Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '07

 
Kategori
Felsefe
 

Cümlenin edimi

Cümlenin edimi
 

Dil gelişmiş canlılarda bir ihtiyaçtır. İhtiyaçlarımızı yine dil sayesinde karşılarız. Dilin mal ve hizmetlerin karşılanmasında oynadığı öncü rol yadsınamaz. Dilin işlemediği, geliştirmediği hiçbir faktör düşünülemez. Günümüz gelişmiş ekonomilerinin önemli sektörlerinde dil, mal ve hizmetlerin üretiminde temel metadır.

Nedense iktisat kitaplarında dilin önemi vurgulanmaz. Dilbilimcilerde iktisat alanıyla ilgilenmezler. Yapısalcı filozoflar geniş sosyal bilimler yelpazesinde birçok alana dilbilim kuramları ve dil felsefesi açısından yaklaşsa da, temel iktisat kuramlarına ciddi bir ilgi göstermediler.

Göstergelerin dile verdiği imkânla, türetilen yazınsal dilin bilinen en eski örnekleri Sümer tabletleridir. Uzmanların belirttiği üzere, tabletlerin % 85 ’i ticari içeriklidir. Diyebiliriz ki, yazınsal dilin simgesel sistemlerinin türetilip, üretilmesi ekonomik ihtiyacın ve gerekliliğin bir sonucudur. Dilin üretim ilişkileri içerisinde yüklendiği görev üzerinde daha çok durulması insanlar için aydınlatıcı olacaktır.

Bir şey söylemek, bir şey yapmaktır.

Dil her türlü iletişimin ötesinde, duygunun, düşüncenin, inanç ve kültürün üreticisi davranıştır. Dil dünyayı anlamak ve anlatmanın üreticisi olduğu gibi aracıdır da. Dil insanın diğer davranışları gibi bir davranış biçimi olarak, davranışlarımızı belirleyen ve şekillendirendir

İnsanlar gibi toplumların davranışları da dilin bu şekillendiren ilkesiyle oluşur. İnsanda ve toplumda davranışsal bu şekilleniş, geçmiş zamanın şimdiki zamanı, şimdiki zamanında gelecek zamanı üretmesini sağlar.

İnsanın kurduğu uygarlık paradigmasının temel mimarı dil, bu yönü ile yaratıcı, yapıcı ve inşa ediciyken, tüm paradigmaların paradoksunun da kaynağıdır.

Dil kurmacadır bu yüzden kurallar belirler ve denetler.

Dil keyfi yönüyle belirleyici otoriteyi, özgürlüğe sınırlar çizen kuralları, dışlayan ve cezalandıran denetimi yapısında barındırır.

Dil sözcüklerle oluşturduğu cümlelerle etkiler ve etkilenir. Sözcüklerle değişik biçimlerde milyonlarca cümle üretip, davranışsal diyalektik ilişkiyle, kendini geliştirir ve büyütür. Dilin diyalektik ilişkisi şiddeti içinde barındırsa da, yaşamdaki sınırlarını ve pozitif gelişimine izin verir.

Dil dünyayı kendine uyduran davranışların karşılaştı alan olarak, iktidar mücadelesine imkân sunarak, bir siyaset alanı oluşturur.

Söylem egemenin en büyük silahıdır.

Genç cumhuriyetimiz misyonunu tamamlamış, yaşamsal varoluş dayanakları kalmamış feodal sistemin tasfiyesinde, dil ve simgesel sistemlerin(alfabe) somut işlevselliğinden çok iyi yararlanmıştır.

Egemen fiziki alanda oluşturduğu iktidarı, anlaşılır olan nedenlerden, ondan daha işlevsel öneme sahip dil alanında kurar ve pekiştirir. İktidar ihtişamını, yıkılır kırılganlığını gizleye bilme becerisiyle oluşturur.

İktidar sözcüklerle kurduğu cümlelerle dünyayı kendine uydurarak, dilin iletişimsel gücü ve kurumlarıyla dolaşımını sağlar. İktidarın bu davranış biçimi, kitlelerin zihinlerini belirlerken, biçimlenmiş bilinç ürettiği söylemle kendi yabancılaşmasını çoğaltarak, gönüllü itaatini sağlar.

Nazi Almanyamsı, Sovyet sosyalizmi gibi başarılı örnekleri bir yana, dilin ürettiği söylemin inşa ettiği en görkemli iktidar olarak, Batılı Kapitalizmle hiç biri boy ölçüşemez.

Egemenin dille girdiği istila alanı, direnişin cephelerini de doğurur. Dille yaşamın tüm alanlarına giren iktidar mücadelesi, egemen değişse de, iktidarın kavramsal anlamıyla, varlığını sürdürecektir.

Cümle, yapan ve yaptıran öznesini içine hapseder. Cümlenin kurduğu hapishane, kurulan yeni cümlelerle özgürleşir, sınırlarını genişletir.

Kurulan cümleye hapsolan özne, kendini mutlak gerçeğin çok uzağına kovar.

Dille ulaşılamayan mutlak gerçeğin imkânsızlığı, Foucault’ un ona ulaşma cabası için oluşturduğu eşsiz ifadeyle ‘Tuhaf bir hata, tuhaf bir çabadan başka hiçbir şeydir’.

Direnişin kuracağı cümlede kendini mutlak gerçeğin çok uzağına kovar. Ama bu çabadan vazgeçmemek gerekir. Toplumu savunmak, direnişin sınırlarını genişletmek, iyi ve güzele tuhaf da olsa, cümle kurmak da aşkla ısrar etmek gerekir.

Fiziki dünyada olduğu gibi düşüncenin, sanatın, kültürün, dilin gösterge ve simgesel sistemlerin dünyalarında iktidar mücadelesi sürüp gidecek.

Foucault’ dan aktaracağımız ünlü sözü üzerinde oynarsak.

İktidarın cümleleri neredeyse, direnişin cümleleri de ordadır.

KAYNAKLAR:

1) Mıchel FUOCAULT Ders Özetleri

2)R.Levent AYSEVER Derrida ve Söz Edimleri Kuramı

3)Berna MORAN Edebiyat Kuramları

4)F.SAUSSURE Genel Dilbilim Dersleri

5)Mehmet HENGİRMEN Türkçe Temel Dilbilgisi

6)S.Noah KRAMER Tarih Sümerle Başladı

 
Toplam blog
: 35
: 862
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

İktidara mesafeli, Derrida ve yapısalcılara meyilli. İflas etmekten bunalıp, iktisat ve finans pı..