Cumhuriyet konuşuyor

Ben cumhuriyet çocuğuyum. Tepeden tırnağa kadar ulusuna bağlı, kanının son damlasına kadar da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Ne aslımı inkar ederim ne de sahip olduğum değerleri. Nasıl 1923 yılı bana ve ülkeme yenilik getirdiyse 90 yıl sonrası, yani bugün de getirmeli.

Mustafa Kemal' in 29 Ekim 1923'te ilan ettiği, tarihin en önemli kazandırımlarından birisi olan cumhuriyet sahip olduğu özelliklerle tartışılması söz konusu dahi olamayacak kadar muhteşem bir yönetim şeklidir. Halkın kendi kendini yönetmesi gerekliliği, eşitliğin her alanda sağlanabilir olması ve beraberinde doğurduğu devrimlerle cumhuriyet, karanlığın aydınlığa dönüştüğü bir evredir. Geri kalmış bir medeniyeti dipdiri yapan, canlandıran, hayata döndüren bu yönetim önüne engeller çıksa da kuşkusuz kaybetmeyecektir.

Ben cumhuriyetin savunucusuyum. Herkes gibi bende söz sahibiyim. Değiştirmeye çalışanlar, yok olmamı isteyenler oldu hayatımda. Kendimden ödün vermeden tutunmaya çalıştım. Dallarımı kırdılar, yeniliklerimi rafa kaldırdılar da yılmadım. İnandığım her ne varsa bu uğurda feda ettim. Yıllar yılları kovaladı ve süreç aleyhime işlemeye başladı. Adına laiklik dediler, adına yenilik dediler ve bir bir eritmeye koyuldular yaptıklarımı. Oysa benim ilan edildiğim gün halk çığlık çığlığa karşılamıştı. Kılık kıyafet değişmiş, takvim, saat ve ölçülerde modernlik yakalanmış, herkesin bir soyadı olmuştu. O kadar güzelliğin sunulduğu o gün tek korkum bir gün yok olmaktı.

Sadece Türkiye' nin değil dünyanın konuştuğu Türk Atatürk' tü. İleri görüşlülüğü ve batılılaşma yolunda atılan adımların öncüsü, cumhuriyetin kurucusu oydu. Ama şimdi ne yapılıyor:

Önce resimleri kaldırılıyor kitaplardan.T.C. ibaresi kaldırılıyor kurumlardan. Sonra da andımız kaldırılıyor okullardan. Bunların kime ne zararı var anlamış değilim. ' Eski köye yeni adet getirme ' deyimi bugünlerde ' yeni köye eski adet getirme ' şeklini aldı. Çünkü varolan ve uygulanan bu sistem şimdiye kadar sırf yapıldıkları için geriye götürmedi bizi. Anayasanın ilk üç maddesi değiştirilemez olmasa onu da değiştiriler eminim. Öyle bir konuma gelmiş ki artık sistem içinde Atatürk olan her şeyi yok etme çabasındalar.

Adı ne demekratikleşme hareketi bu uygulamaların ne de laikleşme. Adı bence muhafazakarlaşma!

Günlerce gündemden düşmeyen türban davası nasılsa tatlıya bağlandı. Onlar özgürlük kazandılar. Nedeni ise, Mustafa Kemal'in getirdiği kılık kıyafet kanunuyla ellerinden alınan kara çarşaf artık onların. Şu mantık yanlış zaten yani onların sırf türban taktıkları için üniversiteye girişte alınmaması ya da herhangi bir başvuru esnasında illa başları açık şekilde fotoğraf çekinme zorunlulukları. Nihayetinde mesele çözüldü ki çokta iyi oldu.

Neyse efendim ben cumhuriyetin daima varolması gerkliliğne inanıyorum. 29 Ekim 1923' ten, 29 Ekim 2013' e kadar geçen 90 yıl boyunca çizgisini bozamadığımız cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümünde yine sokaklarda yine coşkuyla kutlamasında boy göstereceğiz. Biliyoruz ki cumhuriyet biz demek biz de cumhuriyet!...