Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Cumhuriyet Bayramı üzerine…

Cumhuriyet Bayramı üzerine…
 

Bayramlar; toplum hayatındaki önemli dönüm noktalarında, sevincin ve mutluluğun yaşanarak, paylaşıldığı özel günlerdir.

İşte, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı da böyle anlardan birini bize anımsatan anlamlı günlerden biridir.

O nedenledir ki, her yıl bayram kutlamalarının yurt genelinde geniş katılımlarla yapılmasına özel bir ihtimam gösterilir.

Başta çocuklar olmak üzere, her yaştan ve her kesimden insanların bu mutluluk ve heyecanı hissetmelerine olanak sağlanır.

Geçen Cuma günü 87. yılını kutladığımız Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle siyasi liderler ve devletin üst yönetim kademesindekiler, birer mesaj yayınladılar.

Mesajların içerikleri huzura, barışa, refaha ve birlikteliğe vurgu yapan cümlelerle zenginleştirilmişti.

Örneğin Başbakan Erdoğan, konuya ilişkin duygu ve düşüncelerini dile getirirken, şu ifadelere yer vermişti:

“Kardeş kavgası çıkarmak isteyen “şer” ve “nifak” odaklarına, anlamlı duruşumuzla bir kere daha en güzel cevabı vermiş olacağız.”

Devamla “Bu duruşumuzu ve duygu birliğimizi geçmişte olduğu gibi bu gün de, gelecekte de hep koruyacağız.” demişti.

Başbakan’ın mesajı; günün anlam ve önemine uygun, zengin içerikli ve duygu yüklü bir konuşma metni idi.

Bilindiği üzere, böyle zamanlarda kardeşliğe, hak ve adalete vurgu yaparak; birlik ve beraberliği öne çıkarmaya çalışmak, önemlidir.

Hele, hele bir ülke Başbakanı için bu bir görevdir. Ancak daha da önemlisi, bunların (hak ve adalet) o toplumun yaşantısındaki işleyişidir.

Unutulmamalıdır ki, bu topraklar üzerinde birlikte ve kardeşçe yaşamak hepimiz için gereklidir ve kaçınılmaz bir gerçekliktir.

Bunu ifade etmek, yalnızca Başbakan’a ait bir vazife olarak görülmemeli. Vatan toprakları üzerinde yaşayan her aklıselimin önceliği bu olmalıdır.

Türk, Kürt, Laz, Çerkez; Suni, Alevi… Her kim olursa olsun! Gerçek anlamda ve tek bir ifadeyle söylemek gerekirse, “vatan” herkes içindir.

Bu aidiyet kâfi görülmelidir. Bunun dışında farklılıkları ileri sürerek, kardeşliği zaafa uğratmak, hayra yorumlanacak davranışlar değildir.

Olsa, olsa bunlar birer “nifak”tır; birer “şer”dir.

“Nifak”ın tohumları, “şer”in şiddetliye birleştiği topraklarda ise; kan ve ölümden başka ne yeşerebilir ki!

Bu anlamak için yakın tarihe bakmak yeterli. Dün bu topraklar üzerinde yaşanan onca zalimlikler, hep “nifak”ın kanlı eserleri değil midir?

Bize düşen; el birliğiyle geçmişte yaşanan acıların yaralarını hızla sarmak ve bayramlarda bunu başarmanın keyfini çıkarmaktır.

Bu duygularla nice bayramlara…

 
Toplam blog
: 251
: 447
Kayıt tarihi
: 29.12.07
 
 

Emekli; Öğretmen, Yönetici ..