Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '11

 
Kategori
Dünya
 

Cumhuriyet ve devrim gerçeğimiz ile İngiliz-Fransız-Türk devrimlerinin karşılaştırılması (2)

Cumhuriyet ve devrim gerçeğimiz ile İngiliz-Fransız-Türk devrimlerinin karşılaştırılması (2)
 

Özgürlük sadece gelişmenin değil, nerede ise vatanseverliğin de tek şartıdır...


Doğulu aile bir Fransız çocuğu evlatlık alır. Çocuk büyür ve eline aldığı aile fotoğrafına baktığında; Anne-baba ile kendisinin farklı renk ve yapıda olduğunu görür ve ailesini sorgulamaya başlar. Osmanlı ağacını el birliği ile budadık. Budadığımız dev Çınar ağacını içerisinde batının kültür değerleriyle dolu saksıya ektik. Ağaççık zamanla saksıda büyüyen meyvelerine baktığında gördükleri karşısında şaşırdı ve sordu; "Allah, Allah! Bu meyveler benim mi? Bu meyveler bana benzememekte." Ve kaldığımız yerden devam ediyoruz. İngiliz-Fransız Devrimleriyle ile kendi devrim-sel gerçeğimiz;  

Çoğumuz Fransız devrimi ezbere bilir. Ancak, İngiliz devrimini bilmez. Peki, bizlere İngiliz devrimi neden karanlıktır?  

Devrimleri önce yaygın olarak anlatılanları ; Sonra da arka planını, gerçeklerini anlatacağız.  

“Fransız Devrimi veya Fransız İhtilâli (1789-1799), Fransa'daki mutlak monarşinin devrilip, yerine cumhuriyetin kurulması ve Roma Katolik Kilisesi'nin ciddi reformlara gitmeye zorlanmasıdır. Avrupa ve Batı dünyası tarihinde bir dönüm noktasıdır. Milliyetçilik akımını başlatan en büyük etkendir.  

Fransız İhtilalini Hazırlayan Sebepler 

Fransız halkı önceki döneme göre büyük bir evrim geçirmektedir. Halk bilinçlenmekte sarayın, kralın, seçkinlerin denetiminden çıkmaya başlamıştır.  

Şehirlerde yaşayan pek çok burjuva büyük bir atılım içinde bulunmaktadır. Kitaplar yaygınlaşmakta aileler çocuklarını üniversitelere göndererek sağlam bir gelecek kurma yolunu tutarak kültürel seviyeyi yükseltmekteydi.  

Bağımsız yayıncıların çıkarttıkları gazete, bildiri ve broşürler, kitlesel bilinçlenmeye yol açmaktadır. Bu koşullar da toplumsal değişim taleplerinin olgunlaşmasına yol açmış. (Okuyan lütfen bu cümleyi bir yere not etsin.)  

Toprak sahipleri ve soylular, ayrıcalıklarını korumaya çalışmakta; bu sebepte burjuvaların soylu tabakasına geçmesini engelleyecek barikatları yükselmekteydi.  

Soylular statülerini koruma hevesindeyken, burjuvada ekonomik olarak güçlenmelerine rağmen toplumsal halklarda söz sahibi olamamaktan şikâyetçiydi. Kırsal nüfus ise üzerindeki vergi yükünün hafiflemesini istemektedir.  

(Gerçeğinde olgunlaştırılan!) Devrimci düşünce, ülkede köklü yapısal değişikliklere gitmek gerektiğine inanan katmanlar arasında yayılmaya başlamıştır. Merkezi otorite ülkenin içinde bulunduğu evrimsel süreci kavrayamamış ve eski yöntemlerle sorunları halletme yoluna yönelmek istemiştir.  

Oysa özellikle burjuva İngiliz devrimini etkisiyle geçici çözümle yetinmek değil kitlesel olarak İngiliz modelindeki gibi ‘parlamenter monarşi rejimi’ altında yönetime katılmayı arzulamaktaydı.  

