılmaktadır. O zaman bu bilgilendirme ve ikna etme işinin nasıl yapıldığı, tarafsız olup olmadığı, etik değerlere sadık kalınması önem arzetmektedir. Kurtuluş Savaşı'ndaki gazeteci Ali Kemal'lerden günümüze uzanan süreçte "köşe yazıları"na ve diğer malum kurum ve kuruluşlara baktığımızda toplumu birarada tutan Atatürk, TSK, din gibi değerlerin nasıl yıpratıldığına dikkat buyurunuz. Her ne kadar dinin yıpratılmasıyla ilgili olarak dinsel ögeleri içselleştirerek yaşayanlar tarafından bir sıkıntı dile getirilmese de konu hakkındaki düşüncemi paylaşmak istiyorum.  

Küresel sermaye (eski adıyla kapitalizm) "böl, parçala, yönet" tarzındaki yaklaşımını sürdürmektedir. Ancak unutulmaması gereken en önemli noktalardan biri kapitalizmin ahlakının olmadığıdır. Önüne çıkan tüm engelleri yıkıp geçer. Toplumu birarada tutan değerlerden ilk ikisi sistemli bir şekilde ve giderek artan bir dozda tahrip edilirken din de "ılımlı islam" yaklaşımlarıyla yavaş yavaş sulandırılmaktadır. Ne zaman ki din küresel sömürünün ayırdında olup antiemperyalist söylemlerin odağı olursa o zaman sıra dine de gelecek. Zaten "komşusu açken tok yatan bizden değildir" yaklaşımıyla "komşusunu sömürmeyen bizden değildir" yaklaşımının birada yaşaması eşyanın tabiatına aykırıdır. O zaman bu iş bir yerde patlayacak. Toplumsal düzeni etik değerlere sadık kalarak yürütmek isteyen dinsel yaklaşımla, güçlü devletler birliğinin (AB, ABD) güçsüz devletleri sömürmesine dayanan küresel sömürü düzeni bir noktada karşı karşıya gelecek. 

İşte o zaman Atatürk ve TSK'nın yıpratılmasına kendi çıkarlarına geldiği için ses çıkarmayanlar, timsah gözyaşı dökenler ve açık açık taraf olanlar, yaptıkları yanlışı anlayacaklar. Ama korkarım "atı alan Üsküdar'ı geçmiş" olacak. Kendi ülkemizde yabancılara kul olmaktan daha ağırıma giden birşey yoktur benim. Eminim benim gibi düşünenler de çoğunluktadır. 

Ben kimseyi ötekileştirmeden, farklılıklara saygı (ama gerçekten saygı) duyarak yaşayabileceğimizi düşünüyorum. Geçmişte yapılan hataları kulağımıza küpe yaparak, bölünmüşlüğümüzün en çok yine kendimize zarar verdiğinin ayırdında olarak, en çok ta toplumu birarada tutan değerleri yıpratmaya çalışan aymazlara direnerek huzur içinde yaşayabileceğimizi lütfen unutmayalım. Devlete silah sıkmış, sıkılan silaha alkış tutmuş olanlar; tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan KİTleri özellikle zarar ettirip haraç mezat elden çıkmasına zemin hazırlayanlar;12 Eylül'den önce terörü önleme olanağı var iken "henüz toplumsal altyapı yetersizdi" gibi gerekçelerle zamanında müdahale etmeyip darbeye zemin hazırlayan ve yapanlar; "köşe"lerinde toplumu birarada tutan değerleri şahsi çıkarları ya da kullanıldıkları güçler tarafından aldıkları talimat doğrultrusunda yaralayanlar! Sizleri ilahi adalete havale ediyorum! Bu millet bütün çelmelerinize rağmen ayakta kalmaya devam edecektir. Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki (Türk, Kürt, Çerkez, Laz, vs) asil kanda mevcuttur! Saygılarımla. 

 

 

 
Toplam blog
: 68
: 644
Kayıt tarihi
: 17.11.08
 
 

1964 İstanbul doğumluyum. Bekarım. Çocuk hastalıkları uzmanıyım. Halkla İlişkiler ön lisans ve İk..