Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '20

 
Kategori
Öykü
 

ÇYK/A-25 3. Duruşma ve Karar

A-25  3. Duruşma ve Karar 5/7

 

--Tamam, çıkabilirsiniz dedi hâkim, Mübaşire, sıradaki davanın taraflarını çağır dedi.

Duruşma salonundan Efe İsmail ile İlhan önce çıktılar, arkalarından Selahattin çıktı. Mübaşir,

--Hasan Hüseyin Seferoğlu, Cafer Kırışlı, diye bağırarak tarafları çağırırken koridorda bankta oturan Tahir, Efeyle İlhan’a baktı ve yüzlerinin güldüğünü görünce,

--Dava hayırlısıyla sonuca bağlandı herhalde diye sordu.

--Bağlandı dedi, Efe İsmail. Hayırlısıyla sonuçlandı. Tahir Selahattin’e elini uzatıp

--Hoş geldin Selahattin dedi. Selahattin de,

--Hoş bulduk komiserim dedi.

--Haydi çıkalım dedi Tahir bunu kutlayalım. Efe İsmail,

--Nasıl kutlayacağız dedi anlamadım. Tahir,

--Amma yaptın dedi, nasıl kutlayacağız tabii ki çay içeceğiz dedi. Başka nasıl olur ki?

--Bende başka bir şey sandım Tahir kardeş dedi, Efe İsmail güldü,

Hep beraber adliyeden dışarı çıktılar, Selahattin gitmek istediyse de zorla karakola götürdüler. Tahir’in odasında oturup çayları söylediler. Tahir merakla,

--Nasıl oldu bir anlatın hele dedi.

Sana en başından anlatayım dedi Efe İsmail,

--Sabahleyin erkenden kalktım, sonra derken….

Bir gülüşmedir aldı herkesi Şerafettin komiser kahkaha ile gülüyordu. Herkes birbirine bakarak güldüler. Çaylar geldi, çaylarını da neşe içinde içtiler. Çaylar içildikten sonra Efe İsmail,

--Ağalar dedi öğlen oldu, gidip bir kebapçıda karınlarımızı doyuralım dedi. Tahir de

--Doyuralım Efe İsmail abi dedi. Selahattin birden aklına bir şey gelmiş gibi,

--Efe İsmail sen misin diye sordu. Yüzünden şaşkınlık okunuyordu.

--Benim dedi, Efe İsmail benim. Sen niye sordun ki,

--Ben sizin adınızı çok duyduydum rahmetlinin ağzından dedi. Sen de yanındaydın değil mi o gece. Sen bir gün bize gel de anlatıver, Karım Esmahan da çok merak ediyor pusuya nasıl düştüğünüzü. Hele sen anlat da karımın merakı da gitsin dedi.

--Tamam dedi Efe İsmail. Bir gün karını al gel, bizim misafirimiz olun, dedi.

--Tamam dedi bir gün geliriz bakarız nasıl bir yermiş kahvehane.

Hep beraber kalkarak öğle yemeği için bir kebapçıya gittiler.

 

İlhan kapıyı hızlı hızlı çaldı. İçerden pek ses gelmiyordu. Tekrar çaldı dinledi yine ses seda yoktu. İçinden “Herhalde bir komşuya kadar gitti”diye geçirdi. Kapının eşiğine oturup beklemeyi düşündü ama hava soğuktu ve kapı eşiği de ıslaktı. En iyisi kahvehaneye gitmek diye arkasını dönmüştü ki içerden gelen ayak sesini duydu. Ayak sesi geldi geldi kapının arkasından “Kim o” diye seslendi. İlhan

--Benim ana dedi. Kapının arkasındaki mandal kaldırıldı ve kapı açıldı. Kapının açılması ile İlhan’ın yüzünü içerden gelen sıcak hava yaladı geçti. İlhan kapıdan içeriye girerken,

--Ana tamam dedi. Zeynep kadın bir şey anlamadı, sordu?

--Ne tamam oğlum, dedi. Tamam olan ne.

--Ne olacak ana, mahkeme işi tamam dedi. Hakim kahvehaneyi bana verdi dedi ve anasına sarıldı. Anasının saçlarından İlhan’ın burnuna mis gibi pirina sabunu kokusu geliyordu.

--Haydi gözün aydın aslan oğlum benim dedi Zeynep kadın İlhan’a sarıldı. Oğlunun yüzünü öperken dudaklarından Allah utandırmasınsözleri döküldü. Sonra da, peki nasıl oldu hele otur da bir anlatdedi. İlhan’ın elini çekiştirirken.

İlhan daha ayakkabılarını çıkarmamıştı. Anası elini çekiştirince,

 
Toplam blog
: 22
: 65
Kayıt tarihi
: 24.04.18
 
 

Kısalan bir yolun sonuna yürüyorum. Beni yol değil yol arkadaşlarım yoruyor. ..