Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '13

 
Kategori
Kültür Turizmi
 

Dağa kaçtım ~ Tire Peşrefli’de Coraz Geceleri

Dağa kaçtım ~ Tire Peşrefli’de Coraz Geceleri
 

Tire Peşrefli'de duvar


17 Ocak 2013

Hasan Doğan - İbrahim Fidanoğlu

Cadılar Bayramı ya da Hallowen Day; Pagan dönemden kalma, hasadın kaldırılması sonrası bunu kutlamak adına Kelt geleneğinden kaynaklandığı söylenen, ağırlıklı olarak Anglosakson kökenli halklar arasında kutlanan; Hristiyanlıkla da bütünleşerek günümüze ulaşan bir bayram olarak biliniyor.

 

 Tire Peşrefli Köyü

Bu eski bir Kelt geleneğinde ürünlerinin hasadını yapan çiftçiler, ürüne ve ölülere şükranlarını sunarlarmış. İnanışa göre; ölüler ise, siyah bir kedi biçiminde yaşama dönerler ve ele geçirecek bir ruh ararlarmış. Köylüler korkutucu giysiler giyer ya da korkutucu bir görüntüye bürünürlerse, siyah kedinin korkup kaçacağına inanırlarmış.

Bu Kelt geleneği, zamanla Hıristiyanlıkla birleşmiş ve Azizler Günü ile içiçe geçmiş. Hıristiyanlık inancında hemen hemen her gün, bir azize ya da azizeye adanmış. Bu sebeple günleri olmayan azizler için Azizler Günü ilan edilmiş. Böylece bir Pagan geleneği “Hallowen Day” ile Hristiyanlığın Azizler Günü bütünleşerek tek bir günde buluşmuşlar. Giderek; inançlı Hıristiyanlar bugünlerde komşu kapılarını çalarak ölülerin ruhu için çörek istemeye başlamışlar.

Hıristiyanlıkla birleşen bu Kelt geleneği, İrlandalı ve İskoç göçmenlerle Amerika’ya taşınmış. "Ruhları ele geçirmeye çalışan siyah kedi" miti ise çok geçmeden gelenekle ilgili olsun olmasın birçok korku öğesini de bu geleneğe eklemlenmiş. Cadılar ve vampirler de bu bayramın en önemli unsurlarından biri haline gelmişler.

 

 Peşrefli’ye tepeden bakış

20.yy.da Amerikan kültürünün dünyayı teslim alma serüveninde, Cadılar Bayramı da giderek bir araç haline gelmiş. Bir festival boyutunda kutlanan, zengin kostümler ve maskeli baloyu andıran gösterilerle insanların başını döndüren şatafatlı gösterilere dönüşen bayram, giderek Batıda tüm Hristiyan dünyasında yaygınlık kazanmış.

 

 Peşrefli'nin sırtlarında şükür duası hazırlığı

Holywood filmleri ile bizim çocuk dünyamıza da bir şekilde sızıp giren bu bayrama dair anlatılan hikâyelerin benzerleri, bu topraklarda da var aslında. Bizim için ilginç olanı da bu hikâyeleri bulup çıkarmak ortaya. Akdeniz Bölgesi’nde Beydağları’nda, Çeşme civarında Karakancolos Geceleri olarak anılan ve Zemheri soğuklarının doruğa ulaştığı yılın o en soğuk günlerinde hatırlanan cadılar, Tire’nin Peşrefli köyünde de Coraz Geceleri namıyla anılan günlerde karşımıza çıkıyorlar. Yılın o en soğuk günlerinde Coraz cadılarını bu şekilde hatırlama, halkın hafızasında; belki de hastalıklara ve onlarla birlikte gelen ölüme ve o karanlık dünyaya bir gönderme olsa gerek.

 

 

Bir Peşrefli evinin duvarının en değerli yapı taşı

 

Peşrefli, Tire’ye yaklaşık 12 km uzaklıkta Aydın Dağları’nın o muhteşem siluetlerinden birisi olan Karakaya’nın eteklerinde kurulmuş, Arkaik dönemin izlerini görebileceğiniz bir açık hava müzesidir. Köyde bulunan ve şimdi Tire Müzesi’nin bahçesinde sergilenen mütevazı bir taş, bu yörede en önemli altı yerleşim yerini göstermektedir. Altı Birlik Steli olarak adlandırılan bu taşın bu köy sınırlarında bulunması, sanki köyün o dönemde bu yerleşim yerlerinin merkezi olduğunu hatırlatmaktadır.

 

 Beşe Veli’nin mezarının başındaki anıtsal kara servi

 

Köy, yüzünü Küçük Menderes ovasına çevirmiş, solunda Kargan Tepe ve Bortlak Tepe, sağında ise Büyük ve Küçük Hisarlık Tepeleri bulunmaktadır. Sırtını Aydın Dağları ve Erenler Tepesi’ne yaslamış olan köyün konumu bir çanağı andırmaktadır. Köyün antik dönemde adı Carere’dir. Rivayet olunur ki, Karakaya’dan inen Yörük, yerleştiği bu mekâna beş adet ev yapar. Köyün adı da beş evli olur. Oradan da zaman içinde giderek Peşrefli’ye dönüşür.

