Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '12

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Dağa kaçtım ~~ Bayramda Girit’teydik (Bölüm 3)

Dağa kaçtım ~~ Bayramda Girit’teydik (Bölüm 3)
 

Resmo 4 şehitler kilisesi


Hanya ya da Chania

Resmo’dan Hanya’ya yaklaşık 2 saatte ulaştık. Hanya’nın Doğusunda uzanan Akrotiri yarımadasının öbür kıyısına sokulmuş, bir askeri deniz üssünün de bulunduğu Suda Körfezi’nin çevresini dolaşarak, yarımadanın tam ucunda yer alan ve Zorba filminin çekildiği Stavros köyünün kumsallarına gittik. Zorba filminin hatırası, köye damgasını vurmuştu. Uygun hava şartları nedeniyle, plaj hala hareketliydi. Zorba filminde; Anthony Quinn’in kumsalda Mikis Theodarakis’in film müziği eşliğinde, Alan Bates ile sirtaki oynayışı ve filmin diğer sahneleri bir bir gözlerimizin önünde canlandı. Bir süre köyde oyalandıktan sonra akşam vakti Hanya’ya girdik.

Hanya’da eki şehrin bir anlamda kalbi diyebileceğimiz ve 20.yy.ın başında yapılmış olan Kapalı Çarşı’nın da bulunduğu Sofoklis Venizelos Meydanı’nda (Baba Venizelos’un oğlu) bir otelde kaldık. Meydandan Kuzeye doğru ilerleyen yolların hepsi, aşağı yukarı denize ve Eski Liman’a çıkıyordu. Kesme taş döşeli daracık sokaklarından denize doğru akan insan kalabalıkları, akşam karanlığında geceye doğru limandaki ve sokak aralarındaki tavernalara ve lokantalara akın ettiler. Gecenin ilerleyen saatlerinde; iyice kalabalıklaşan limandaki mekânlardan sızan müzik sesleri, yazdan kalma bir havanın eşliğinde sokak aralarına süzülerek, soluk ışıklar altındaki masaların arasında kayboldu gitti.

 

Hanya Kapalı Çarşı’da sabah lokantaları; tandır, çorba vs…

Hanya Kapalı Çarşı’da sabah lokantaları; tandır, çorba vs…

Eski Liman; bize, fotoğraflarından tanıdığımız kentimiz İzmir’in Kordonboyu’nun 19.yy.daki halini hatırlattı. Sonradan öğrendik ki; İzmir’e dair çekilen birçok Yunan filmi için Hanya Limanı bir film platosu olarak işlev görmüş. Üç yada dört katlı, birbirine bitişik konumda ve rengarenk boyalı cepheleriyle göz alan Venedik ve Türk yapılarının, izleyende yaratmış olduğu kozmopolit etki anlatılamaz. Hele bir tanesi vardı ki; kirli sarı renkte sıvası, kapalı pencerelerinin bordo rengi kepenkleriyle hemen seçilen Venedik dönemi evinin ilk katına çıkılan, yarısı yıkılmış, yarısı sağlam merdiveninin altındaki Osmanlı dönemi çeşmesi, bu sentezin bir delili gibiydiler. Bunun gibi bir sürü örneğe, limanda ve ondan içeri doğru uzanan daracık sokaklarda rastlamak pek mümkündü.

Bir başka örnek de, Zambeliou Sokağı’ndaki çantadan mücevherata boy aynasından muhtelif ev eşyalarına kadar aşağı yukarı her şeyin satıldığı büyükçe bir dükkânın içindeki Osmanlı döneminden kalma bir caminin mihrabıydı. Yapı dışarıdan Venedik mimarisinin çizgilerini taşırken, içine girdiğinizde kemerli büyük bir salon, bir minare tabanı ve rozetler, iki tarafında iki Davut yıldızı ve birbirini tekrar eden eşsiz güzellikteki kenar desenleriyle süslenmiş bir mihrapla karşılaşıyordunuz. Yani özetle söylemek gerekirse, tarih ekseninde Hanya’da yaşayan kültürler bir şekilde birbirlerinin içine nüfuz etmişlerdi. İzlerini bugün dahi mimari yapıların üzerinden takip etmek mümkündü.

 

Hanya; Roma-Bizans Surları ve Venedik dönemi evlerin bütünleşmesi

Hanya; Roma-Bizans Surları ve Venedik dönemi evlerin bütünleşmesi

Hanya’da kaldığımız otelin karşısında yer alan ve 1913 yılında Hanya Belediyesi tarafından yaptırılan Kapalı Çarşı, haç planlı bir yapı… İçinde kasaplar, peynirciler, sabah çorbacıları ve tandırcılar, kuru bakliyat satıcıları, hediyelik eşya satan dükkânlar, balıkçı tezgâhları ve kahvehanelerin de yer aldığı Girit tarhanasından (ksinochondros) gravyer peynirlere, dakos peksimetlerinden her türlü şarküteri ürününe; ada tavşanı, sakatat ve muhtelif et ve balın satıldığı bizim Havra Sokağı benzeri ilginç bir mekândır burası. Uzun holünün deniz tarafındaki Batı ucundan merdivenlerle inilerek ulaşılan Tsouderon ve Skridlof sokaklarını takiben meşhur Halidon (Chalidon) Caddesi’ne çıkılır. Bu cadde, Metropolitlik merkezi ve Isodia Kadetrali’nin yer aldığı Patrik Athinagora Meydanı’nın, içinde şimdi Arkeoloji Müzesi’nin bulunduğu Katolik Aziz Francis Kilisesi, ayrıca geleneksel Girit çizmeleri, deri ve hediyelik eşya satan dükkânların da yer aldığı eski şehrin en canlı mekânlarındandır. Bu bölge aynı zamanda Stivanadika (Çizme Ustaları Çarşısı) ismiyle de anılıyormuş.

 

Karaoli Dimitriou Caddesi; bıçakçılar bu caddede; Hanya

Karaoli Dimitriou Caddesi; bıçakçılar bu caddede; Hanya

Venedik dönemi yapısı olan Aziz Francis Kilisesi, Türklerin adayı ele geçirmelerinden sonra Hanya’yı fetheden Yusuf Paşa’nın adıyla anılan bir camiye çevrilmiş. Ada Yunanistan’a bağlandıktan sonra 20.yy.da bina bir süre sinema ve depo olarak kullanılmış, son olarak ise, 1963 yılında Arkeoloji Müzesi olarak düzenlenmiş.

 
Toplam blog
: 140
: 882
Kayıt tarihi
: 02.09.12
 
 

  Ben ve iki eski dostum; bilgi dağarcığımızı doldurabilmek ve şehrin keşmekeşinden uzaklaşab..