Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '10

 
Kategori
Güncel
 

Dağlar taşlar “evet” diyor, ya vicdan!

Dağlar taşlar “evet” diyor, ya vicdan!
 

Vicdan azabı çekmemek için onun sesini dinlemek lâzım!


Her ne olursa, milletin kararı başımızın üstündedir.

Dağlar taşlar dile geldi… Dağlar taşlar “evet” diye inliyor… İnletiyorlar…

Şehirler, kasabalar, köyler “evet” diye bağırıyor…

Parklar, bahçeler, ışıklı-ışıksız reklâm panoları “eveeet” “eveeet” diye haykırıyor…

Yandaşı, korkağı, sindirileni, bitaraf gözükeni televizyonu, radyosu ve gazeteleriyle “evet” diyor da başka bir şey demiyor… Spor gazetelerinde bile tam sayfa ilanlar “evet” “evet” gözlere sokuluyor…

Parti araçlarının sonuna kadar açılmış hoparlörleri mekanik bir sesle kulakları tırmalıyor…

Halkın, bilhassa dindar-mazbut kesimlerin en ziyade kullandığı, içi en fazla “mana” dolu kelimelerinden biri olan “hayır” lügatlerden silinmiş gibi… “Hayır”a karşı bir savaş açılmış sanki!

TRT’si, Telekom’u, DDY’si hatta Ziraat Bankası bile devasa güçleriyle “evet” kumpanyasına destek veriyor, “Hayır”ı yok etme gayreti içindeler...

“Evet”in lideri ağzını açtığı anda 30 kanal birden canlı yayına geçiyor…

Sokakları, caddeleri, meydanları “evet” nidaları ile inletiyorlar… Pencereleri zangırdatıyorlar…

Zihinler, ruhlar esir alınmaya çalışılıyor…

Dehşet verici bir beyin yıkama ameliyesi yapılıyor…

Akla, mantığa, duygulara, millî iradeye tahakküm çabaları zirveye çıkıyor…

“Evet de!” “Evet de!” “Evet de!”

“Evet” taarruzu milleti ve memleketi cepheden, yandan, tepeden ve yeraltından kuşatıyor…

Millete kaçacak yer bırakmıyorlar…

Millete dayatılıyor: Teslim ol! “Beyaz” bayrağı çek!

ABD, AB, Barzani, PKK hepsi “evet”in yanında ve desteğinde…

Türk milleti bu tarihin en ağır, en korkunç kuşatmasını yarabilir, bu iradesini tahakküm altına alma baskısından kurtulabilir mi?

Kurtulmak için mecali var mı?

Elinde bu istila ordusunu bozguna uğratacak bir kudret var mı?

Var!

Vicdanı!

Bugünlerde sesi kısıldıkça kısılan, neredeyse hiç duyulmayan vicdanı!

12 Eylül günü, her vatandaş, en temiz, en halis duyguların kaynağı vicdanıyla baş başa kararını verecek!

Ya teslim olacak ya huruç edecek!

Sandık başında, her vatandaşın vicdanının sesi şu soruyu soracak: Senin sunduğun paket madem bu kadar güzel değişiklikler içeriyor, kampanya boyunca, bana satmak için bunca şaşa, o gürültü, o şatafat, o aşırı gayret nedendi?

Malının bir defosu yoksa, bir ayıbı olmasa, onu beğendirmek için kulaklarımı sağır edercesine bana metheder miydin?

Kaliteli bir ürün kendi kendini beğendirmez mi?

Arkadaş, bana çok şüpheli bir şey dayatıyorsun!

Bu dayatmaya boyun eğmeyeceğim!

* * *

İşte bu vicdanın sesidir… Kısık çıkar, cılız çıkar belki fakat o kadar saf, o kadar berraktır ki, en korkunç gürültülerin arasında bile onu ayırt edebilirsiniz.

Onu kasten köreltmeyen her insan vicdanının sesini duyar!

Eminiz ki; büyük badireler atlatmış bu millet fertlerinin kısm-ı azamisinin vicdanları körelmemiş, kirlenmemiştir.

12 Eylül günü vicdanların sesi, aylardır kafaları şişiren korkunç gürültüyü bastıracak, bir “OY” bütün “oy”unları bozacaktır.

 
Toplam blog
: 1412
: 1241
Kayıt tarihi
: 04.06.10
 
 

Ücret karşılığı hiçbir yerde çalışmıyorum. Sandıklı'da doğdum. Kuleli Askerî Lisesi, Kara Harp Okul..