Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Temmuz '10

 
Kategori
Siyaset
 

Daha fazla demokrasi... Hatay... İnegöl... Beytüşşebab...

Daha fazla demokrasi... Hatay... İnegöl... Beytüşşebab...
 

Artık terör ile yatar terör ile kalkar olduk. Güzel ülkemizin hangi noktasından şehit haberi alacağız diye haber bültenlerini korku ile açıyoruz.

Terör hızla yükseliyor. Bu ara üst üste cereyan eden üç olay konunun başka bir aşamaya doğru hızla gittiğini gösteriyor. İnegöl’deki olaylar, Hatay’daki olaylar ve en son Şırnak ili Beytüşşebap ilçesindeki “kuzu kırkma festivali” sonrası çıkan olaylar. Şekilleri, sebepleri farklı olabilir. Ancak birleştikleri nokta olayların bireysellikten toplumsallığa doğru gitmesidir ki, tehlikeli olan da budur.

Olaylara ilgi duyup inceleyenler, hele bizim gibi yaşadığı dönem içinde bütün kargaşalara, darbelere, ihanetlere, tanık olmuş olanlar bu gidişin çok zor dönemlere doğru atılmış adımlar olduğunu görüyor.

PKK olaylarına bir bakalım. Kaçan saklanan hain pusular kuran PKK, bu gün askeri noktalara, hatta birliklere saldırma cesaretini buluyor. Buna karşılık hükümetin yaptığı iş açılım dediği PKKyı aklama operasyonunun ardında durmak. Başka? Yandaş ve kurgulanmış yargı ile Yok “balyoz” yok “kafes” gibi birçok safsata ile ordunun moralini bozuyor, küçük düşürüyor, hareket alanını kısıtlıyor, daha da kötüsü gerek teröristlerin gerekse onların siyasi uzantılarının moralini yükseltiyor. İcraat bu ama dillerdeki laf, daha çok demokrasi. Sofradaki yemeği paylaşmak isteyen gelir, sohraya oturur. Gelip gidip sofraya tekme atmaz.

Dikkat ediniz! Ülke kurulduğundan beri en kötü ekonomik durumunu yaşıyor. Borç hemen hemen milli gelire ulaşmış ve rekor seviyede. Aç kesim her gün daha büyüyor ve toplumsal barışı tehdit ediyor. Türklerin aile sistemindeki yardımlaşma olmasa çoktan yağmalar, açlık gaspları başlamıştı ve sanılmasın ki asla başlamayacak.

Terör, bireysellikten siyasi yandaşlarının da desteği ile toplumsal hale dönüşmeye başlıyor. Ülke içinde çok iyi bir istihbarata, asker ve polisin gerçekten yardımlaşmasına, iktidar ve muhalefetin tek vücut olarak güvenlik güçlerimizin arkasında durmasına gerek varken hayali darbe planları yüzünden ordu yargılanıyor. Şimdi sormak lazım; Gerek asker gerekse polis hangi moralle ve hangi güvence ile terörün üzerine gidecek? Bu sorunun cevabını güvenlik güçlerinin rezil edilmesine zemin hazırlayanlar, Genelkurmay başkanının dediği gibi “asimetrik savaş” yapanlar ve yandaşları vermelidir. Vereceklerdir de. Din bezirganlarının insanları uyutma amacı ile dillerinden düşürmedikleri “mahkeme-i kübera”ya kalmayacaktır. Ömrü boyunca toplumsal olayları incelemiş, onlara yanlı bakmamış olan bu ihtiyar diyor ki, insanlar burada yaptıklarının cezasını da ödülünü de burada görür.

Hükümet “daha fazla demokrasi” demekten başka bir şey yapmıyor. Kimse kuşku duymasın ki, bu toplumsal olaylar devam ederse, teröristlerin siyasi uzantıları ülkemize NATO gücü istemeye başlayacaktır. Ülke bu şekilde çalkalanırken, hükümet birkaç kişinin yargıdan kurtulabilmesi amacı ile oluşturduğu anayasa değişikliği paketinin referandumda “evet” oyu almasına yönelik çalışmalar içinde. Bir tarafta ülke iç savaşa, bölünmeye doğru hızla giderken öbür tarafta beyler kendi yarınlarını kurtarma derdinde. Ne yazık ki, hükümeti ile medyası ile Osmanlının son dönemini yaşıyoruz. Bu söylediğim cümlenin sadece benim kişisel görüşüm olmasını ve doğru olmamasını ne kadar isterdim bilemezsiniz. Ancak ne yazık ki, başbakan ve ekibinin tenezzül edip gitmediği şehit cenazelerinin gününde Osmanlının son padişahının toronunun cenazesindeki tabut sırtlayışları her şeyin açık ve basit anlatımıdır.

Ülkenin bölünüp parçalanması kimseye ama kimseye yarar getirmeyecektir. O yüzden ağızlarında bir demokrasi sakızı ile ortada dolaşan, bilerek veya bilmeyerek bizim parçalanmamızı planlayanların ekmeğine yağ sürenler artık uyanmalıdır.

Burada iki çift sözümüz de halkımıza olacak. Artık lütfen uyanalım. Borç ile bir süre yaşanır ama bu ilânihaye sürmez. Bu gün aslında hak etmediğimiz harcanımlar için bize sorgusuz sualsiz borç verenler yarın haciz memuru ile kapımıza dikileceklerdir ve ülkemizi alacaklardır.

Bu yönetim sistemi ile, bu iktidar ile, daha fazla demokrasi safsatası ile gelinebilecek yere gelindi. Sanırım çok büyük çoğunluk bulunduğumuz noktadan memnun değil. O zaman küçük kişisel hesapları bir yana bırakalım hep beraber el ele gereğini yapalım.

27/7/2010

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..