Dağa çıkmam abi!...

Bloğumun başlığı, bir mizah yazısı başlığı gibi sanki... Ama hiç de öyle değil; okuyun da görün!...


KARLI DAĞLARDA, TECHİZATLI, TÜFEKLİ ASKERLİK YAPAMAM!...


1995 yılının ortalarıydı sanırım...

PKK'nın en azgın olduğu zamanlardı... Dağlardaki inisiyatif o sıralarda PKK'nın elinde idi... TSK ve diğer güvenlik güçleri daha çok savunma yapıyordu...

Ve Türkiye genelinde, hatırlı ve zengin aileler, askerlik çağına gelen çocuklarını Doğu ve Güneydoğu'ya göndermemek için yoğun çalışmalar yapıyor ve pahalı torpilleri devreye sokuyorlardı...

Terhisten sonra, her yıl yapılması gereken askerlik yoklamamı yaptırmak için bağlı bulunduğum askerlik şubesine gittim... İşimi bitirdikten sonra, dışarı çıkmak için koridorda yürürüken gençlerden oluşan bir sıra gördüm ve yaklaştım...

Bilmem kaçıncı dönemin (ya da tertibin) sevk işlemleri yapılıyordu... Yolluk ya da harcırah almak için sırada bekleyen asker adaylarından rastgele birinin yanına yaklaştım ve sordum: "Nereye tertip edildin?"

Kılık ve kıyafetinden ve konuşmasından bir köylü çocuğu olduğu belliydi... Ağlamaklı bir şekilde, "Şırnak" diye kısa bir yanıt verdi...

Hatırlı ve zengin aile çocuklarını düşünerek acı acı tebessüm ettim... İçimden "Allah seni korusun" dedim.


x x

Aradan 5-6 ay kadar geçmişti...

18 Aralık 1995 günü akşamı, özel bir televizyon kanalında, ünü yurtdışına taşmış bir pop müziği şarkıcımız ile yapılan bir röportaj, şehit cenazelerinin peş peşe geldiği o günlerde beni çilden çıkarmıştı.

Spiker soruyor ünlü popçumuza: "......senin için askerlikten kaçıyor diyorlar. Sen askerlikten kaçıyor musun?"

Ünlü popçumuzun yanıtı: "Hayır, ben askerlikten kaçmıyorum. Ben 23 yaşımdayım. Kendimi henüz askerliğe hazır hissetmiyorum. Daha yapacağım işler var"

Vay be!...Gördünüz mü, adam daha kendini henüz askerliğe hazır hissetmiyormuş... Daha yapacağı işler varmış.

Milli Savunma Bakanlığı ayıp etmiş doğrusu, 20 yaşındaki garibim dururken, kendini henüz askerliğe hazır hissetmeyen 23 yaşındaki popçumuz çağırılır mı askere...

Ben askerliğimi yaptıktan sonra, yasalar mı değişti acaba diye düşünmüştüm...

Bunu ilgililere bir sorayım dedim ve ASAL Dairesi'ne bir mektup yazdım.

Mektubumda, yukarıdaki röportajı hatırlattıktan sonra, özetle şunları yazdım:

"...Bu ne demek? Bu ne biçim bir mazeret?...Bu kutsal göreve, yalnızca, 'kendilerini askerlik hizmetine hazır hissedenler' mi alınıyor? Ya da bu durum, parası, ünü ve arkası (torpili) olanlar için geçerli bir mazeret mi, acaba? Bunların dışındaki saf ve vatansever Anadolu gençlerinin askerlik işlemleri yapılırken onlara 'sen kendini askerliğe hazır hissediyor musun?' diye soruluyor mu acaba? Ya da bu gençler, askerlik şübelerine çağırıldıklarında, 'ben kendimi henüz askerliğe hazır hissetmiyorum, daha yapacak işlerim var' deseler, acaba nasıl bir karşılık görürler?

Bu ünlü popçumuzun, bu şekil bir mazeret ileri sürerek askerliğini geciktirmek istemesi (bunu yasal dayanaklar içinde yapmış olsa bile) eminim ki, başta Güneydoğu Anadolu bölgemizde, ülkenin bütünlüğü için canla başla uğraş veren ve bu uğurda şehit olan tüm Mehmetçiklerimizin kemiklerini sızlatmış, ailelerinin yüreklerini acıtmıştır.

Son zamanlarda, yasaların boşluğundan yararlanarak, ya da yasaların iyi niyetli yanlarını istismar ederek veya para karşılığında 'çürük raporu' alarak askerlik hizmetlerini yapmak istemeyenlerin artması, halkımızın geneli üzerinde olumsuz etkiler yapmaktadır."

Bu yıllarda, üniversitede öğretim elemanı olarak görev yapıyordum... Bu ünlü popçumuz ile televizyonda yapılan röportajı konu ederek öğrencilerime duygusal bir konuşma yaptım... Günün modasına uygun olarak, askerlik hizmetini yapmak istemeyen bir erkek öğrencimin yüzü kızarırken, ağabeyleri askerde olan iki kız öğrencimin ağladığını gördüm.

ASAL Dairesi'ne yukarıdaki mektubu yazmamın nedeni de, bu öğrencilerimin tavrı olmuştur...


Sonra ne oldu?

Ne olacak, eski tas eski hamam devam etti... Arada iki yıl geçti...

19 Ağustos 1997 günü Milliyet Gazetesi'nin 2. sayfasında "Dağa çıkmam abi" şeklinde bir haber başlığı gördüm.

Bu söz de, yukarıda konu ettiğim ünlü popçumuza aitti... Ünlü popçumuz, haberin alt başlığında bu sözünü biraz daha açmış ve şöyle demiş: "Karlı dağlarda, tam teçhizatlı, tüfekli askerlik yapamam. Ben şarkı söylüyorum".

Bir kez daha "Vay anasını be.." dedim içimden.... Adama bak, karlı dağlarda askerlik yapamazmış... Ya nerede yapacaksın süt kuzusu? Ananın koynunda mı?

Ünlü popçumuz iki yaş daha almış ama, anlaşıldığı kadarı ile kendini hala askerlik hizmetine hazır hissetmiyordu...

Askerlik hizmetini birkaç kez tecil ettiren ünlümüz, sonunda bedelli askerlikten yararlanmak için, kendini ABD'de çalışan bir "işçi" olarak gösterdi... Ama sonunda kurtulamadı ve kısa dönem de olsa ısrarla kaçtığı askerlik hizmetini yaptı... Nerede yaptı? Neredesine boş verin yaptı ya...


Bu bloğu neden yazdım?

Birkaç gün önce bir televizyon kanalında ve yazılı basında, Ergenekon sanıklarından bazıl emekli generallerin dinlemeye takılan diyologlarından birini dinledim. Bu diyologlardan öğrendiğime göre, sanık durumunda olan birkaç emekli paşamız, yakınlarının ülkenin batısında rahat askerlik yapmaları için onlara torpil olmuşlar...

Bunun için yazdım...

Ülkenin Doğu ve Güneydoğu'sunda birçok vatan evladının gözünü kırpmadan şehit düşerken, Ergenekon subaylarının yakınlarını Güneydoğu'ya göndermemek için gösterdikleri çabayı öğrendiğim.

Bunun için yazdım...


cdenizkent