Çürümeden!

Merhaba, herkese mutlu cumartesiler dilerim.

Kusura bakmayın güzel, tatlı, şirin konulardan giriş yapmak isterdim.

Ama değil!

Bu sabah kahvaltıya çıkarmak için salatalıkların poşetine elimi bir daldırdım ki ne göreyim! Elim kremaya dalmış gibi vıcık vıcık oldu. En az yarım kilo kadar salatalık çürümemiş, adeta yeşil krema olmuş.

Yazık ya! Üzüldüm doğrusu.. Ama bu bana neler düşündürdü bilseniz!

Yaşam aceleye gelmiyecek kadar önemli ama bize sunulan nimetleri zamanında değerlendirmek için biraz acele etmeliyiz.

Oysa bazen ne kadar hovarda davranıyoruz. Misal bu salatalıkları gününde tüketseydik ne bir maddi kayıp olurdu ne de salatalıklara yazık olurdu.

Sonrası için ayrılan her şey günü geçince değer kaybediyor. Ama her şey!

O yüzden gününde tüketmeliyiz her şeyi..Vaktinde ve geç kalmadan!

Tam vaktinde yemeli, içmeli, koşmalı, sevmeli, sevilmeli, çoluk çocuğa karışıp, okumalı ve hepsiyle hayatı öğrenmeliyiz.

Geç kaldığımız her konuda eksik hissederiz kendimizi.

Tüm bunları niye söyledim?

Yarın 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı. Ulusal zenginliğimiz olan bu güzel bayramımız gümbürtüye getiriliyor senelerdir.

Ve biz tepki duyduğumuz halde onu korumak adına hiçbir şey yapmıyoruz.

Toplum olarak çürümek üzereyiz. Tüm değerlerimiz saldırı altında..

Hristiyan dünyasının istediği bu..

Değerlerimizi çürütelim ve Müslüman müslümana kapışalım.

Biz Suriye, Irak, İran’la kapışırken haçlı zihniyeti ellerini oğuşturuyor.

Şayet Atatürk bu zamanda yaşasaydı kesinlikle bu oyunlara gelmezdi.

Oysa başımızda bizi yönettiğini zannedenler sayesinde her türlü çürümek üzereyiz.

Bu yüzden daha bir aşkla kutluyoruz zaten! Farkına vardığımız için!

Umarım çok geç kalmamışızdır!

Değerlerimize sahip çıkan duyarlı halkımızın, Atatürk’ün armağan ettiği gençlik bayramı kutlu olsun.

Sevgiyle..