Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Kasım '18

 
Kategori
Güncel
 

Cumhuriyetin Yaptırımı

Cumhuriyetin Yaptırımı
 

5 Kasım tarihi  özeldir; mezunu olmaktan gurur duyduğumuz Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin 1925 yılında Atatürk tarafından açılışının 93.yıldönümüne işaret eder.

Konuştuğu her kelime, Cumhuriyet gibi ilelebet payidar kalıyor Atatürk’ün.

Kendisine siyasetçi diyen hangi liderin sözlerini yarın unutmuyoruz ki?

Ama Atatürk?..

Söylediği her cümlenin her daim geçerliliğini muhafaza etmesi, O’nun ne kadar ileri görüşlü ve gerçekçi; tespitlerinin ne kadar yerinde olduğunun ve bunun sonucunda, her daim saldırıya maruz kalmasının da sebebini göstermiyor mu?..

Bugün Atatürk’ün, Ankara Hukuk Fakültesi’nin açılışında yaptığı konuşmayı özetleyerek aktarmak istedik.

O güne bakıp bugünü düşünmek için!

Diyor ki Büyük Önder:

“….Bugün tanık bulunduğumuz olay, yüksek memur ve uzman bilginler yetiştirme girişiminden daha büyük bir önemi haizdir. Yıllardan beri süren Türk Devrimi, varlığını ve zihniyetini toplumsal yaşamın temeli olan yeni hukuk esaslarında saptamak ve güçlendirmek çaresine inanmıştır. Türk Devrimi nedir? Bu devrim, kelimesinin ilkönce işaret ettiği ihtilâl anlamından başka, ondan daha geniş bir değişmeyi ifade etmektedir. Bugünkü Devletimizin şekli, yüzyıllardan beri gelen eski şekilleri bir yana iten en gelişkin biçim olmuştur. Ulusun varlığını sürdürmesi için bireyleri arasında düşündüğü ortak bağ, yüzyıllardan beri gelen biçim ve niteliğini değiştirmiş, yâni ulus, dinsel ve mezhepsel bağ yerine, Türk ulusçuluğu bağı ile bireylerini toplamıştır. Ulus, uluslararası genel savaşım alanında yaşam nedeni ve güç nedeni olacak bilim ve aracın ancak çağdaş uygarlıkta bulunabileceğini, bir değişmez gerçek olarak ilke saymıştır…… Şimdi ortaya çıkan bu büyük eserin anlayışını, gereksinmelerini tatmin edecek yeni hukuk esaslarını ve yeni hukukçuları var etmek için girişimde bulunmaya zaman gelmiştir. Sanırım ki, Ankara Hukuk Okulu ile Cumhuriyet Hukukunu yalnız dış görünüş ve kelime anlamı biçiminde değil, fakat bilinçsel ve anlamsal niteliği ile, yasalarıyla ve hukukçularıyla açıklayacak ve savunacak tedbirleri almaya girişmiş bulunuyoruz. Cumhuriyet Türkiye'sinde eski yaşam kuralları, eski hukuk yerine yeni yaşam kurallarının ve yeni hukukun geçmiş bulunması bugün hiç duraksamadan kabul edilecek bir sonuçtur……… Bilesiniz ki Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluş anlarında, onun bugünkü nitelik ve durumunu hukuk esaslarına ve bilim esaslarına aykırı sayanların başında ünlü hukuk bilginleri bulunuyordu. Büyük Mecliste egemenliğin kayıtsız - koşulsuz ulusta olduğunu belirten kanunu önerttiğim zaman, bunun Osmanlı Anayasasına aykırılığından dolayı karşı çıkanların başında yine eski ve bilimsel hünerleri ile ulusu aldatan tanınmış hukuk bilginleri bulunuyordu….. Bütün bu olaylar, devrimcilerin en büyük fakat en sinsi düşmanının çürümüş hukuk ve onun düzeltilemez hukukçuları olduğunu gösterir. Ulusun ateşli devrim atılımları sırasında sinmek zorunda kalan eski kanun hükümleri, eski hukukçular, iyilik yolunda gidenlerin etkisi ve ateşi yavaşlamaya başlar başlamaz derhal canlanarak, devrim esaslarını ve onun içten izleyicilerini ve onların değerli ülkülerini mahkûm etmek için fırsat beklerler…..Bugünkü hukuksal etkinliklerimizin nedenlerini açıklamış oluyorum umudundayız. Büsbütün yeni kanunlar yaparak eski hukuk esaslarını temelinden ortadan kaldırmak girişimindeyiz. Ve yeni hukukun esasları ile alfabesinden öğrenime başlayacak bir yeni hukuk kuşağını yetiştirmek için bu kurumları açıyoruz. Bütün bu uygulamada dayanağımız, ulusun işe yatkınlığı ve yeteneği ve kesin iradesidir. Bu girişimlerde arkadaşlarımız, yeni hukuku, bizimle birlikte, sözünü ettiğim nitelikte anlamış olan seçkin hukukçularımızdır. Genel yaşamımızın yeni hukuksal esası kuram ve uygulama alanında görünüp gerçekleşinceye kadar geçecek zamanı sağlayan, doğrudan doğruya ulusumuz ve onun devrimindeki yorulmaz ve yıpranmaz güç olacaktır….... Cumhuriyetin yaptırımı olacak bu büyük kurumun açılışında duyduğum mutluluğu hiçbir girişimde duymadım ve bunu açığa vurmakla ve belirtmekle hoşnutum.”

Ne diyor sonuç kısmında Mustafa Kemal; yineleyelim:

“Cumhuriyetin yaptırımı olacak bu büyük kurumun açılışında duyduğum mutluluğu hiçbir girişimde duymadım”

Cumhuriyetin yaptırımı olacak bu büyük kurum diyor….

Hukuk diyor…

Bugün Hukuk Fakülteleri’nin bırakın “yaptırım gücü” olmasını; seslerini duyan var mı?..

Sayısını takip edemediğimiz Hukuk Fakülteleri’nin, Türkiye’deki hukuk adına bir kelimelik olsun hukukun yanında olduklarını gösteren açıklamaları var mı?

Hukuk; gerçek manada hiç bu kadar sessiz ve işlevsiz kalmış mıydı?..

Tehlikeli sularda yüzsünler, siyaset yapsınlar falan demiyoruz Hukuk Fakülteleri için…

Ama biri olsun, “Bu kadar Hukuk Fakültesi açmayın, açılmasın” bile demez mi yav?..

“Bu sistemle bilgili hakim savcı yetiştirilmez, yeni stajını bitirmiş deneyimsiz hakim, doğru karar ver/e/mez; bunları  birinci bölgeden göreve başlatmayın, beşinci bölgeden başlatıp yavaş yavaş deneyim  kazanmalarını sağlayın” dahi  diyemez mi yav?..

Atatürk, “Cumhuriyetin yaptırımı” olarak görmüş hukuk fakültesini.

Bugünün hukuk fakültelerinin bu gücü var mı?

Cumhuriyetin ilk yıllarında var olan hukuk gerçekliğinin 2000’li yıllardan sonra buhar olup yitmesi ne  hazin!

Hukuk bitti mi temelin çökeceği açıkken hem de!

 

 
Toplam blog
: 130
: 93
Kayıt tarihi
: 07.02.18
 
 

1971 Balıkesir doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Balıkesir'de tamamladıktan sonra Ankara Ü..