Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Temmuz '20

 
Kategori
Öykü
 

ÇYK/A-30 Yeni Malzemeler 8/9

İlhan ile Sencer ayakkabılarını çıkarıp içeri girdiler, içerisi de kahvehane kadar soğuktu. İçerisinin de kahvehane gibi hoş bir görünüşü vardı. Sencer burayı da çok beğendi. Efe İsmail elinde odunlarla içeriye girdi. Sobanın başına oturdu, önce sobanın külünü alt tarafa indirdi sonrada odunları birbirine dikine çattı. Alt kısımlarına küçük odun parçaları ile yonga falan koydu. Arasına bir de çıra sıkıştırıp bir parça gazete ile tutuşturdu. Çaydanlığı ocağın üzerine koydu, ocağı da çakmağıyla yaktı.

Girdiğinden beri etrafa bakmakta olan Sencer amca mutfağı, eski tip ocaklığı, tahta sediri pek beğendi.  Efe İsmail,

--Banyosu ve yatak odası da var dedi ve istersen göstereyim dedi. Kalktılar mutfağa baktılar, banyoya baktılar. Sencer amca çok beğendi,

--Küçük bir ev gibi her şeysi var dedi. Efe İsmail,

--Burası da yatak odası dedi ve kapıyı açtı.

Sencer amca açılan kapıdan içeriye baktığında şaşırdı kaldı. Şimdilerde pek rastlanmaya türde masa, sandık ve gardırop vardı içerde. Çok şaşırdı ve Efe İsmail’e,

--Bu masa, sandık ve elbise dolabını nerden aldınız diye sordu. Pek de güzel yapılmış, tam usta işi. Nereden aldıysanız bende oraya bir gidip bakayım. Belki benim de hoşuma giden bir şey bulur alırım, dedi. Efe İsmail,

--Onları biz yeni almadık dedi,  hepsi Rahmetli Nusret abimden kaldı. Onun nereden aldığını da bilmiyom dedi. Belki de yaptırmıştır, ya da kendi yapmıştır. Hiç belli olmaz dedi. Sencer,

--Nusret Abin kendisi marangoz muydu dedi şaşkınlıkla.

--Nusret abim Sanat Enstitüsü Ağaç İşleri mezunuydu. Yani böyle ince işleri çok iyi bilirdi.

--Bak hele kim bilir daha ne marifetleri varmıştır dedi.

--Nusret abim bir başkaydı dedi Efe İsmail, sesinde özlemin verdiği hüzün ve büyük bir gurur vardı.

Demlenen çayı İlhan doldurdu, ilk bardağı Sencer amcaya verdi. Demlenen çaydan üçer bardak içtiler. Daha sonra cebinden listeyi çıkaran Sencer amca Efe İsmail’e

--Senin bir şeye ihtiyacın var mı Efe dedi, senin de soba iyice çürümüş.

--Çok sağ ol Sencer amca, bu kadarı yeter. Kahve çalışmaya başlayınca biz gerisini hallederiz dedi. Zaten bu kadarına bile gerek yoktu.

--O nasıl söz evladım, ben kendi evladımın yerine koyduğum İlhan’a bir hediye vereyim dedim. Zaten benim param pulum var. Bu saatten sonra bizim yaşayacak ne kadar zamanımız kaldı ki. Hem de her zaman saygı ile andığım Nusret abinin kahvehanesi. Gözüm para pul mu görür hiç dedi. Eh artık bana müsaade, ben yarın eşyaları getiririm de davlumbazı asacak biri falan var mı buralarda. Eğer yoksa benim bir tane adamım var. Çok da güzel usta dedi.

--Tamam, Sencer baba sen nasıl istersen öyle olsun bakalım. Sencer Amca,

--Bana müsaade o zaman dedi ben gidip hazırlığımı yapayım, hadi Allahaısmarladık dedi.

--Haydi güle güle dedi Efe İsmail,

İlhan kalktı ayakkabıları düzeltti. Sencer amca kapıdan çıkarken etrafa baktı ve

--Efe İsmail evladım bu kapının önüne profil saçtan vitrin gibi bir şey yaptırsana. Ayakkabıları falan oraya çıkarırsın, içerisi temiz kalır dedi.

--Yaptıracağım Sencer baba da elimizdeki parayı çar çur etmeyelim, önce kahvehaneyi bir açalım, daha sonra tekrar kazanır yaptırırız diye düşündük dedi.

--Aferin efe evladım çok iyi düşünmüşsünüz. Tabii önce ekmek teknesi sonra ekmek dedi.

--Evet Sencer amca dediğin gibi dedi.

Tahta kapıyı geçtiler ve ön bahçeye çıkıp caddeye kadar yürüdüler. Sencer Amca,

--Taksi yok mu evladım buralarda dedi. İlhan,

--Yok amca dedi, buralarda daha bir taksi durağı gelmedi. Sizi Aşağıya Camiiye kadar geçireyim dedi.

Sencer Amca ve İlhan Emin Ali paşa camiine kadar yürüyüşe başladılar. Konuşa konuşa gittiler. Sencer amca bir dizlerindeki romatizmanın ağrısından bir de evdeki karısının dırdırından dertliydi. İlhan da askerden yeni geldiğini ve bu işe giriştiklerini fakat ruhsatiyeyi bu gün aldıklarını falan anlattı. Sencer amca üsteleyince de biraz Elvan’dan ve nişanlı olduğundan bahsetti. Durumlarının iyi olmadığından Elvan’ı isteyemediğinden ama kahvehane çalışmaya başlayınca hemen isteteceğinden bahsetti. Caddeye geldiklerinde Sencer bir taksi durdurdu ve “yarın görüşürüz”deyip gitti.

 
Toplam blog
: 22
: 65
Kayıt tarihi
: 24.04.18
 
 

Kısalan bir yolun sonuna yürüyorum. Beni yol değil yol arkadaşlarım yoruyor. ..