Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '06

 
Kategori
Tarih
 

Cumhuriyet

Cumhuriyet kelime anlamı olarak halk yönetimi demektir. Yani o ülkenin halk tarafından seçilen temsilcileri tarafından yönetildiği anlamına gelir. Daha açıkçası sömürge olmadığını ve bağımsız bir devlet olduğunu gösterir.

Büyük önder Mustafa Kemal’in 19 mayıs 1919 da Samsun’a çıkmasıyla başlayan bağımsızlık mücadelemiz 29 ekim 1923 de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile taçlanmıştır. Cumhuriyetimiz büyük mücadeleler sonunda kurulmuştur. Dışarıda dünya hakimiyeti peşinde koşan dünyanın en büyük emperyalistleriyle deyim yerindeyse, yedi düvele karşı mücadele edilirken, içeride de onun işbirlikçileri ile padişahlıkla saltanat sahipleri ile mücadele sürüyordu.

Bu büyük mücadelede bir kısım aydın, mücadeleden kaçmak için bir çok gerekçe öne sürdüler dediler ki asker yok, cephane yok para yok, kendi başımıza kurtulamayız mutlaka büyük bir devletin himayesi altına girmemiz gerekir. “Şimdi de AB’ yanlılarının yaptığı gibi “ancak manda altına girilirse kurtulunabileceğini söylediler. Büyük önder yabancı bir devletin koruyuculuğunu kabul etmektense ölümü yeğlemek gerektiğini şu sözlerle belirtmiştir “Yabancı bir devletin koruyup kollayıcılığını kabul etmek insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir.Gerçekten de bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, isteyerek başına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez.

Halbuki Türk'ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!...

O halde, ya istiklal ya ölüm! “

Bir milletin zafer kazanması için önce kendine güvenmesi ,inanması gerektiğini ,bu gerçekleştiği takdirde silahında cephanenin de bulunacağını söylemiştir ve nitekim askerde,cephane de para da bulunmuş ve Türk milleti büyük bir azimle başladığı mücadeleyi zaferle sonuçlandırmasını bilmiştir.

Bugün de gelişen en son teknoloji, en gelişmiş silahlar da olsa bir savaşı kazanan güçlü silahlar değildir. Parası olan en zengin olan da değildir savaşı kazanan. Azim ve kararlılıktır. Haklılığına inanıp, mücadele eden kazanır. Zaten son yıllarda, dünyanın en güçlü ülkesinin Irak’ta bile düştüğü durum ortadadır.

Cumhuriyet bin bir zorlukla kazanılmıştır ama şimdi daha büyük bir mücadele sizi bizi hepimizi beklemektedir. Cumhuriyet kurulmuştur. Ama ne yazık ki, Cumhuriyetin kurulmasıyla yenilgiye uğrayan düşmanlar asla amaçlarından vazgeçmemişlerdir. Her gün bir çok gerekçeyle Cumhuriyetimize saldırmakta, yada uluslar arası itibarını küçük düşürmeye çalışmakta, yada tavizler koparmaya çalışmaktadırlar. Sadece son on yılda yaşananlara bakıldığında bile bunu anlamak mümkündür. Başımıza bela ettikleri terörle yola getiremedikleri ülkemizi, ekonomik olarak çökertmeye çalışarak teslim alabileceklerini sanmaktadırlar. Daha önce silahlarıyla askerleriyle yapamadıklarını bu kez sadece paralarıyla hiç kan dökmeden sessizce yapmaktadırlar Büyük önder Atatürk’ün “Ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlık olmaz” sözüne rağmen, aymazlığımız devam etmekte, fabrikalarımız, sanayimiz elektriğimiz enerjimiz, bankalarımız, bırakın onu haberleşmemiz bile ne yazık ki yabancıların eline geçmiş durumdadır. Ayrıca bu da yetmemektedir bizi tecrit etmek, baskı altına almak amacıyla da hiçbir delile, belgeye dayanmayan asılsız ermeni soykırımı iddiaları AB meclislerince birbiri ardına kabul edilmekte, Kıbrıs da limanların açılması için baskı yapılmakta, hatta artık televizyonlardan Türkiye’nin doğusunun ve güney doğusunun olmadığı haritalar açıkça yayınlanmakta olup Ülkemizin nasıl bölüneceğinin provası yapılmaktadır.

Herkesin şunu bilmesi gerekir ki, ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar, ülkemizi ele geçirme planları hiç bitmeyecektir. Bunun içinde Cumhuriyetin hangi mücadeleler sonucunda kazanıldığını, Atatürk İlke ve Devrimlerini, Cumhuriyetimizi bekleyen tehlikeleri, Ülkemiz üzerinde oynanan oyunları, ülkemizin düşmanının ve dostlarının kimler olduğunu mutlaka iyi bilmek zorundayız. Bilmeliyiz ki, cumhuriyetimiz tüm zorluklarla karşılaşmasına karşın sonsuza kadar yaşayabilsin.

Bu mücadeleyi ve cumhuriyeti anlamak,

savunabilmek için Atatürk ve cumhuriyeti okumanız çok iyi öğrenmeniz ayni şekilde, Cumhuriyetin değerini anlamak için, onun ne şartlarda, nelere rağmen ve ne pahasına getirildiğini bilmemiz gerekir. Zannediyorum ki , Cumhuriyet tarihini öğrendikten ve devrimlerin öncesini, amaçlarını ve getirdiklerini değerlendirdikten sonra, Türkiye’nin parçalanması için sahnelenen oyunlara, Türkiye’nin çıkarlarına karsı girişilen planlara karşı hiç bir Türk’ün duyarsız olacağı düşünülemez.

Bağımsız Cumhuriyetimizle nice 83 yıllara

 
Toplam blog
: 207
: 398
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Ben Ankara'da yaşayan kendi halinde okur yazar  bir öğretmenim...     ..