 

 Bir Peşrefli evinin duvarında yer alan antikiteler ve duvarcı ustasının imzası

 

Köyün bir buluşma yerini tarif eden Tokat semtinde yatan Ata mezarı ve başındaki kara servi, bize orada yatan kişinin en az 600 yıllık olduğunu göstermektedir. Bu da Türklerin Anadolu’ya gelip, Aydın Dağları’nı mesken edindiği ve sonra da bir kısmının aşağıdaki düzlüklere inerek yerleşik tarımsal hayata geçtiği zamana karşılık gelmektedir. Kara servinin altında yatan atanın adı yörede Beşe Veli olarak bilinmektedir. Beşe öz Türkçe bir kelime olup atmaca anlamına gelmektedir. Peşrefli, belki de yüzyıllar ötesinden bize ulaşan Beşe Veli’den de türemiş olabilir.

 

 Şükür Yemeği hazırlığı; kazanlar kaynıyor.

 

Peşrefli’nin tarihi arka planı oldukça derindir; ama biz köyden kısaca söz ettikten sonra esas konumuz olan Coraz Geceleri’ne ve Peşrefli’de hatırlanış şekline dönelim yeniden…

 

18–19–20 Ocak günlerinde Tire’nin Peşrefli köyünde sürdürülen bir geleneğin adıdır Coraz geceleriZemheri’nin 27’sine denk gelen bu ilk gecede, genellikle zemheri soğuklarının azdığı günlere denk gelir zaman. İnanışa göre soğuklarla birlikte bacadan inip gelen bir cadı ya da cinin adıdır Coraz. Kötülüklerin ve hastalıkların taşıyıcısıdır o. 

 

 

Peşrefli'nin arka dünyasında Karakaya'ya doğru uzayıp giden vadiler

 

Bugün sadece bazı yaşlıların sürdürdüğü bu gelenekte; 18–19–20 Ocak günlerinde bulgur, pırasa ve bamya asla pişirilmez. Çünkü inanışa göre, bulgur pişirilirse karıncaya, pırasa pişirilirse yılana, bamya pişirilirse sümüklüböceğe döner. Su küplerinin üstü mutlaka kapalı tutulur. Yoksa Coraz Cadısı gizlice gelir ve suya tükürerek onu mundarlar. Genç kızlar ve kız çocukları bu günlerde cadıdan korunmak amacıyla sokağa asla salınmazlar. İnanışa göre Coraz Cadısı, genç kızların saçlarını acıtarak tarar.

 

 

Peşrefli’de bir şükür yemeğinde keşkek kazanının başındayız

 

 

Bu günlerde yenmek üzere Peşrefli köyünün eskilerde hali vakti yerinde kişilerinden olan Hesmel Hafız’ın yaptığı gibi samanlık içinde kavun, karpuz ama özellikle bal kabağı saklanır. 18 Ocak akşamı samanlıktan çıkarılan kavun, karpuz ve kabaklar, köyün daha yoksul insanlarına dağıtılarak onların da bu yiyeceklerden mahrum kalmamaları sağlanır.

 

Peşrefli'de suyun yalnızlığı

 

Hallowen Day’in bir anlamda sembolü olan bal kabakları bizim Coraz Geceleri’nde karşımıza çıkar. Bugünlerde Peşrefli’de bal kabağının tatlısı ve yemeği yapılır. Birlikte yenilir. Bilindiği üzere bal kabağı, C vitamini açısından son derece zengin bir yiyecektir. Dolayısıyla bu denli soğuk günlerde; hastalıklara karşı vücut direncini korumak açısından, Coraz Geceleri’nde bolca tüketilmesinin ayrı bir anlamı vardır. Büyük olasılıkla Şamanist dönemden kalan bu ritüel bugün az da olsa Peşrefli köyünün yaşlıları arasında hala sürdürülmektedir

 

Peşrefli sokaklarında bir taş baskı tesisinden günümüze kalanlar; sanki trapetum ile orbisin kardeşliği

 

Bal kabağının sinkonta adı verilen ve fırında pişirilerek yapılan yemeği ile tatlısı Aydın Dağları’nın iki yakasında pek meşhurdur. Sinkonta; topan kabaktan yapılır. Kabak kabukları soyulduktan sonra ince ince dilimlenir ve bir tepsiye dizilir. Üzerine zeytinyağı, salça, soğan, acı kuru biber konur. Tepsi fırına sürülür; yavaş yavaş pişen kabak sonunda lokum gibi olur. Sinkonta, Tire köylerinde ayrıca bir şölen yemeği olarak da bilinmektedir.

 

Pazar tezgahında bal kabakları

 

Görüldüğü gibi yerelden evrensele ulaşabilmek adına her an hayatta sürprizler, yan yana yürürler. Hatırlanma günleri iki farklı kültürde farklı zamanlarda da olsa Pagan dönemden kalma gelenekler bir şekilde modern hayatımız içinde hala yer bulabilmektedir. Bunu da her şeyin tüketilmesi üzerine bina edilmiş bugünkü yaşamımıza karşı bir direnç ve yeniden üretim iradesi olarak da düşünebiliriz. Son söz olarak; ne mutlu o gelenekleri unutmayanlara ve bizlere hatırlatanlara…

Dağa Kaçtım ekibi

Yazan ve Fotoğraflayan: Hasan Doğan – İbrahim Fidanoğlu

Düzenleyen: M.YC

 
Toplam blog
: 140
: 882
Kayıt tarihi
: 02.09.12
 
 

  Ben ve iki eski dostum; bilgi dağarcığımızı doldurabilmek ve şehrin keşmekeşinden uzaklaşab..