Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '13

 
Kategori
Haber
 

Cunda'da; hem lağım, hem papalina, hem zeytinyağı, hem de tarih kokar.

Cunda'da; hem lağım, hem papalina, hem zeytinyağı, hem de tarih kokar.
 

Tarihi evlerin kapıları da enteresandır Cunda'da


 

 

Ayvalık denilince, Ayvalık tostu, kızarmış dondurması, sakız dondurması hatıra gelir. Bir de şarap  kokan sokakları…

Ayrıca da; Ayvalık denilince, Cunda'sında ham lağım kokar, hem papalina, hem zeytinyağı, hem kızarmış dondurma hem de tarih kokar.

En önemlisi de, dededen toruna geçen Taş Kahvenin hikayesi, Giritli Hüseyin Beyle başlar. Bu gün torunları, 3 ncü kuşak, burayı işletmektedir. Orijinal mimarisi ile sembol haline gelmiş olan bu görkemli bina, bir arı yuvası gibi çalışmakta.

Cunda ismi, sanıldığı gibi Yunanca değil. “Kokulu Ada” diye de anılır. MOSHONIS,   orta çağda yaşamış bir korsan adı olmaktadır. Ama, kokusu nereden gelir, orasını bilemiyoruz.  Gemicilik’de ise, en uzun direğin en uç kısmına bu ad verilmiştir. Bilindiği gibi, Ali Bey Adası da denilmektedir. Düşmana karşı ilk kurşunu da, yöreden Ali Bey attığı için, birlikte anılır.

Mükemmellikte ilk 10’la giren Taş kahvenin taş işçiliği ve kolonsuz inşası, yüksek tavanıyla birlikte burası, bir turizm  mabedi gibi kullanılmaktadır.

Her Cundalı, içinden de, dışından da ziyaretçilerine şunları fısıldar: “ Balığın, kalamarın, ahtapotun, otlardan yapılmış mezelerin, enginarın, baklanın, zeytininin ve z. yağının en lezzetlisini yemeğe gelin. Poyrazımızda serinleyin. Kaz Dağlarının serinliğine sarılı denizin iyot esintileriyle nefesiniz açılsın. Dizlerinizdeki ağrılar tükensin. Tarihi koklayın, ama, adamızı satın almayın. Seneye yine gelin..”

Papalina açıktan sığa doğru deniz taraması ile  tutuluyor. İnce gözlü ağlarla. Daha büyükleri ise, denize atılmakta.

1900’lü yıllarda nüfus 8 – 10 kişiymiş. Yaşlılarla konuşuyoruz. Dar sokaklarda, Verona’da Jüliyet’in “aşk balkonu’na”  benzeyen köşe başları, dar sokaklarda çiçek açmışçasına bir pencere, bir kapı tokmağı ve bir kapı ile bakıp gülen nesneye rastlarsanız, işte oralar, Cunda’nın en hassas yerleri, kaymağıdır.

Güneş, Cunda dan batarken iyi gözükmez.  Ada eteklerinden bakılınca, Midilli sırtlarından batışı muhteşemdir. Yüzdüğünüz yerden bunu görebilirsiniz.

Oldu olacak dedik, bir de  “Cunda Güzeli” seçtik. Bakalım beğenecek misiniz? İkiz kardeş gibiler. Hiç ayrılmıyorlar. .Facebook’ları var. Sakızlı dondurma, en sevdikleri şey. Ayvalığın Çakmak Köyündenler. İsimleri Cansel Çetin ve Ayşe Can. Başlarına taktıkları oyalı örtüyü, kendileri işlemişler. Buralarda pek moda.

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..