Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '07

 
Kategori
Özel Günler
 

Cumhuriyet bayramı

Cumhuriyet bayramı
 

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI

Cumhuriyet Yönetiminden önce devletimizin adı Osmanlı İmparatorluğu idi. Osmanlı Devleti, Osman Bey tarafından 1299'da Söğüt 'de kuruldu. Osmanlı devlet yöneticisine padişah denirdi. Osmanlı Devletini altı yüz yirmi dört yılda, otuz altı padişah yönetti. Son padişah Sultan Vahdettin'dir.

Eskiden ülkelerde tek kişi egemendi. Ülkelerini diledikleri gibi yöneten bu kişilere padişah, şah, kral, hakan, sultan denirdi. Yönetim çoğu zaman babadan oğula geçerdi. Oğulun küçük olması, deli olması yönetici olmaya engel sayılmazdı. Böyle tek kişinin kendi başına buyruk, sorumsuz, denetimsiz yönetimine mutlakıyet denir.

Mutlakıyet yönetiminde egemenlik kayıtsız şartsız tek bir kişidedir.

Mutlakıyetle yönetilen ülkelerde zamanla hakana, padişaha, şaha, krala yardımcı olsun diye meclis kurulurdu. Meclis üyeleri halkın dileklerini yöneticiye duyurur, yasa tasarısını hazırlardı. Bu yasa taslakları hakan, padişah, şah, kral tarafından benimsendiğinde yasalaşırdı. Bu yönetim biçimine Meşrutiyet denir. Ancak meclisin yetkileri genel olarak çok sınırlı idi. Osmanlı Devletinde 1876 ve 1908 yıllarında iki kez meşrutiyet ilan edildi.

Devletlerin diğer bir yönetim şeklide CUMHURİYETTİR. Cumhuriyet'te egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millet kendini yönetme yetkisini Meclise gönderdiği vekiller aracılığı ile kullanır. Cumhuriyet yönetiminde yurttaşın seçme ve seçilme hakkı vardır. Seçilen temsilciler yasalar yapar, meclis yöneticileri ulusu adına denetler. Yönetilenler dilerlerse seçimlerde yöneticilerini değiştirirler.

ÜLKEMİZDE CUMHURİYETİN KURULUŞU

Osmanlı İmparatorluğu'nda, ikinci Meşrutiyetin ilanından altı yıl sonra Birinci Dünya Savaşı başladı. 1914'te başlayan Birinci Dünya Savaşı'na dünyanın belli öbaşlı devletleri katıldı. Dört yıl süren savaş sonunda bizimle birlikte olan devletler yenildi. Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş sayıldık. Ülkemiz İngilizler, Yunanlılar, Fransızlar, İtalyanlar tarafından paylaşıldı.

Ulusuna inanan, güvenen Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a geldi. Erzurum'da, Sıvas'ta kongreler düzenledi. Mustafa Kemal Paşa "Tek bir egemenlik var, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır." diyordu. Yurdun dört bir tarafından gelen millet temsilcileri 23 Nisan 1920 günü Ankara'da ilk olarak Büyük Millet Meclisi'nde toplandı. Meclis, Mustafa Kemal Paşa'yı başkan seçti. Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başlattı. Bir yandan efeler, dadaşlar, seymenler bulundukları yörede düşmana karşı koydular. Öte yandan düzenli ordular İnönü'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da savaştılar. Kanlı ve çetin süren savaşlar sonucunda Yurdumuz düşmanlardan kurtarıldı.

İmzalanan Lozan Barış Antlaşması ile yeni bir devlet doğdu. Bu doğan devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemişti.

İkinci dönem Büyük Millet Meclisi 11 Ağustos 1923'te ilk toplantısını yaptı. 13 Ekim 1923'te Ankara Başkent oldu. Atatürk; düşmanın ülkeden atılıp sınırlarımızın belirlenmesinden sonra, Atanın sürekli kafasında tasarladığı Cumhuriyetin ilanı üzerinde hazırlıklar yapmaya başladı. 28 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya'da yemeğe çağırdı. Onlara , "Yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz." Dedi.

29 Ekim 1923 günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan Cumhuriyet önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verildi. Meclis önergeyi kabul etti.

Böylece ülkemizde Cumhuriyet yönetimi halkın temsilcileri ve ileri yi görebilen ulu önder Atatürk sayesinde kurulmuş oluyordu. Böylelikle Padişahlık dönemi bitmiş Cumhuriyet dönemi açılmış oluyordu. Atatürk kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Cumhuriyet'in ilanı yurtta sevinç ve coşku ile karşılandı.

Cumhuriyet; milletin seçme ve seçilme hakkının olduğu bir yönetimdir. Millet temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ülkenin yönetilmesidir. Cumhuriyet yönetiminde söz milletindir.

Cumhuriyet'i korumak, kollamak, yaşatmak her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının görev ve sorumluluğundadır.

Türkiye Cumhuriyeti toprakları ve milleti için, gelecek nesillerin boyunduruk altında yaşamamaları için seve seve kanlarını akıtan ve bu kandan rengini alan Bayrağımızın göklerde dalgalanması için birlik ve beraberlik duyguları içerisinde her yıl dünden bugüne olduğu gibi 29 EKİM’İ şan ve şeref ile nice kutlamaya devam edeceğiz.


NE MUTLU ! TÜRKÜM VE TÜRKİYELİYİM DİYENE, VATANINA VE ATASINA SAHİP ÇIKANA. TÜRKİYE TÜKİYELİYİM DİYENİNDİR VE EBEDİYEN DE ÖYLE KALAÇAKTIR.


Şakir Hakan GÜKŞEN
Toplum Sağlığı Teknisyeni
Sahagu31@hotmail.com

24.10.2007

 
Toplam blog
: 84
: 2161
Kayıt tarihi
: 21.08.07
 
 

Sağlık sektöründe toplum sağlığı teknisyeni olarak çalışmaktayım. Yüksek okul mezunuyum. Konuşmay..