Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '19

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Cumhuriyet Refah Sağlar mı(6)

İnsanlar: Artan ekonomik güç, ilim ve teknikteki büyük ilerlemeye rağmen giderek mutsuzlaşıyor, stres ve depresyona giriyor. Peki, neden? Bu, “Parayı takip et” formülü ile aşağıda açıklanmaktadır.

Gelişmiş, (zengin) ülkelerde sırası ile açıklanan büyük harcama kalemleri :

-Konut: %33

-Ulaştırma: %16

-Yiyecek: %16

-Şahsi sigorta-emekli aylığı: %12

-Sağlık harcanmaları: %8

-Eğlence: %5

-Kıyafet: %3

-Diğerleri: %7

Ancak, bu açıklamada bankacıların, sanayicilerden aldıkları faizler, ki; bunları tüketiciler-müşteriler tarafından ödenmektedir. Bunlar gizlenmektedir.

Bunlarla birlikte bir husus daha vardır: Konut ve ulaştırma gideri gerçekten kişinin gelirinin yarısı mı olmalıdır? Yoksa bu (soygun) sisteminin işlemesi için bu bir dayatma-aldatmaca mıdır?

Bu açıklamaya göre harcama kalemleri: Banka, İnşaat, Otomotiv olarak değişmelidir.

-"Parayı Takip Et!"

...

Şimdi kaldığımız yerden “Cumhuriyet-refah” konusuna devam ediyoruz.

İngiltere’de, kralın yetkileri nedeniyle (1215’de) Kral ve soylular arasında sorunlar çıkar, yapılan savaş sonunda kralın yetkileri kısıtlanır ve taraflarca bir belge (Magna Carta) imzalanır. Kral: bu belge ile, toprak sahibi soyluların onayı olmadıkça yeni vergiler salmamayı taahhüt etmektedir. İngiliz Meclisi’nin hak ve yetkileri 13.yüzyılın sonlarına gelindiğinde adamakıllı artmış; 1295’te Kral I. Edward’ın düzenlediği toplantıda parlamentoya katılanlar arasına: baronlar, şövalyeler, din adamları da (bir anlamda burjuvaziyi) girmiştir.

Bugün “Demokrasinin beşiği” olarak adlandırılan İngiltere’de dikkat edilirse, iktidar-güç kavgası-paylaşımı: “Kral-halk” arasında değil, “Kral-Soylular-Askerler-Din adamları-zenginler” arasındadır.

Peki, bu tabloda halk nerededir?

Kısa bir ara vererek, bu soruya Mustafa Kemal Paşa döneminde yaşananlarla bir cevap verilecektir.

**

“Halk dışarıda kaldı...

“Serbest Cumhuriyet Fırkası”nın (Partinin) kapatılması: Serbest Fırka’nın kurulmasının üzerinden çok geçmeden Limancı Hamdi (Ahmet Hamdi Başar) Ankara’ya giderek Atatürk’e gerici unsurların destek olduklarını, partiye akın ettiklerini, buna hâkim olamayacağını, bu hareketin Atatürk’ün kendisine de karşı olduğunu anlatarak partinin kapatılmasını talep etti.

Ahmet Hamdi Başar’ın anılarında, Atatürk,

-“Bu vefasızlık neyin nesi?” diye sorduğunda, Atatürk’e büyük bir nezaket içinde “Halk dışarıda kaldı.” (1) yanıtını verir.

Çok kısa süre önce (M. Kemal Paşa’nın isteği ile) kurulan Muhalefet Partisi’nin, mevcut iktidarı değiştirecek ölçüde büyük taraftar toplaması: Cumhuriyet Halk Partisi bünyesinde halkın olmaması ile açıklanmakta; “Halk dışarı kaldı” denilmektedir. Peki, Temsili yönetimlerde (Cumhuriyetlerde) “Halkın dışarıda kalması” mümkün müdür?

Bu konuda da Türkiye Büyük Millet Meclisi yayınlarından kısa bir alıntı yapıyoruz:

...

YASAMA YILI AÇILIŞLARINDA CUMHURBAŞKANLARININ KONUŞMALARI -1-

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Yayınları. (Baskı : TBMM Basımevi). Aralık 2011.

Sy.150 (Celal Bayar hakkındaki yazıdan)

… Çok partili siyasi hayata geçilmesi üzerine 1946 yılında arkadaşları ile birlikte Demokrat Parti’yi kurdu ve başkanlığına getirildi. Demokrat Parti genel başkanı Celal Bayar’ın 1948 yılında, dönemin “Milli Şef”i İsmet İnönü’nün demokratik seçimlere izin vermesi için “Devr-i Sabık yaratmayacağız” demesinden sonra, bazı DP’liler partilerinden istifa ederek, 19 Temmuz 1948’de Mareşal Fevzi Çakmak önderliğinde, Osman Bölükbaşı ile birlikte Millet Partisi’ni kurdular….

