Cumhuriyet Bayramı ve Türk'lük kavramı

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 86. kuruluş yıldönümü coşkuyla kutlanıyor. Ülkemizin geleceği adına barış ve huzur istiyoruz. Daha nice Cumhuriyet Bayramları kutlamak dileğiyle diyor ve devam ediyorum...

Türk halkı her zaman barıştan yana olmuştur. Türk halkı her zaman sevgiden ve birlikten yana olmuştur. Türk halkı diyorum, sözlerim sakın yanlış anlaşılmasın. Buradaki Türk kelimesini etnik bir kimlik olarak değil, milli bir kimlik olarak kullanıyorum. Anayasamızın ilgili maddesine göre; "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk'tür". İşte Anayasamız'daki vatandaşlıkla ilgili bu madde etnik ayrımcılığı ortadan kaldırmıştır. Türklük kavramını etnik bir kimlik olmaktan çıkarıp milli bir kimliğe büründürmüş ve bunu yaparken de Türklüğü diğer kimliklerle eşit duruma getirmiştir. Konuyu daha da açmak gerekirse: Bu madde sayesinde hiçbir Türk, Kürt kardeşine üstünlük iddiasında bulunamaz. Hiçbir Kürt de Türk kardeşine üstünlük iddiasında bulunamaz. İkisi de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne vatandaşlık bağıyla bağlıysa eğer, her ikisi de bir milli kimlik olan Türk'tür. Burada belirtildiği şekildeki Türklük'ten rahatsız olan, Türkiyeli olmaktan da rahatsızdır. Çünkü Türkiye demek "Türk yurdu" demektir. Türkiyeli demek de "Türk yurdunda yaşayan" demektir. Yani sonuç olarak bugün Anayasa'da milli bir kimlik olan Türklük ya da vatandaşlık tanımının değiştirilmesini isteyen biri, bu isteği yerine getirilmiş olsa da, yarın Türkiye kelimesinin de değişmesini istemez mi? İşte Türklüğü milli bir kimlik olarak değil de etnik bir kimlik olarak düşünmek, işleri bu denli arap saçına çevirebilir. Şimdi arap saçı dedim, Arap kardeşlerimiz alınmaz herhalde.

Cumhuriyetin ilanı saltanatın sonu olmuştur. Demokrasi ve Cumhuriyet bibirinden ayrılmaz iki parçadır. Laiklik de bunları tamamlar. Cumhuriyetin ilanıyla kazandıklarımızı bugün kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Fakat bu kazanımların kaybedilmesine ihtimal dahi vermek istemiyorum. O yıllarda kazandıklarımızın birinden dahi vazgeçmek Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ve Türk milletinin birliğini temelden sarsar. Bir yapıyı bir anda yıkmak zordur. O yüzden çoğu zaman o yapının temelini yavaş yavaş oyarsınız, o yapı önce sarsılır, sonra ayakta duramaz hale gelir ve en sonunda yerle bir olur. Yerine yenisi yapılır mı? Evet, yapılır? Ama o yeni yapıyı kimler yapar ya da nasıl yapar; orasını hiçkimse tahmin edemez...

Ne mutlu Türk olana değil; "Ne mutlu Türk'üm diyene!". Cumhuriyet Bayramı'nız kutlu olsun!