Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '11

 
Kategori
Güncel
 

Cumhuriyetimiz ve akıllı dostları:)

Cumhuriyetimiz ve akıllı dostları:)
 

Olunacaksa böyle başına buyruk olunmalı canım:)


Bu yazımı bir daha yayınlamak istiyorum:

"Cumhuriyet hamilere değil muhiplere muhtaçtır." (Atatürk)

Evet bugün bu sözün doğruluğunu çok iyi görüyoruz!

Cumhuriyetimiz bugünlere askerin hamiliğinde geldi...

Türk ordusunun iç hizmet yönetmeliğine kondu bu hamilik...

"Cumhuriyeti koruma ve kollama görevi" olarak...

Buna dayanarak yönetime el koydu zamam zaman ordu...

Doğru mu yaptı? Hayır!

Çünkü o el koyuşlardan sonra değişen bir şeyler görülmedi.

Cumhuriyet kendisi himayeye muhtaçken nasıl beni himayesine alacaktı?

Alamadı tabii!

Ve Anadolu toprağının tamamında bir yeknasaklık, bir duygudaşlık...

Azığını paylaşma...

Zor günlerde dayanışma...

Tasada, sevinçte beraber olma...

Ve ülkü birliği oluşamadı!

Böyle böyle geldik bugünlere...

Ve bugün ülke zor günler yaşıyor, bölünme iştahları iyice kabarmış bir Kürt nüfus çıktı ortaya...

Bazı iller kurtarılmış bölge oldu bile!

Mızrak çuvala sığmaz oldu artık!

Bütün bunların sebebine gelirsek; akıllı dostlar:))

Atalarımız, "akılsız dostun olacağına akıllı düşmanın olsun!" demişler!

Bugün devlet akılsız dostların hatalarından çekiyor, benzer şekilde de akılsız düşmanlarla başetmeye çalışıyor!

Bugüne kadar PKK ile yapılan mücadelede katma değeriyle birlikte bir trilyon dolara yakın para harcandı!

Bu parayla neler olmazdı ki?

Bunu ne akıllı(!) dostları devletin, akıl edip değerlendirebildiler ne de akılsız düşmanları!

Yaptıkları iş PKK ile birlikte olup uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığından sebeblenmek oldu!

Abdullah Çatlı ve etrafında dönen dolaplar boşuna değildi herhalde...

Dağlara bakın eşkiya dolu!

Devlet bu akıllı(!) dostlarnın ağzına bakarak;

Bilimsel yöntemi kullanarak PKK'yı tanımayı bile akıl edemedi!

PKK'nın herbir parçasını ele alıp tanıyıp daha sonra bütününü tanıyamadı!

PKK'nın yakın ve uzak bağlantıları saptayıp öğrenemedi!

PKK'nın künyesini bulup çıkaramadı!

Bu PKK neden kuruldu, kimler kurdu, gerçek amaçları ne bunlar saptanamadı!

PKK'nın çelişkileri ne öğrenilemedi!

PKK deviniminin bir lineer denklemi bile kurulamadı, hangi zaman ve nerede neler olabileceği bilinemiyor.

PKK'nın çelişkilerinin meydana getirdiği gelişmeleri saptanamadı!

PKK'nın bu gelişmelerden elde ettiği değişimler neler belirlenemedi!

Devlet PKK'yı bilmeden onunla savaşıyor!

Ve devlet bilimsel yöntemin çözüm teknikleri olan:

"*Zıtların birliği ve çatışmasını...

*Nitelden nicele geçiş ve nicelden nitele geçişi..

*Olumsuzlanmanın olumsuzlanmasını..." kullanmayı denemedi!

Doğru tanınmayan sorun elbette çözülemez!

PKK sorunu da gittikçe daha da büyük sorun olarak orta yerde duruyor işte!

Devlet, bu işte bilimi kullanmadıkça çözüm de gelmeyecek belli!

Bunun için devlet akıllı dostlara kendini teslim etmeli her şeyden önce!

Bakın o zaman düşman da akıllı davranacaktır!

Akıllı düşmandan korkulmaz, o neyi ne kadar isteyeceğini bilir.

Duracağı yeri de doğru saptar!

Bu ülke bu akılsız dostlarla bu aklısız düşmanla ancak faili meçhuller, "b, k" yedirmeler ve kaçakçılık vurgunlarından öteye gidemez!

Melanet üstüne melanet yığılır kalır!

Daha nice koçyiğitler kara toprağın bağrına yıkılır gider!

Bernard Shaw, "Akıllı insan aklını kullanır, daha akıllı insan başkalarının da aklını kullanır" der...

Bu sözü devletime yeniden hatırlatıyorum!

Geleceğimizn daha da kararmaması için akıllı çözümler diliyorum...

Sözlerim elbette ki bugünle sınırlı değil, tamamına yakınını, asıl dün için söylüyorum.

Aklın egemenliğinde barışlı günlere... 

 
Toplam blog
: 1253
: 175
Kayıt tarihi
: 04.07.10
 
 

1949 yılında Söke Nalbantlar köyünde doğdum. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik bölümünden mez..