İhtilalin Ekonomik Sebepleri 

Devrim den önceki yıllar Fransız ekonomisi için pekte parlak sayılmamaktadır. Gelişen ticaret savaşlar sebebiyle yavaşlamamış, köylü mahsulünden beklediği verimi alamamış, alamadığı için de büyük sıkıntılarla karşılaşarak, kıtlığa, açlığa kadar dayanan sorunlarına dayanamayarak, çözüm olarak gördüğü şehirlere göç etme yolunu tutmuştur. (Gerçeğinde Osmanlıda benzer sorunları yaşamaktadır) 

Fakat şehirlerde de onları parlak bir yaşam beklememektedir. Artan nüfusun ihtiyacını şehirler karşılayamaz duruma gelmişler.  

Nüfus artması doyurulması gereken insanların çoğalmasına sebep olmuş. Gençlerin işsizlik sorunuyla karşılaşması, istihdam olanağı bulamamaları toplumsal sorunların artmasının bir başka nedeni olmuştur.  

Aslında Fransa’nın ekonomisi pek çok çağdaş devlete göre ileri sayılmaktaydı. Fakat önceki dönemlerle karşılaştırıldığında fark edilir gerileme halkı panik içine sokmuştur.  

Halkın içinde bulunduğu ekonomik sorunlar vergilerin düzenli olarak ödenmemesini yol açmış, devletin en önemli gelir kaynağı olan vergilerin sekteye uğraması hazineyi büyük bir bunalıma sürüklemiş, uzayan savaş maliyetlerinin fazla olması ve teknolojinin gelişmesiyle savaş masraflarının artması, birde saray masraflarını aşırılığı sebebi ile devlet iflasın eşiğine gelmiştir. (Osmanlıda da durum farklı değildir.) 

Bu sebepten kral vergilerin arttırılması ve yeni vergileri konması yolunu tutmuş bu plan dahilinde tüm toplumunda vergilerin yaygınlaşması düşüncesi ortaya çıkmış Paris Parlamento’su da bu yeni vergi aleyhlerine onay vermeyerek genel meclisin (Etats Generaux'un) toplanmasını istemiştir.  

…  

Parlamentonun toplanmasıyla orta sınıftan halk, özellikle varlıklı sınıflar, monarşiye karşı savaş açtılar. Bir anayasayla monarşinin yetkilerinin sınırlandırılmasını, iç gümrük duvarlarının kaldırılarak iç ticaretin serbestleştirilmesi, vergilerin yeniden düzenlenmesi ve yönetimde daha fazla hak elde etme talebinde bulundular.  

Bu talepleri 16. Louis kabul etmedi. Orta sınıf, peşine halktan diğer unsurları da katarak 14 Temmuz 1789 günü Bastille hapishanesine saldırdı. 

…  

Bu genel ayaklanmanın ardından (1791) yılında bir kurucu meclis toplandı ve İnsan ve Yurtdaş Hakları Bildirisi yayınladı. Ardından da ulusal egemenliğe dayanan bir anayasa hazırlayarak monarşinin yetkilerini sınırlandırdı.  

Bu anayasa, halk tarafından seçilecek bir parlamentonun yasama ve yürütme yetkilerini kralla paylaşmasını öngörmekteydi.  

Kanunları hazırlamak, bütçeyi tasdik etmek ve hükümetin icraatını kontrol etmek görevleri meclise verildi. Ayrıca İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi'nin esasları uygulamaya konuldu.  

İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi'nin uygulamaya konulması ve bir halk meclisinin yürütme erkini ele alması, Fransa’da feodalite kurumları yıktı. Zaten halk yığınlarındaki soylulara karşı gelişen öfke, pek çok soylunun topraklarını bırakarak diğer Avrupa ülkelerine kaçmalarına yol açtı.  

…  

Avrupa’da herkes, feodal sınırlamalardan kurtulan bir Fransa ekonomisinin büyük bir gelişme göstereceğini, bunun ise Fransa’yı, uluslararası ticaret alanında rekabet edilmesi çok zor bir güç haline getireceğini öngörebiliyordu. Üstelik böylesi bir ekonomik büyümenin, eskisinden çok daha güçlü bir Fransız askeri gücünü besleyebilecek durumda olması, kuvvetle muhtemeldi.  