Sy.151 (1 Kasım 1950, 9.Dönem, 2.Yasama Yılı, Cumhurbaşkanı Celâl Bayar’ın Konuşması)

Şimdi memlekette umumi hukuk nizamını, demokrasinin ruhu olan hürriyet, bilhassa fert hürriyeti anlayışına göre her sahada yeniden ayarlamanın sırası gelmiştir. Anayasa hükümlerinin bu anlayış içinde kurdugu ahenge aykırı ve antidemokratik kanunlar, sistemli bir tarama ile tesbit ve tadil edilmektedir. Bunlara ait tasarılar tetkikinize arzedilmek üzere hazırlanmıştır….

Sy.152 …Memleketimizde, birinci derecedeki büyük şehirler istisna edildiği takdirde, hemen her yerde hekim ihtiyacı, sıhhi (sağlık) müesseselerimizde ise yetişmiş Hemsire noksanlıgı göze çarpmaktadır. Bununla beraber, kasabalarımızın mühim bir kısmında eczahane de yoktur

Sy.156 …Ulaştırma Bakanlığının bünyesinde topladığı Deniz, Demir, Hava Yollarıyla, Posta Telgraf ve Telefon İdaresinin teşkilâtı ve çalışma metotları memleketin ihtiyaçlarını kifayetle (yeterlilikle) karşılayacak durumda değildir, hepsi zararla işlemektedir…

Sy.158 …Bütün seçimlerde, oy vereceklerin her türlü tesirden masun (etkiden korunmuş) bulunması ve neticenin verilen oylara tamamiyle uygun olarak tecellisi (ortaya çıkması), gerçek demokrasinin temel taşıdır. Köy, belediye ve genel meclis seçimlerine ait kanunlar, bunu sağlıyacak şekilde tadil edilmiş (değiştirilmiş) bulunmaktadır…

Sy.159 …Bugün için, vatandaşların ve bilhassa köylü vatandaşların Hükümetten birinci derecede istedikleri, resmî dairelere müracaatlarında, iyi muamele görmeleri ve işlerinin sürat ve katiyetle neticelendirilmesidir. Biliyoruz ki, zaman zaman bu yolda emir vermek âdet haline gelmiştir. Fakat, şikâyetlerin hiçbir zaman ardı arası kesilmemistir. Umumi Devlet idaresinde, vatandaşlarla münasebetlerimizde; karşılıklı hürmet ve hakka dayanan yeni bir anlayışın, yeni bir zihniyetin hâkimiyetini istiyoruz…

İlk zamanlarda, inkılâplarımızın korunması, siyasi mahkemelerin takdirine bırakılmıştı. Bir zaruretin neticesi seklinde ifadesi mümkün olan bu fevkalâde tedbirlerin yerini, bugün kanuni müeyyidelerle, normal mahkemelerimiz almış bulunmaktadır. Eski, fevkalâde mahkemeler devrine dönmek istemeyeceğimize ve inkılâplarımızı da, her durumda korumak azminde olduğumuza göre, Türk Adalet cihazının, memleketteki rejim ve medeni hayat istikrarının, tabiî adalet kaidelerine göre, her zaman için korunacağının mümkün oldugunu göstermesi dâvamızın zaferi olacaktır…

Celal Bayar: Hem Mustafa Kemal Paşa'ya, hem de İnönü'ye başbakanlık yapmış; güvenilir bir siyasetçidir. M.Kemal Paşa, kendisine o kadar itimat etmiştir ki, şahsi parasını vererek, İş Bankası'nı kurdurmuştur. Anlattıkları, yorumsuz olarak yukarıda aktarılmıştır.

 

Devam edecek

-Cumhuriyetin doğuşu: Amerikan ve Fransız hareketleri, söylemler ve eylemler

Açıklama ve kaynaklar:

(*)Koloni: a)Sömürge. b) Göçmen topluluğu veya bu topluluğun yerleştiği yer. c)Bir ülkede bulunan küçük yabancı topluluğu (tdk)

(1)Daha fazlası ve kaynaklar için bakınız : a) http://www.radikal.com.tr/politika/turkiyede-sol-nerede-01-705900/

b) http://www.canmehmet.com/chp-cumhuriyeti-ataturk-muhalefetin-artmasi-karsisinda-soruyor-bu-vefasizlik-neyin-nesi-cevap-halk-disarida-kaldi-2.html

 

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..