Öte yandan Fransa’da ortaya çıkan, insan haklarından, eşitlikten ve özgürlükten yana bu düşünce hareketinin tüm Avrupa’ya yayılması ve mevcut monarşilerin geleceğini tehdit etmesi kaçınılmazdı…  

…  

Başlarda burjuvazi, kralı ve liberal görüşlü soyluları safına çekerek Fransa’nın toplumsal ve ekonomik yapısında, her üç tarafın da çıkarlarına olan düzenlemeleri yapmak hesabındaydı. Ama böylesi müttefikler bulamadı karşısında. XVI. Louis, yetkilerinin sınırlanmasına razı olmamakta direndi…  

Kralın mutlakıyet idaresini yeniden kurmak için içerde isyan çıkartması, dışarıda ise Fransa'nın düşmanlarıyla işbirliğine gitmesi sonucu, 1792'de cumhuriyet ilan edildi.  

Fransa İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi 

28 Ağustos 1789'da Fransız Devrimi'nden sonra, Fransız Ulusal Meclisi tarafından, Fransa İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi kabul ve beyan olundu.  

Bildirge; insanların eşit doğduğunu ve eşit yaşamaları gerektiğini, insanların zulme karşı direnme hakkı olduğunu, her türlü egemenliğin esasının millete dayalı olduğunu ve mutlak egemenliğin bir kişi ya da grubun elinde bulunamayacağını, devleti idare edenlerin esas olarak millete karşı sorumlu olduğunu, hiç kimsenin dini ve sosyal inançları yüzünden kınanamayacağını ortaya koyuyordu….”(1) (Okuyan dilerse bu son cümleyi de not alabilir.)  

…  

Ve şimdi de 1640-1660 Yıllarına geri dönüyor İngiliz Devrimine bakıyoruz... 

İngiliz Devrimi, 1789 Fransız Devrimi gibi büyük bir toplumsal harekettir. Önemi mevcut iktidarın alaşağı edilerek iktidarın yeni bir sınıfın eline geçmesindedir. İktidarın yeni bir sınıfın eline geçmesi özgürlüğü, özgürlük sanayi devrimine giden süreci hızlandırır. İngiliz Devrimi nedense bizde sanki görmemezlikten gelinir.  

Bizde cumhuriyetle birlikte (sadece) iktidar (mı) değişmiş, bu nedenle (mi) olsa gerek ülkeye özgürlük gelmemiştir.  

Özgürlük gelmeyecekti de, iktidar değişikliğine neden gerek duyuldu?  

Evet, Neden?  

...  

İngiliz Devriminin kısa hikâyesi; 

Aletin (basit tezgâhların) yerini makinanın alması demek olan bu devrimin başlamasında ilk önemli etken buhar gücünün sanayide uygulanmasıdır… (Devam edecek)  

...  

Dikkatli okuyanların ilgisi çekmiş olmalıdır. Ülkede, İngiltere - Fransa örneğinde olduğu gibi orta sınıf var ve güçlü ise devrim yakındır.  

Peki, ülkede güçlü bir orta sınıf yoksa iktidar değişmemekte midir?  

-"Yani?"  

28 Şubat tank yürütme olayını hatırlayanımız çoktur. Elbette o dönemler çokça konuşulan "Yeşil Sermaye" olayını da,  

"Konu ile ilgisinini anlayamadım!"  

Abiler, ablalar! Bu ülkeye gerçek manada ne zaman özgürlük gelmeye başlamıştır?  

Orta sınıfın güçlenmesi ile medyasını oluşturarak devreye girmesiyle...  

Bakınız günümüze,  

Orta sınıf giderek güçleniyor mu? “Öyle gözüküyor…” 

Orta sınıf güçlendikçe egemenlik halka geçiyor mu? “Öyle gözüküyor…” 

Yani…  

Geriye dönerek, ülke kalkınmasında kimlerin samimi “vatansever”, kimlerin “çıkar-iktidarsever” olduklarını şimdi çok daha net olarak görebilirsiniz…  

Yani…  

Bir ülkede özgürlük sadece gelişmenin değil, nerede ise vatanseverliğin de tek şartıdır... Olmalıdır.  

 

 

Resim;misstr.com'dan alıntıdır.  

(1) Vikipedi den yararlanılmıştır.  

 

 

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..